Hesabım
    Zoraki Tatil
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Zoraki Tatil

    Zoraki Tatil

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Zoraki Tatil'de ailelerinden nefret eden "Özgür Ruhlu San Francisco Çifti" Brad (Vince Vaughn) ve Kate'in (Reese Witherspoon) ebeveynlerini canlandıran efsane aktör listesi Robert Duvall, Sissy Spacek, Mary Steenburgen ve Jon Voight'un para için katlandıkları zoraki performanslarını izlerken içimde tanımlayamadığım depresif bir his oluştu.

    Film hakkında daha fazla bilgi almak için Internet Movie Database'e girdiğimde ise bu depresif hissin sebebi ortaya çıktı: Bu efsanelerin hepsi birer en iyi oyuncu Oscar'ına sahip. Karşımızda Oscar'lı dört dev var (Bir diğer Oscar'lı Reese Witherspoon henüz dev sayılmaz, özellikle 1.52'lik boyuyla) ve hepsi Zoraki Tatil gibi yapmacık, orijinallikten yoksun, her adımda seyircisinin zekasını aşağılayan ve açıkçası çirkin bir komedide görünme gafletinde bulunuyorlar. Önce Wall-E hakettiği Oscar'ları almadan eve dönüyor, şimdi de yılların Robert Duvall'ini kötü bir vodvil aktörünün reddedeceği klişe cahil kasabalı "redneck" baba rolünde izliyoruz. İhtiyacım olduğunda bir kutu Zoloft nerede?

    Noel zamanında sorunlu ailelerinden kaçmak için her sene ebeveylerine Burma gibi cehennemlerde hayır işi yapacaklarını söyleyip Fiji ve Bahamalar gibi güneşli tatil mekanlarına giden Brad ve Kate (Tabii ki işin ucunda Bahamalar varken kim Burma'ya gidip açlıktan ölen çocuklara yemek götürmek ister?), havaalanında bir televizyon ekibi tarafından ani bir röportaja maruz kalırlar. Brad ve Kate, kendilerini televizyonda izleyen aileleri tarafından basılırlar ve her biri boşanmış dört ebeveynin dört evini teker teker ziyaret etmek zorunda kalırlar.

    Pekala, nereden başlayalım? İlk olarak filmdeki bütün karakterler boş, negatif, sinir bozucu, rahatsız edici, cimri, adi ve kısacası tatsız kişilikler. Brad ve Kate'in her aile ziyareti 30 yıl öncesinin en kötü komedi şovunda bile görünmeyecek kalitesizlikte zoraki abartı, klişe ve eskimiş skeç tarzı sahnelerden oluşuyor. Brad'in cahil babası ve kafes dövüşçüsü kardeşi (Yılın ikinci en iyi süper kahraman filmi Demir Adam'ın yönetmeni Jon Favreau) her fırsatta Brad'i dövüp aşağılıyorlar. Peki Brad bu kadar suistimale maruz kaldıktan sonra neden babasının evini terk etmiyor? Çünkü yolda daha bir sürü eskimiş yalapşap fiziksel komedi var, Brad'in uydu alıcısını yerleştirmeye çalışırken çatıdan düşmesi mesela (Ha Ha).

    Cahil kasabalı aileden Brad'i arzuladıklarını saklamayı aklından bile geçirmeyen azgın yaşlı kadınlarla dolu eve, oradan da Brad'in en iyi arkadaşıyla evlenen hippi anne'ye (Sissy Spacek) gidiyoruz. Bu arada tabii ki kusan bebekler, çişli hamilelik testini ağzına alan çocuklar ve tatsız lezbiyen şakalarının sonu gelmiyor. Sıra dördüncü ve son aileye gelince tabii ki film üzerimize bu kadar çirkinlik attıktan sonra birden son on dakikada yumuşamaya karar veriyor ve her Noel filmine zorunlu bir sakarin misali şirinlikle sonuçlanıyor.

    Brad ve Kate'in ailesi her ne kadar amatörce elden geçirilmiş çirkin ruhlu karikatürler olsa da, eğer Brad ve Kate ile kişisel bir bağ kurabilseydik Zoraki Tatil belki biraz daha katlanılabilir bir komedi olabilirdi. Benzeri bir konuya sahip Meet The Parents'ın (Zor Baba) başarısı izlediğimiz kişilikler ve olaylar ne kadar absürd olursa olsun, Ben Stiller'ın canlardığı karakterin saf ve iyi ruhlu bir kişilik olması, bu sayede seyircinin onunla kişisel bir bağlantı kurabilmesinde saklıydı. Zorlama Tatil'de ise Brad ve Kate cimri, hedonist, her fırsatta ailesine yalan söyleyen ve her tür sorumluluktan korkan çürük karakterler. Zoraki Tatil'in ilk bakışta kısa gibi görünen 88 dakikalık süresi boyunca bir an bile Brad ve Kate'e sempati duymadım.

    2007 yılının en eğlenceli belgesellerinden The King of Kong'a imza atmış yönetmen Seth Gordon'u ilk büyük Hollywood filmindeki alışılagelmiş ve tembel yönetimi için fazla suçlamamak lazım. Bana da minnacık mütevazi bir belgesel yönettikten sonra milyonlarca dolarlık, A-listesi starlarla dolu bir Hollywood filmi teklif etseler, o film Meet The Spartans 2 bile olsa bir saniye bile düşünmem üzerine atlarım. Neyse ki en azından Zoraki Tatil'de King of Kong'un Steve Wiebe'sini bir kez daha Donkey Kong oynarken görüyoruz. Benim tavsiyem, Zoraki Tatil'i bir kenara bırakın ve King of Kong'a bir göz atın.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top