Romy’nin algıladığı ve bizim algıladığımız!
Yazar: Banu BozdemirHalina Reijn’in "Babygirl" filminin ilk dakikaları bize Romy’nin cinsel hayatı hakkında yüklü miktarda bilgiyi aktarıyor, Romy ve kocası Jacob (filmde harcandığı düşündüğüm Antonio Banderas) seks yapıyor, sonu beraber aktıkları güzel bir yol gibi görünürken, Romy koşarak gittiği salonda izlediği pornoyla işini bitiriyor. Rol ve gerçek boşalmanın arasındaki farkı film boyunca sıkça deneyimleyeceğimiz bu ilk sahne mükemmel olmadığını bildiğimiz bir mükemmel evlilik tehdidi gibi duruyor! Ve ilk sahnesinden itibaren Stanley Kubrick’in erotik draması "Eyes Wide Shut" çağrışımı yapıyor, bilindiği üzere çok transa geçtikleri bir akşam Kidman kocası Tom Cruise’a, bir adama duyduğu cinsel özlemi anlatırken, her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunu ilan ediyordu… Ve biz birden yıllar sonrasına ışınlanıp, filmde dolgularıyla barışık olduğunu ima eden Kidman’ı yine bir cinsel tatminsizlik noktasında her şeyden vazgeçme çizgisinin tam üstünde buluyoruz! Bedenini ve ruhunu ortaya koyan, kendisinden genç bir adamla baskın-itaatkar ilişkisine giren Romy’nin tavırlarına denk gelen şey, cinsel istekleri yüzünden mahvolan bir aileden çok; kadınlar, duygular, bedenler ve en gizil benliğin teslim edilmesi üzerine bir hikaye, ama zaman zaman bunu ciddiye almakta zorlandığımız da aşikar!
Orgazmla açılıp kapanan filmde, sempatik tanışma sekansı birçok romantik komedi filminde olduğu gibi dizayn edilmiş. Romy işine giderken bir köpeğin birisine saldırdığını görür ve sarsılmış bir şekilde olduğu yerde kalakalır, daha doğrusu uzun boylu, gösterişli bir gencin köpeğe sertçe emir verip yanına çağırmasını ve köpeğin de itaatkar bir biçimde ona sokulmasını ilgiyle izler. Belki o an değil ama gencin şirketin küstah stajyeri Samuel olduğunu anladığında kendisini de ehlileştirebileceğini umar, kendisine emirler yağdırmasını ve ona sokulmayı diler!
2022’de "Bodies Bodies Bodies" ile vurucu bir çıkış yakalayan Reijn’in bu filmi maalesef tatmin etmiyor, gerçek hayatta olamayacak, o şirkette barınamayacak, hatta yakışıklı olmasa cinsel taciz suçlusu sayılacak bir stajyer karakteriyle farklılık zemini yakalamaya çalışsa da kafalarda şu soru kalıyor! Hadi Samuel karakterini bir şekilde sindirdik diyelim, ikili arasında yaşanan seks, Romy’nin kocasıyla yaşadığı seksten çok farklı durmuyor, düz seks yapıyorlar. Ancak neden sonuç ilişkisi olarak yorumlarsak ilginç olabilir! Bir de bu yasak seks için harcanan mesaiyi işin içine katarsak, evli ve çocukları olan bir kadın için ev ve uyku vakti kalmıyor, iki tane genç kız bu anlamda anneden daha olgun bir rol üstlenmiş oluyor!
Bir de Romy (bu arada Romy robotik sistemlerle insanlara ihtiyacı ortadan kaldırmayı hedefleyen bir depo sisteminin kurucusu ve Ceo’su) filmin sonunda kendisini taciz etmeye kalkışan yaşı geçkin iş arkadaşına, yaşadığı şeyin sahiciliğine vurgu yapmak için, sadece seks için olsaydı bunu parayla yapardım diyor. Ama George Michael’ın Father Figure şarkısıyla dizleri üzerinde Samuel’in emirlerini yerine getirdiği otel odalarının parasının da kendi cebinden çıktığını düşünürsek, sanki benzer noktaya gelmiş oluyor söylemi! Bu tarz filmler bir hayli fazla aslında, misal "İyi Şanslar Leo Grande"de dul ve emekli Nancy’nin seks işçisi Leo Grande ile otel odasında yaşadığı seks daha sahici duruyor, lakin "Babygirl"de filmimizin asıl anlatmak istediği güçlü bir kadınının sekse olan teslimiyet duygusu! Bunun içinse itibarından vazgeçmesi. İlginç mi? Romy’e göre seks saplantı olabilir ama Samuel’e göre her ne kadar aykırı dursa da gerçek! O yüzden Romy için rahatsızlık içeren eylemlerine başlıyor.
Öte yandan koca Jacob’un durumu da sorgulanası. Henrik İbsen’in Hedda Gabler oyununu yöneten bir tiyatro yönetmeni ve evlilik içinde sıkışıp kalmış Hedda Gabler’i sahnelemeye çalışması hiç de tesadüf değil. Ama film neredeyse Jacob’a hiç söz hakkı tanımıyor, Romy başlangıç ve sonları öyle iyi organize ediyor ki, tam tersine Jacob’a evlilik içi sıkışmışlık ve kabulleniş kalıyor!
Kidman Romy’i (Altın Küre adaylığı) rahat ve ateşli bir şekilde sunuyor, performansına diyecek yok gerçekten de. Ama filmin gizli silahı Harris Dickinson. Romy’nin doğru canlandırılması kadar Samuel’in doğruluğu da önemli… Şöyle bir Dickinson tevellütlüne bakarsak "Beach Rats", "Matthias & Maxime", "Postcards From London" ve "Hüzün Üçgeni"… Hepsinde de ayırt edici bir performans sergiliyor, Reijn o yüzden işini şansa bırakmamış, Kidman’ın karşısına en az onun kadar coşkulu birini koymuş. Ancak konu gereği olsa gerek, tehlikenin erotik heyecanı bize pek ulaşamıyor! Filmin sonunda Romy ve Samuel’in macerasının sona erdiğini söylemek spoiler olacak ama Halina Reijn’in ellerinden çıkan filme gösterilen abartılı tepkiler karşısında açıkçası şaşkınım. Başka ellerde daha muhteşem olur muydu bilemeyiz ama filmin sadece bazı anları dikkate değer, sonunu da Romy’nin insan eli değmemiş, robotik paket servisine bağlıyor yönetmen… Makinede hallolmuş, paketlenmiş, robotik bir şekilde yaşanıp bitmiş ve adresine ulaşmış algısıyla en azından vermek istediği mesajı sonlandırabiliyor!
Banu BOZDEMİR