Müşteri - Beyazperde.com eleştirisi : Müşteri

30'lu yaşlarda mahçup bir adam, Patrick. Asıl adı Marco ama müşterisi olan kadınlar onu bu isimle tanıyorlar. Aslında utangaç biri ama sevgili eşinin açtığı kuaför salonunun taksitlerini ödeyebilmek için kendini internetten zengin ve yaşı geçkin kadınlara sunuyor. Tabii hatırı sayılır bir ücret karşılığında. Başlarda her şey yolunda... Hem taksitler gününde ödeniyor, hem de sevdiklerini hediyelere boğabiliyor ama günün birinde hesaplanamaz olan oluyor ve kariyer yapayım derken aşkı ve evliliği feci şekilde ıskalamış olan Judith'le karşılaşıyorlar. İyi ve bonkör bir müşteriden sevgiliye dönüşen Judith'le kalbine iki aşkı birden sığdırmaya çalışan Marco'nun işi çok zor! Eşi Fanny'nin de durumu öğrenmesiyle oluşan tuhaf bir aşk üçgeni kurbanını sürekli değiştirerek şekilleniyor...

Filmin yönetmeni olan ve aynı zamanda Judith'in ablası Irene'i canlandıran Fransız Josiane Blasko'nun 2008 yılında çektiği Müşteri/Cliente, aşağı yukarı bu konuyu anlatıyor gibi gözükse de aslında çok daha derin anlamlar yüklenebilecek, kolayca içselleştirilebilecek bir film.

Bu seyri ve sonrasında üzerine düşünmesi çok keyifli olan ilişki dramasında beni asıl şaşırtan, kadın bir yönetmenin bir erkeğin dramına bu kadar empati besleyerek yaklaşabilmesi ve bunu ajitasyona kaçmadan anlatabilmesi oldu. Marco herşeyi berbat eden kişi gibi gözükse de aslında o hayatına giren kadınların istediklerini gerçekleştirmeye çalışan bir zavallı... Kendi istediği hayatı hep erteleyen ve kadınlarının gözyaşlarında boğulan Marco'nun aslında sadece biraz huzura ihtiyacı var. Judith ona bunu verebilecek bir kadınken, babası tarafından terkedilmiş ve bu yüzden travmatik bir aşkla Marco'ya bağlanmış olan Fanny'i yüzüstü bırakamayışı yüzünden, yaptığı seçimler, trajedisinin en güçlü sebebini oluşturuyor.

Hikayenin en çok hoşuma giden yanı ise, 3 önemli karakterine de hiç yargılamadan ve suçlamadan yaklaşıyor oluşu... Seçimlerinin sonuçlarına katlanan insanlar var sadece. İyi ya da kötü değiller. İnsanların kötülük yapmak için değil, mutlu olmak için başkalarını üzmelerinin ve "kötü"ye dönüşmelerinin, sonra da tekrar "iyi" olabilmek için çırpınmalarının harika bir gösterisi... Filmde mutluluğu bulan tek karakterin, hiç tanımadığı, başka kültürden bir adamın aşkına inanarak, korkmadan, tüm hayatını değiştirebilen Irene oluşu da film seyrederek hayata dair sonuçlar çıkarmayı sevenler için yol gösterici bir ders niteliğinde. Biraz naif de olsa keyifli bir ders...

Fransız filmlerinin kendine has kifayetsizliği Müşteri'nin de her karesine sızmış. Açıkcası bu "trajikomik" anlatım tarzını oldukça seviyorum ben. Hikayenin sakin ama sarkmayan bir tempo ile anlatılmış olması, oyunculukların başarısı ve dengeli oluşu, Jimmy Manyhorses, Berenice, Maggy gibi yan karakterlerin iyi işlenmiş olması gibi pek çok şey yüzünden, biraz da Hollywood işlerinden bunalmaktan belki de, Müşteri/Cliente mutlaka görülmesi gereken bir filme dönüşüyor. Orta yaşlardaki erkek izleyicilerin kendi sıkışmışlıklarından sebeple Patrick/Marco karakteri ile daha fazla özdeşleşme yaşayacakları kuvvetle muhtemel.