Hesabım
    Aslı Gibidir
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Aslı Gibidir

    Aslı Gibidir

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    İranlı usta yönetmen Abbas Kiarostami baştan çıkarıcı bir İtalyan kasabasında geçen 'oyunlu' bir aşk hikayesi anlatıyor bize. Bir yandan eski usul bir aşk bu, sinemada özlediğimiz türden klasik bir yakınlaşma. Diğer yandan; filmdeki gerçek sanat-kopya sanat tartışmasından yola çıkarak bazı detayları gizemli bırakıyor Kiarostami ve böylece güncel sinemanın 'gizemci' (ve muzip) yönüyle ilişki kuruyor. Usta sinemacı kariyerinin başından beri serüvenci, yenilikçi kimliğini korumayı başardığı gibi, burada da 'eski' ile 'yeniyi' yaratıcı bir şekilde buluşturuyor.

    Aslı Gibidir'de Toskana'nın zamansız sokakları iki gezgin ruhun romantik buluşmasına ev sahipliği yapıyor; Fransız bir galeri sahibi ve İngiliz sanat tarihçisi. Tabii onları buluşturan sanat tarihine olan merakları oluyor ve başlangıçta genel geçer sanat konuları üzerine konuşuyorlar. Sonra sıra kopya sanatın tartışmalı gerçekliğine geliyor. Adım adım konu kişiselleşmeye başlıyor; aşka geliyor, evliliğe geliyor. Sonra bir evlilik oyunu oynamaya başlıyorlar. Oyun dediğimize bakmayın, neyin gerçek neyin oyun olduğu nefis bir düğüm atıyor yönetmen ortaya.

    Kiarostami'nin romantik kahramanları gün boyu konuşuyorlar ve biz nedense onları izlemekten, dinlemekten sıkılmıyoruz. Birbirlerini etkilemeye, baştan çıkarmaya çalışıyorlar: Eskiden böyle olurdu bu işler, diyoruz. Şimdi iki kişi, amaçları bir ömür beraber olmak da olsa, yatağa girmek de olsa; susarak baştan çıkarıyorlar birbirlerini. Susunca, az konuşunca, 'anlamsız' konuşunca daha etkileyici oluyor sanki artık. Ama Kiarostami bizi eski günlere götürüyor eski duvarların eşliğinde. İnsanların konuşarak birbirlerini tanıdıkları, karşılıklı etkilendikleri zamanlara. Aslında böyle böyle eski usul bir aşk hikayesi anlatıyor bize. Ama bunu iki şekilde farklı ve yeni kılmayı beceriyor. Bir kere konuşmayı merkeze alarak radikal bir estetik yakalıyor; ayrıca, çiftin gerçek ilişkisini belirsiz bırakarak bugünün sinemasıyla, çok farklı yoldan gelerek etkileşime geçiyor.

    Yönetmen Sight & Sound dergisindeki röportajında, Aslı Gibidir için gerçek Juliette Binoche'u yakalamaya çalıştığını, onun bir başkası gibi olduğu, senaryodaki role büründüğü yerleri kurguda çıkardığını açıklamıştı. Yakından tanıdığı Juliette Binoche'un gerçek hayattaki halini olabildiğince yakalamaya çalışmış. Bu ilginç çaba, sözcüklerle ifade edilmesi çok kolay olmayan, olağanüstü bir performans ortaya koymuş. Aşka ve evliliğe dair dikkat çekici soruları olan, ama cevapları müthiş bir oyunla izleyiciye bırakan bir film bu. Hayatta bazıları konuşmayı, bazıları da dinlemeyi sever derler ya; öncelikle dinlemeyi seven romantiklere tavsiye ediyorum bu 'hediye' gibi filmi. Bir sürü yeni başlangıç yüklediğiniz şu yeni yılın ilk günlerinde gayet iyi bir tercih olabilir. İsterseniz yanınıza 'oyun' arkadaşınızı da alabilirsiniz.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top