Senaryosunu...
Onur karakterini de canlandıran Onur Gökçek kaleme alırken...
Yönetmen koltuğunda da Selçuk Aydemir'in oturmakta olduğu "Nemlizade"; küfrederek konuşmayı alışkanlık haline getiren, sosyoekonomik yapı ve IQ seviyesindeki belli bir kitleye hitap edildiği apaçık ortada olan...
Ucuz nitelikteki komedilerden biri olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
İstanbul, Kadıköy'ün Rasimpaşa Mahallesi'nde...
Oldukça mütevazı bir bütçeyle çekildiğini tahmin ettiğimiz...
Hatta...
İzlemeseniz de hiçbir şey yitirmeyeceğinizden kesinlikle emin olduğumuz bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Yaklaşık bir senedir...
Arkadaşlarından Kerim'in (Kerim Urun) ablası ilkokul öğretmeni Keriman (Merve Polat) ile aşk yaşasa da...
Ayağındaki çalıntı kovboy kunduralarıyla Onur...
***
Nemlizade'deki tanınmış...
Sıradan sokak serserilerinden birisi olması nedeniyle...
Dayısı Namık (Tuncay Gençkalan), Keriman'ı...
Kendisine vermemekte ısrarla direnmektedir...
***
İşte bu genel çerçeve içerisinde...
Mahalleye yeni taşınan Talat'ı da (Doğuş Bilgin) yanına alan Onur...
Mahallenin muhtarı olan dayısı Rasim'in (Ömer Kurt) ziyaretine gider...
Ve karşısında...
Yalvar yakar bir vaziyet alır...
***
Zira kendisine...
Kapısını bir kez daha çaldırtacağı Namık'tan...
Keriman'ı istetecektir...
***
Ki zaten...
Hava kararıp da akşam olunca...
Geleneksel adetler gereği...
Ellerindeki çiçek ve çikolata ile hep birlikte yola düşülüp...
Namık'ın evine varılarak...
Kız isteme faslına geçilir...
***
Ve kolaylıkla da tahmin edilebileceği gibi...
Onuncu seferde de...
Üstelik yine hakaret de edilerek...
Namık tarafından kapının önüne konulurlarken...
***
Sokakta yürürlerken...
Bağırarak yeğeni Onur'a çıkışan Rasim...
Farkında olmadan kendisine çarpan bir minibüsün altında kalarak...
Ölmese de, bitkisel hayata girer...
***
Tabii böyle olunca da...
Durumdan kendine vazife çıkaran Onur...
İhtiyar heyetinin (Hasan Pek, Aydın Erek, Sedat Develik) önerisi ve Kadıköy Kaymakamı'nın (Ahmet Kural) onayı ile de...
Bir anlamda çöktüğü...
Nemlizade'nin, makam ve mevki sahibi yeni muhtarı olur...
***
Ardından da ilk iş olarak...
Muhtarlık nam ve hesabına bir otomobil kiralayan Onur...
Muhtarlığa bir kamu denetçisinin geleceğini öğrenir öğrenmez...
***
Yirmi yılını hapislerde geçiren Eymen'e (Yaşar Aydınlıoğlu)...
Şöyle bir uğrayıp fikrini alırken...
Mahallelinin gönlünü hoş tutması gerektiğini de anlar...
***
Ama...
Muhtarlıkta...
Kendisine yardım eden...
Ahmet (Ahmet Arslan), Hale (Seda Soysal), Serkan (Doğan Keser), Talat ve Kerim ile takılan Onur'un yapabilecekleri de...
Sanki sadece...
Kişisel yetenekleriyle sınırlıymışçasına görünürken ...
Birden kaymakamlık denetçisi Mümtaz'da (Murat Onur Öner) çıkıp gelir...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 27...
***
Üç ay sonra yapılacak yerel seçimlerde...
Olası sürpriz rakipleri karşısında Onur'un ...
Muhtar olarak kalabilmek ile sokak serseriliğine yeniden dönmek arasındaki tercihlerinin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; gereksiz yere uzun tutulduğunu da düşündüğümüz, 73 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,