Hesabım
    Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak

    Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak

    Yazar: Murat Tolga Şen

    İlk kez 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde seyirci karşısına çıkan ve farklı kültürlerden, farklı yaşlardan iki insanın yıllara yayılan dostluğunu duygusal bir dille peliküle aktaran Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak bu hafta 69 kopya ile gösterime girerek seyircisini arıyor.

    Filmin konusu bir kültür ve kuşak çatışmasının nasıl farklı bir dostluğa yol açabileceği üzerine ve hikâyenin tamamı İtalya'da geçiyor. Genç ve ezik bir tip olan Ekin, dil öğrenmek amacıyla geldiği bu ülkede kalmak için, bula bula erkek düşmanı Bayan Enrica'nın evini buluyor. Evini kız öğrenciler için bir pansiyona çeviren Enrica'nın bu nefretinin altında haklı ve zamanın içine gömülmüş bir trajedi vardır. Fakat bir yandan da farklıdır Ekin ve bu başlarda ona karşı çok katı bir tutum izleyen Enrica'nın da dikkatini çeker. Böylelikle Bayan Enrica'nın çabalarıyla Ekin'in bir tırtıldan ipek böceğine dönüşme öyküsü ve bu ilginç ikilinin yakınlaşması başlar. Uzun lafın kısası; insanın hayatını, hayatına giren başkaları inşa eder sözüne uyacak bir dostluk ve aşk öyküsü.

    Bu yıl neredeyse moda olduğu üzere Sinyora Enrica İtalyan Olmak da bir 'ilk' yönetmen filmi, fakat bu ilk yönetmenlik denemesinde Ali İlhan diğerleri gibi elini korkak alıştırmayıp, "Once Upon A Long Time in the West" ile çocukluk aşklarım arasına girmiş ünlü İtalyan yıldız Claudia Cardinale'i filmin başrolüne taşımış. 70'lerde çevrilen "Baş Belası" gibi bazı avantür denemelerini saymazsak ilk defa, üstelik de böyle bir efsanesi olan bir oyuncunun, hikâyeye ve yönetmene inandığı için rolü kabul etmesi gibi bir durum var ki ortada bu da sanırım tüm yeni sinemacılara cesaret verip önlerine daha başka hedefler koyacaktır. Sadece bunun için bile teşekkür etmek gerekir genç yönetmene.

    Filmin geri kalan oyuncu seçimi de epey başarılı. Bu yıl Çakal ile oyunculuk hayatının en iyi performansını vermiş olan İsmail Hacıoğlu bu filmde de ezik, dünyadan bihaber ama aşkı arayan Ekin karakterini başarıyla canlandırıyor. Valentina rolündeki Sicilyalı muhteşem güzel Lavinia Longhi sadece Ekin'in değil filmi izleyen tüm Türk erkeklerinin aklını başından alacak gibi. Bu arada ilginç bir hadise de Bayan Enrica'nın oğlu Giovanni karakterini canlandıran Teoman Kumbaracıbaşı'nın bir İtalyanı, İtalyan bir oyuncudan daha iyi oynamış olması.

    Filmin klasik tarzı, minimal seven Altın Portakal jürisine pek uygun düşmese de Türk seyircisi bu filmi sevecektir diye düşünüyorum. Claudia Cardinale'in oynamasını bir kenara bıraksanız bile elinizde kalp ısıtan bir hikâyenin, gayet akıcı bir anlatımı var. Ekin'in değişimini yıllar içine yayan, seyircisini sıkmadan, iddialı olmayan ama seyretmeyi özlediğimiz türden bir öyküyü, tempo derdine düşmeden anlatan bir film Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak, ama öyle her yıl izleyebileceğiniz türden de bir film değil. İlk denemesinde başarmaya bu kadar yakın düşmüş Ali İlhan, Türk sinemasının dar kalıplarının dışına çıkarak farklı notalar basmayı becerebilen bir yönetmen. Başka bir film için rahatlıkla sarf edilebilecek 'özenti' kelimesi Sinyora Enrica'ya uymuyor; çünkü, özenmek yerine bize neredeyse 10 yıldır unuttuğumuz Avrupalı tarafımızı hatırlatıyor yönetmen.

    Dediğim gibi kalp ısıtan bir dostluk ve aşk öyküsünü izlemek ve salondan mutlu çıkmak istiyorsanız Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak çok doğru bir seçim olacak. İçinde güneşler açan, dramatik yönü güçlü, trajediyi umuda çeviren ve her yaşa hitap edebilecek türden bir film. Ayrıca bu ilk yönetmenler senesinde, Selen Yüce ile birlikte ileride Türk sinemasına unutulmaz filmler kazandırabilecek yegâne yönetmeni işaret ediyor.

    Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top