Hesabım
    Sert Rüzgarlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Sert Rüzgarlar

    Sert rüzgarlara karşı ayakta kalmaya çalışan bir baba...

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Eşiniz bir gün "Bu hayata daha fazla dayanamıyorum" dese ve ertesi gün hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolsa neler hissederdiniz? Üstelik canı gibi sevdiği iki küçük çocuğu da ardında bırakarak? Kendinizi nereye kadar suçlardınız; ve aynı hayatı sürdürerek onun dönmesini ne kadar beklerdiniz?

    Yazar Paul Anderen, karısı Sarah ortadan kaybolduktan sonra, iki çocuğu ile birlikte onu Paris'teki evlerinde tam 1 yıl bekliyor. Tabii beklerken boş durmuyor, her ihtimale karşı eşini olabilecek her şekilde arıyor ama nafile. Çocukları da bırakıp, çekip gittiğine inanarak, doğup büyüdüğü sahil kenarındaki küçük kasabaya geri dönüyor. Geçmişte bıraktıklarıyla yüzleşmek pahasına çocuklarına büyük şehirde veremediği hayatı, babadan kalma yadigar evde vermeye çalışıyor. Zira Sarah'ın anılarıyla, onu bekleyerek yaşamak Paul'e göre dayanılmaz hal alıyor.

    Fransız oyuncu Jalil Lespert'in bir hayat kadınının 24 saatini anlatan 24 mesures filminden sonra çektiği ikinci uzun metrajlı işi olan Sert Rüzgarlar filminin temelini bu öykü oluşturuyor. Ünlü Fransız yazar Olivier Adam'ın aynı adlı çok satan romanı Des vents Contraires'ten uyarlanan film, yıkılmak üzere olan bir adamın yeniden ayağa kalkma çabası olarak yorumlanabilir.

    Ödüllü oyuncu Benoît Magimel'in oldukça başarılı bir biçimde hayat verdiği Paul karakteri, önce farklı yollarla karısının hayalinden kopmaya çalışıyor. İlk başlardaki asosyalliğini direksiyon kursuna gelen sürücülerin onu "açmasıyla" yense de çevresinde hiç kimse Sarah'ın öldüğüne Paul'u inandıramıyor. Diğer yandan erkek kardeşiyle kavgaları karşılıklı hesaplaşmalara olanak tanıyor ve Paul kabullenmek istemediği geçmişle yüzleşerek, katastrofunu kısmen de olsa gerçekleştiriyor. Bu süreçte halen annesini özleyen ve bekleyen çocuklarıyla daha da yakınlaşıyor ve çocukluğunun kentinde yaralarını sararken, sürprizini bozmak istemediğimiz final de geliyor.

    Jalil Lespert terk edildiğine inanan iki çocuk babası orta yaşta bir adamın trajedisini, iç hesaplaşmasını verirken inandırıcı bir perspektif kullanıyor; Paul'un hissettiği çaresizlik ve sıkıntı seyirciye de geçiyor ama onu sıkmıyor. Elbette bunda Altın Palmiye ödüllü oyuncu Benoît Magimel'in filmi sırtlayan oyunculuğunun payı çok büyük. Yeri gelmişken Audrey Tautou'nun filmin çok az yerinde hayal olarak karşımıza çıktığını hatırlatalım. Sert Rüzgarlar, dram-romantizm arası bir Tautou filmi değil.

    Diğer yandan Fransız görüntü yönetmeni Josée Deshaies'ın da başarılı bir işe imza attığını ekleyelim. Özellikle sahilde esen sert rüzgarları, Paul'un içinde kopan fırtınalarla özdeşleştirmek işten bile değil. Paul'un çocuklarını canlandıran küçük oyuncular Cassiopée Mayance ve Hugo Fernandes'in de iyi yönetildiğini belirtmek gerek. Öte yandan filmde insanın içine oturan, akılda kalıcı bir müzik olmadığını da söylemeliyim. Bu kadar derinlik, müzik anlamında belki daha fazlasını hak ediyordu.

    2011 yapımı Sert Rüzgarlar Avrupa sineması takipçilerini tatmin edecek cinsten, empatiye açık ve makul bir sürede kotarılmış bir film. Gerçek hayatta olabilecek bir insan öyküsü izlemek isteyenlere haftanın alternatifi olarak sinemalarda...

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top