Hesabım
    Cinayet Gecesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Cinayet Gecesi

    Bu Filmin de Katilini Biliyoruz!

    Yazar: Zafer İlbars

    Cinayet Gecesi, her şeyi bir kenara bırakarak söylemeliyiz ki sırf Anthony Hopkins'in varlığıyla insanı yerinden kaldırıp sinemaya yöneltecek bir yapım. Ama ya gerisi? İşte orada biraz durmak gerek. Fazlasıyla Hopkins'in performansına sırtını dayamış olan filmin, usta oyuncunun varlığının dışında ortalama bir yapım olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

    Filmin Hopkins'in oyunculuğuna endeksli olduğu, usta oyuncunun daha önce oynadığı ve hafızalardan silinmeyen karakterlerine benzer özelliklerle inşa edilmiş bir rolü canlandırmasından belli. Eminiz ki bu filmde kendisini izleyenler, canlandırdığı rolün Dr. Hannibal'ı çağrıştırdığını daha ilk sahnelerden anlayacaklardır.

    Kendisini aldatan karısını romantik bir şekilde "seni seviyorum" dedikten sonra öldüren ve akabinde polisleri çağıran karakterimizle genç ve başarılı bir savcı karşı karşıya geliyor filmde. Hopkins'in canlandırdığı Crawford karakteri genç savcıyla ilk karşılaşmasından itibaren kurnazlık dolu adımlar atıyor. Karşısındaki genç savcının kusurlarını analiz ediyor ve avukat talep etmeden kendi kendisini savunmayı tercih ediyor.

    Şimdiye dek üstlendiği davaları kaybetmeyen, kaybedebileceği üç davayı sinsice sezerek başkalarına postalayan ve parlak kariyerine yön verecek parlak bir iş anlaşmasına imza atmak üzere olan Willy, Crawford'ın kendisine adeta alay edercesine meydan okumasıyla ince hesaplarla hazırlanmış bir planın tuzağına düşüveriyor. Oysa her şey en başta o kadar kolay gözüküyor ki. Karısını öldürmüş ve sıcağı sıcağına ifade imzalamış bir adam. Ancak, Crawford'ın silahının cinayetin işlendiği silah olmaması genç savcıyı ters köşeye yatırıyor.

    Bulunamayan silah, filmin en önemli silahı aslında! Zira en büyük kanıt ortada yok, üstelik Crawford'ın öldürülen karısının aşığı olay yerine gelen ekibin dedektifi. Yani tam bir bulmaca tadında film. Seyirci her şeyi biliyor ve hatta savcı da biliyor. Merak ettiğimiz bu cinayeti nasıl ortaya çıkaracakları? Seyirci olarak tüm ayrıntısını bildiğimiz bir cinayetin nasıl aydınlatacağını merak ediyoruz.

    Crawford karakterinin kurnazlığını ve kumpas yeteneğini görünce bunun ne kadar zor olduğunu, kötü ruhlu bir karakterin zeki olmasının hikayenin selameti açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Gerçi bu film Hopkins'in oyunculuk yeteneğiyle bunu başarıyor. Hopkins olmasa, filmin izlenebilir olması şüphesiz zora girer. Hatta bunu, son dönemin başarılı oyuncusu Ryan Gosling'in varlığına rağmen söyleyebiliriz. Doğrusu, özellikle Tepetaklak Nelson'daki gibi oyunculuk kumaşına çok uymuş bir rolden sonra böyle idealist bir kişiliğe sahip, temiz ve parlak yüzlü genç avukat rolünde izlemek kötü bir iş çıkarmamış olmasına rağmen tam olarak tatmin edici gelmiyor.

    Yine de klasik mahkeme filmlerindeki 'dananın kuyruğunun koptuğu son dava' klişesi bu filmde yok. Klasik mahkeme filmlerinde tüm olay son davaya kalır ve ama bu filmde esas olan karakterlerin yaptığı akıl hamleleri. Akıcılığı ve olay dizisinin gelişimindeki düzen filmin diğer artıları. Yine de çok fazla beklentiye girmemek lazım. Hopkins'in yüzü suyu hürmetine izlenebilir.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top