Hesabım
    Oyuncu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Oyuncu

    Oyuncu

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Fransız yeni dalga sinemasının nedeni bilinmez önderlerinden Jean Luc-Godard, "Bir filmi eleştirmenin en iyi yolu başka film yapmaktır" demiş. Oyuncu ise bu kuralı ters yüz ediyor: "Bir filmin aslında ne kadar iyi olduğunu benzeri çok daha kalitesiz bir filmi izleyerek farkına varabiliriz." Mesela geçen hafta vizyona giren Suretler, klasik bilim-kurgu temalarını ne kadar yüzeyden incelese de, eli yüzü düzgün bir aksiyon. Diğer yandan benzeri temaları üzerinden buldozerle geçip dağıtan Oyuncu, yılın en gerizekalı filmlerinden biri olmakla kalmıyor, otomatik olarak Suretler'i gözümde daha yükseğe çıkarıyor.

    Crank serisi ile tanınan Nevaldine/Taylor ekibi yazıp yönetmiş filmi. Adı yönetmenden çok Fast Food restoranını hatırlatan McG'den sonra şimdi de ismi pahalı anti-depresanları andıran yönetmen ekipleriyle karşı karşıyayız. Filmi Lionsgate mi, yoksa Pfizer mı dağıtmış, belli değil. Crank'i izleyenler, Nevaldine/Taylor'un Michael Bay'e taş çıkaracak "hikaye ve görsellik yoksunluğunu örtbas edebilmek için her çekimde kamerayı kayıtsızca sallayıp sağa sola rasgele pikselasyon efekti fırlat" stilini az çok biliyordur.

    Crank, bir Ingmar Bergman yeniden çekimi olmamasına rağmen en azından inanılmaz basit konusunu ana okulu seviyesinde bir zihniyetle ekrana aktaran az biraz eğlenceli, bomboş bir filmdi. Fakat Oyuncu, bu ana okulu zihniyetini üniversite seviyesinde fikirlerle doldurmaya uğraşıyor ve yılın en bulambaç filmlerinden birine yol açıyor.

    Yukarıda bahsettiğim gibi filmin teması Suretler'e çok benziyor. Bu sefer insanlar, robotları kontrol etmek yerine mikroskopik nanobilmemneler aracılığıyla başka insanları kontrol ediyor. İlk başta "Sosyete" adı verilen bir program aracılığıyla insanların başka insanları kullanarak kendi fetişlerini gerçekleştirebilmesine olanak tanıyan teknoloji, bir süre sonra idam mahkumlarının ölümüne savaştığı bir oyuna dönüşür. Bu ölümcül oyunun süperstarı masum idam mahkumu Kable (aksiyon oyunculuğunu astım saldırısı ile karıştıran Gerard Butler), oyunu kullanarak hapishaneden kaçmayı planlar.

    Bu noktada popüler kültürü sarıp sarmalayan vahşi bilgisayar oyunları, sanal yaşamın gerçek yaşam üzerine etkisi, mahkum ve fakir sömürüsü üzerine basitte olsa en azından aksiyon sinemasına yarışacak düzeyde incelemeler bekliyoruz, bekliyoruz da bekliyoruz.

    Fakat Nevaldine/Taylor'un tek amacı olabildiğince çok tek karesini diğerinden ayırd edemediğimiz, şiddet ve karmaşa dolu savaş sahnesini bir araya getirebilmek. Film, stereotipik yanlız buluğ çağı erkeklerini hedefine kilitleyerek sadece üç öğe sunuyor: Küfür, kan ve göğüsler. Bu üç öğe bir buçuk saat boyunca birbirini tekrarladıktan sonra film bitiyor ve (umarım) zihnini aşağılanmış hisseden buluğ çağında genç gişeye gidip parasını geri istiyor.

    Yazının başında Godard'dan bahsettiğimden ve yüzeyden bakıldığında filmi sadece şiddet ve çıplaklık içermesi yüzünden eleştirdiğim kanısına varılabileceğinden "aksiyon eleştirmeni kartı"mı çıkarıp bir diğer benzer aksiyonu, Arnold'un Koşan Adam klasiğini ortaya koyuyorum. İdam mahkumlarının reyting için benzer çatışmalara zorlandığı film, bir şaheser olmasa bile en azından 80'lere tipik beyinsiz steroit aksiyonunu gayet sert bir anti-medya mesajı ile bir araya getiriyordu. Nevaldine/Taylor ise ağızlarından çıkan tek bir kelimeye bile inanmadığımız karikatürlerini, "Sosyete"nin aşağılık ve grotesk oyuncuları gibi kendi fetişlerini ekrana kusmak için kullanıyorlar.

    Oyuncu, en basit açıklamasıyla aptal bir film. Yapımcılarını da, seyircisini de aptallaştıran aptal, aptal, aptal, aptal bir film. İnsan seyirciyi bırakın, herhangi başka bir yaşam formuna tavsiye edilemez.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top