Hesabım
    Pontypool: Öldüren Kelimeler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Pontypool: Öldüren Kelimeler

    Pontypool: Öldüren Kelimeler

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Amerikan edebiyatının aykırı yazarı William S. Burroughs'un popüler sözüdür: "Dil Virüstür". Popüler derken utanıyoruz, ama şarkı sözleriyle ve diğer uyarlamalarla popüler kültür de kullanmıştır bu karanlık benzetmeyi. Düşük bütçeli bir zombi filmi gibi duran, halbuki yönetmeninin açıklamasıyla zombilerin yerini "iletişim kurbanlarının" aldığı bu orijinal filmin arkasında, Kanadalı bir yönetmenin olmasına şaşırmamak lazım. David Cronenberg filmlerini hatırlatan (ama onlara benzemeyen) filmin arkasında, en son "The Tracey Fragments"a imza atan serüvenci bir yönetmen var. Filmlerin metin boyutunu da önemseyen bağımsız ruhlu sinemacıların tür sinemasına el atması oldukça iyi sonuçlar doğurabiliyor. Okur/yazar sinemacıların bu konudaki tercihi ise daha çok zombiler oluyor; ki bu konuda haksız sayılmazlar. Şimdi radyoyu açabiliriz.

    Çenesi düşük ama boş konuşmayı sevmeyen bir radyo DJ'i sıradan bir güne başlıyor. Sesten yalıtılmış canlı yayın odasında günün telefonlarını alıyor; radyoculara özgü sevimli bir ukalalıkla dışardaki hayatla iletişim kuruyor. Daha sonra dışarıdan tuhaf haberler gelmeye başlıyor ve bir tür virüsün sokaklarda yayıldığına kulak misafiri oluyoruz.

    Her şey kontrolden çıkmış bir virüsün yol açtığı zombileşme salgını gibi gözüküyor başta; sonra içeri girmeye başlayan kurbanlardan bu virüsün başka türlü bir virüs olduğunu öğreniyoruz. Dünyanın en popüler ve yaygın dili; bilmemenin ayıp karşılandığı İngilizce'nin çok kullanılan bazı kelimeleri virüs kapmıştır. Çaresi yok mudur? Vardır. Başka bir dil veya hastalıklı dili yeniden düşünmek, düşünerek konuşmak; sözcüklerin içini doldurmak. Hastalık manidar ama çözüm belirsiz.

    Öldüren Kelimeler, bir Quentin Tarantino filmi gibi her tür izleyicinin farklı derecelerde tatmin olabileceği bir film değil. Tarantino'nun bunu nasıl başardığını da anlayabilmiş değiliz, fakat "sinefil yönetmen" imajının da bunda katkısı olsa gerek. Düşük bütçeli bir zombi filmi görünen ama dilbilim, iletişim ve kültür gibi konulara dalarak türü derinlere çeken bir film size orijinal geliyorsa, bu filmin küçük bir başyapıt olduğunu kabul edeceksiniz.

    Tek mekanda geçen klostrofobik filmlere dayanamıyorsanız; sinemanın saf görsel bir sanat olduğu, geveze filmlerin yanlış olduğu gibi sinema okulu klişelerini ciddiye alıyorsanız; veya aksiyon dozu düşük filmler az uyuduğunuzu hatırlatıyorsa, o zaman uzak durabilirsiniz. Yazıyı film eleştirilerinin virüslü cümlesiyle bitirelim: Uzak durursanız, çok şey kaybedersiniz.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top