Ölümcül Uçuş
BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
2,5
Geçer
Ölümcül Uçuş

Pijamalı Hartnett’in savuşturma gücü!

Yazar: Banu Bozdemir

James Madigan’ın ilk yönetmenlik denemesi "Fight or Flight" / "Ölümcül Uçuş", biraz da Josh Hartnett için parlak bir dönüş imajı barındırıyor. "Oppenheimer" ve gerilim filmi "Trap"ten sonra aynı oranda da olsa hak edilmiş bir geri dönüş diyebiliriz. Aksiyonun dibine vuran film, saçmalık potansiyeliyle birlikte oyuncularına, özellikle de Harnett’in gevşek ve eğlenceli oyunculuğuna çanak tutan bir rahatlıkla karşımıza çıkıyor.

Vertical

Aksiyon filmlerinin özellikle düşük bütçeli olanları öncüllerinin kopyası olmaya yatkındır, bizim "Fight or Flight" da "Bullet Train"in uçakta geçen versiyonu gibi. "Bullet Train" Tokyo’daki bir trende farklı nedenlerle birbirini öldürmeye çalışan bir grup suikastçıya odaklanıyordu; burada ise Tayland’da sürgün yaşayan, alkolik, sarı saçlı Lucas Reyes’i (Hartnett) merkeze alarak bir bilgisayar korsanı olan Ghost’u yok etmeye kararlı suikastçılarla dolu bir uçağa... Buradan çıkan şey altın değerinde aksiyon oluyor. Bazı dövüş sahneleri prova özeninde sıkıcı hissettirse de, karmaşa ve yıkım için uçağın her köşesini ve parçasını kullanmaları takdire şayan. İçeri nasıl sokulduğunu sorgulamadığımız kesici aletleri de (motorlu testere) işin içine katarsak, içecek arabaları, emniyet kemerleri ve bavul bölmeleri iyi bir koreografinin eseri olarak ilk uzun metrajını çeken bir yönetmenin hanesine etkileyici bir artı olarak yazılıyor.

Filmin anlatısal olarak bir derinliği olmasa da aksiyon hayranlarını tatmin edecek eğlence potansiyeline sahip, düşük bütçeli bir B filmi olmasına rağmen gişe şampiyonu rakiplerinin kalitesine ulaşmak için harcadığı çabayı görmek aksiyon severlerin dikkatinden kaçmayacak gibi duruyor. Filmin yalnız şöyle bir handikabı var, filmdeki suikastçıların birçoğu Hollywood’un Asyalı kontenjanından faydalanıyor ve başlangıç paketi işlevi görevi görüyor. Sanki ilk taslak olarak hazırlanmış numaraları filmi aşağıya çekiyor. Bir de "Bullet Train"in bu kadar yükselmesinin nedenlerinden biri olan yetenekli oyuncuların burada kullanılmaması, bu da sıradanlık biletini baştan kesiyor seyircinin eline!

"Fight or Flight" öncülünün ardından gelen düşük bir artçı gibi davranmıyor, aksine onu değerlendirmeye alıyor, herkesin üzerine çullandığı riskli bir kahramanı bitmek bilmeyen atılımlarla savunma durumuna geçiriyor. Ve bunu yaparken first class müşterilere verilen pijamalar da üstünde! O bir kaybeden ama birinci sınıf bir kaybeden! Ortak yazarlar Brooks Mclaren ve DJ Cotrona önümüze gürültülü ve eğlence dozu ayarlanmış bir senaryo getirmeyi başarıyor. Zaten düşük bütçesinin arkasına sığınarak ikna edici olmayan özel efektlere ve ucuz sinematografiye fazlaca yer veriyor. Bir de uçakta olmaması gereken bir kesici alet ortaya çıktıysa, film B sularında yüzmeyi kabul etmiş demektir, ki burada da olan bu! Ama film bunu dert etmiyor, zaten meselesinin anlamsız bir kaçış olduğu vurgusunu pürüzsüz bir şekilde bize anlatmaya çalışıyor. Suikastçıları bir kenara toplarsak Reyes’e tek yardım uçuş görevlisi Isha’dan (Charithra Chandran) geliyor, Hartnett ve Chadran’ın uyumlu kimyası, filmin eksik olan noktasına parmak basıyor ve değişimlerini dengede tutuyor, sırf bu uyum için bile devam filmi gelebilir, kim bilir! Film bir yandan da tek mekan buhranından bizi alıp Reyes’i yönlendiren Katherine ve iş arkadaşının atışmalarına götürüyor, bu da bir nevi ortam dağılımı sağlıyor.

Banyoda geçen uzun açılış mücadelesinden, çılgın finale kadar, müzik seçimleri, pratik dublör seçimleri ve aksiyon hayranlarının üzerinde duracağı keyifli işler var, "Trap"ten sonra Josh Harnett’in akıllarda kalan orta karar filmleri kervanına bir yenisini eklese de, Harnett’in kendine güveni, Madigan’ın görsel toparlamasıyla türbülanslı bir hikayede mantıksız ama keyifli ve cömert bir yolculuk vaat ediyor. Öyle ki; filmin belirsiz sonunu bir gösterge kabul edersek Lucas Reyes için yolculuk devam bile edebilir!

Banu BOZDEMİR

Daha Fazlasını Göster