Hesabım
    Run'ın Yaratıcısı Vicky Jones ve Başrol Oyuncuları Domhnall Gleeson ile Merritt Wever Diziyi Anlattı!

    Yeni dizi Run'ı yaratıcısı ve başrol oyuncularından dinleyin..

    Çok sevilen Fleabag'in yaratıcıları Phoebe Waller-Bridge ve Vicky Jones’un senarysounu yazdığı HBO'nun yeni dizisi “Run” 13 Nisan'da başladı. Türkiye'deki yayını ABD'den 24 saat sonra her Pazartesi beIN CONNECT'te yayınlanıyor. İkinci bölüm öncesi diziye biraz daha ısınmak isterseniz, Vicky Jones ve başrol oyuncusu Domhnall Gleeson ile yapılan röportajı okuyabilirsiniz;

    • Run’ın fikri nereden geldi?

    VJ: Ben ve Phoebe [Waller-Bridge], eskiden beri kaçmak istediğimiz her durumda birbirimize “Run” diye fısıldayarak şaka yapardık. Ayrıca, çiftler arasında gelişen küçük rutinler, kapalı kapılar ardındaki güzel detaylar ve ilişkilerin ayrıntıları hakkında bir romantik senaryo yazmak istiyordum. Bir çiftin yıllar sonra tekrar bir araya gelmesi fikri aklımıza geldi, sonra Phoebe eski “Run!” şakamızdan bahsetti. Bu da, eğer onlardan biri “Koş!” diye mesaj atar ve diğeri de aynısıyla cevap verirse, hayatlarını bırakıp, bir tren istasyonunda buluşup birlikte bu yolculuğa çıkacaklarına dair anlaştıkları fikriyle birleşti.

    • Özgür olma ve hayatını yeniden keşfetme temasının izleyicilere yakın geleceğini düşünüyor musunuz?

    VJ: Umarım. Günümüzde çok fazla seçeneğimiz var, ama hayat öyle bir şey ki, bu yollar kapanıyor. Yanlış seçeneği seçtiğinizden endişe etmek ve ne olabileceğini merak etmek insanca bir durum. Bu duyguları belli bir insana atfedebilir ve onlar için her şeyi bırakma fikri hakkında hayal kurabiliriz. Bazı açılardan, bu gerçekten heyecan verici bir fikir. Zaman çok hızlı geçiyor. Okulu ya da üniversiteyi bitiriyorsunuz ve aniden 30&39'lu yaşların sonlarındasınız, hala içeride aynı kişi gibi hissediyorsunuz, ama yetişkin sorumluluklarınız var. Belki içten içe hepimiz bunlar çok çabuk olmuş gibi hissediyoruz.

    • Peki ya eski bir sevgiliyle aşkı alevlendirme fikri?

    VJ: Herkesin arada bir göz attığı bir eski sevgilisi var, özellikle bugünün sosyal medyasıyla. Bir eski sevgiliyle arkadaş olmak da ilginç, çünkü birbirinizi çok iyi tanıyorsunuz ama ikiniz de değiştiniz. Orada kurcalanacak çok şey var.

    • Run, komediyi romantizm ve gerilim unsurlarıyla birleştiriyor. Bu eşsiz rengi nasıl ortaya çıktı?

    VJ: Öncelikle heyecan verici olmasını istedik. Before Sunrise fikri Richard Linklater tarafından çok zekice yapılmıştı. O detay duygusunu, insanları tutkuyla aşık eden şeyleri, sizi bu kadar güvende ve kabul edilmiş hissettiren şeyleri, her şeyi söyleyebileceğiniz, her şey olabileceğiniz ve o kişiyle gerçekten kendiniz

    olabileceğiniz o hali derinlemesine araştırmak istedik. Kesinlikle bunun hakkında yazmak istiyordum ama tabii ki çatışma olmadan bir drama yapamazsınız. Onları aşka düşürüp uzaklaştırmaktan ziyade, başka şeylerin dünyalarına bir anda girmeleri doğrultusunda bir dürtü hissettik. Onların romantizmi yeniden canlanıyor ve bunun heyecanı var ama öte yandan hayat da devam ediyor. Sorumluluklarınızın dışına çıktığınızda neler olduğunu keşfetme ve “Ne istediğine dikkat et” unsuru var. Muhteşem ve büyülü şeyler olur, ama korkunç şeyler de olur.

    • Richard Linklater'ın Before Sunrise film serisinin yanı sıra, diğer ilhamlarınız nelerdi?

    VJ: Hitchcock'un Strangers On A Train’i tabii ki. Badlands gibi birçok yol gezisi filmi izledik. Ve hep Nora Ephron'a atıfta bulunuyorum. When Harry Met Sally'nin etkisi yaptığım her şeyde görülebilir. O ileri-geri hareketin muhteşemliğinin peşindeyim.

    • Bol miktarda tren seyahati var. Bu ulaşım tarzından kendiniz de hoşlanıyor musunuz?

    VJ: Tren yolculuğuna bayılıyorum. Hayattan çıkma, başka bir dünyaya adım atma hissini seviyorum. Zaman trenlerde farklı işliyor gibi görünüyor. Gerçek dünyanın bir mikrokozmosu gibi. Ruby ve Billy gizlice bir şeyler deniyorlarmış gibi hissediyorlar, sadece görmek için. Yaptıkları şey hakkında bir inkar halindeler ve telefon sinyali olmadan, herkesten uzak oldukları için neredeyse hiç kimse gittiklerini fark etmeyecekmiş gibi. Ama elbette, fark ediyorlar.

    • Billy ve Ruby karakterlerini nasıl ortaya çıkardınız?

    VJ: Açıkçası her ikisinde de kendimden çok fazla var! Gelişmelerinde büyük bir faktör, diyaloglarla harika, şaşırtıcı seçimler yapmakta, sıradan gibi görüneni olağanüstü hale getirmekte inanılmaz bir kapasiteye sahip Domhnall [Gleeson] ve Merritt [Wever] tarafından oynanmalarıydı. Bu, Phoebe için her zaman yazmaya çalıştığım şekille aynı - eğer büyük bir oyuncu için yazıyorsanız, çok iddialı olabilirsiniz, çünkü niyetinizi kurcalar, onunla eğlenir ve bu tarzın çevikliğini yakalayacaklarını bilirsiniz. Domhnall ve Merritt bana gerçekten sınırları zorlayabileceğimi hissettirdiler. Ruby’nin birçok kısmı benden geliyor - bir insanı oluşturan karmaşık karışım. Sandığından çok daha cesur. Kocasıylayken, eskiden Billy ile olduğu biçimden farklı davranmaya başlamış. Yolculuk boyunca gerçek benliğini yeniden keşfediyor. Ve bir kadına olan ihtiyacıyla yönlendirilen bir adamı yazmak güzel. Çok kusurlu olmasına rağmen, Billy'nin Ruby'ye olan sevgisi derin ve

    gerçek ve bunun tarafından savunmasız hale getiriliyor.

    • Seçilmelerinden önce de Domhnall ve Merritt’in hayranı mıydınız?

    VJ: Aman Tanrım, sonsuz biçimde. Her ikisinin de büyük hayranıyım. Hala bu kadar sıra dışı aktörlerle çalışabildiğime inanamıyorum. Bir sonraki sefer ne bulacaklarına dair hiçbir fikriniz yok ve sizi sürekli şaşırtıyorlar. Her ikisi de çok yaratıcı ve gerçekliğe tüm karmaşıklığı ve rengiyle bağlılar. Phoebe ile uzun yıllar birlikte çalışınca, çok fazla şey verebilen oyuncuların kıymetini anlıyorsunuz. Bazen bir repliğin çalışıp çalışmayacağını, onlar söyleyene kadar bilmiyorsunuz ve sonra kalbinizi kıran bir şey yapıyorlar. Sizi iyi gösteriyorlar!

    • Phoebe Waller-Bridge'in göründüğü rol nasıl ortaya çıktı?

    VJ: Hep bir tane istediğini söylerdi ve içinde olmasından çok memnunum. Karakterin yaradılışında kesinlikle katkısı vardı. Ayrıca çok iyi tanıdığınız biri için yazarken çok fazla fikir ortaya çıkar. Ormanda yaşayan bu gizemli kişiye dair fikirlerimiz vardı. Biraz gizemli olduğu, ne istediği ve hayatında neyin eksik olduğuna dair çok net bir fikrim vardı, bu yüzden de bunlar ortaya çıktığında, sürpriz oluyor. İlk başta biraz

    tanınması güç biri.

    • Run, diğer işleriniz arasında nasıl bir yerde?

    VJ: Bunun dışında kalıp Run'a objektif olarak bakma şansım olmadı ama umarım insanlar biraz şaşırırlar. Hikaye ilerledikçe şaşırtıcı hale geliyor ve hiç kimse nereye gittiğini tahmin edemeyecek. Bu gerilim öğesi daha önce hiç denemediğim bir şey, o yüzden bunu drama, komedi ve romantik şeylerle karıştırmak gerçekten eğlenceli bir mücadele oldu. Umarım insanları tahmin etmeye çalışır halde tutar, gergin ve

    heyecan verici kalır ve hoş yönde şaşırırlar.

    • Run’ın gösterime girdiği bu garip zamanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

    VJ: Bu kahredici durum sırasında olumlu şeyler düşünmek önemlidir, bu yüzden küçük bir kaçış sağlayabileceğini hayal etmek güzel. Kelimenin tam anlamıyla, bu gerçeklerden kaçıştır.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top