Hesabım
    Sint
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Sint

    Stilize bir korku komedi...

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Asansörlü korku/gerilim filmleri denildiğinde (neredeyse bir alt tür) ilk akla gelen filmlerden biri olan De Lift'in yönetmeni Dick Maas'ın film çekmeye devam ettiğini bilmiyordum. 2001'de Naomi Watts'ın rol aldığı Down isimli bir başka asansör filminin ardından ortadan kaybolmuştu. Kariyerinin tamamını kült olma potansiyeli taşıyan eğlencelik filmlerle ve televizyon dizisi çekmekle geçiren Maas, Korku Efendisi (Sint) ile asansörlerden çatılara çıkıyor ve kamerasını Amsterdam'ı kana bulayan Aziz Nikolas ve çetesine çeviriyor. Asansörlerin boğucu ve klostrofobik atmosferinden karlar altındaki güzel Amsterdam şehrine geçiyoruz yani.

    Korku türüne yerellik katma 'cinliğini' sadece bizim sinemacılar göstermiyor, Hollandalı Dick Maas da iyi kalpli Aziz Nikolas efsanesini tersine çevirerek fayda bekliyor. Neyse ki, 'Aziz Nikolas korkusu tüm dünyaya Amsterdam'dan yayılacak' gibi talihsiz açıklamalar yapmıyor yönetmen. D@bbe: Bir Cin Vakası'nın yönetmeni Hasan Karacadağ'ın 'Cin korkusu dünyaya bizden yayılsın istiyorum' şeklindeki açıklamalarını okudunuz mu? Pek yaratıcı olmayan, 'ödünç alınmış' bir konseptle bu nasıl olacaksa...

    Dini motifler ile korku sineması arasındaki bağlar malumunuz. Tabii bağların sıkı olduğu, derin bir inançla yapılan filmler de var; bağların gevşediği, dinsel öğelerin eleştirildiği veya ti'ye alındığı yapımlar da. Ciddiyetini adının başındaki 'The' ile destekleyen Şeytan (The Exorcist), The Omen ve The Prophecy gibi filmler kutsal kitaba sadık kalan, hikâyesini buradaki şeytan motifinin üzerine kuran filmler. Öte yandan dinsel alanlarda inançsız gezinen The Evil Dead ve Begotten gibi filmler de var.

    Korku Efendisi, yukarıdaki iki kategoriye de girmeyen, korkuyla komediyi dengeleyen bir film. Filmde bambaşka bir Aziz Nikolas portresi çıkıyor. Çocuklara hediye taşıyan, iyi kalpli adam gitmiş,yerine kendisini öldürenlerden intikam almak için 5 Aralık gününü ve dolunayı iple çeken, at üstünde bir iskelet gelmiştir. Olan güzeller güzeli Amsterdam'ın saf ve inançsız sakinlerine ve insanın kanını donduran soğuğa rağmen hepsi birbirine benzeyen sokaklarında inatla dolaşan turistlere olur.

    Dick Maas'ın eğlencelik tür filmi sadece ve sadece şıklığıyla dikkat çekiyor. Amsterdam'ı karlar altında bir masal şehri gibi gösteren, ters çevrilince karlar yağdıran bibloları anımsatan müthiş bir görüntü çalışması var. Amsterdam'ın beyazlar altında renklerini yitirmiş binaları ve binaların nefis manzaralarla çevrili çatıları kentin her mevsim güzel olduğunu başarıyla hatırlatıyor. Bunun dışında her şey kitabına uygun ilerliyor. Çetenin gelişi, kıyameti bekleyenler/görmezden gelenler. Kahramanın belirişi, mücadeleye girişi vs...

    Otuz yıllık sinema kariyerinde The Vanishing ve Turkish Delight gibi Hollanda'dan yola çıkıp dünya çapında olay yaratan bir kült filme imza atamadı Dick Maas. Ama The Lift, Amsterdamned ve eğlenceli Flodder serisi ile kendisine hayran kitlesi yaratmayı başardı. Korku Efendisi ile "tür sineması" konusunda ısrarcı ve kendi içinde tutarlı olduğunu gösteriyor. Fakat yeni çalışması ya ‘daha iyi' ya da ‘daha kötü' olmalıydı. Daha iyi bir senaryo ile noel korkusu türüne tepeden giriş yapabilirdi yönetmen. Daha kötü bir kamera arkası çalışması da filmi 'eurotrash' meraklılarının gözünde yukarı taşırdı. Yine de Amsterdam'ın karlı çatılarında dolaşan ve yaramaz çocukları toplayan atı üstünde intikamcı bir iskelet, korku meraklılarını sinema salonlarına çekecek ve aynı ateşli kitleyi asla hayal kırıklığına uğratmayacaktır.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top