Hesabım
    htr2b : Dönüşüm
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,0
    Çok Kötü
    htr2b : Dönüşüm

    O ne güven, o?

    Yazar: Fırat Ataç

    Yazıya yine, yeni, yeniden 'Türk Korku Sineması' tanımını kullanarak başlamak en kolay çıkış yolu olarak gözükürken, bu tamlamaya olan inancın yerle yeksanlığını bu sefer göz ardı edemeyeceğim. Tamamen dini motifler üzerine kurulan, dönemin popüler akımlarının kopyalarından ibaret olan tür sinemamız akla hayale gelmeyecek amatörlükler üzerine kurulduğu müddetçe de sanırım bu görüşüm değişmeyecek.

    Dönüşüm, bu ön yargıları yok edebilecek bir özelliğe sahip. Çıkış noktası olarak doğaüstü korkudan ziyade ondan daha korkunç bir şey olan insan doğasını ele alması bile bunun için yeterli bir sebep. Yine çokça kullanılan 'Türk Sineması'nda Bir İlk' iddiasını arkasına alıp daha önce fazla örneğine rastlamadığımız şekilde istismar filmlerinin izinden gitmesi de cabası. Kabul edilsin ya da edilmesin, sevilsin ya da sevilmesin özellikle 70'lerde altın çağını yaşayan bu alt tür, içerdiği şiddet dışında yönetmenlerine sağladığı özgürlük alanı nedeniyle de bir çok stilize işle taçlandırıldı. Zaten pek de matah olmayan konulara eğilinmesi ikinci plana atılınca yönetmenlik yetenekleri ön plana çıkarılıyor, en azından gözlerimiz bayram ediyordu. Altın çağdan ne kadar uzaktaysa, 2000 sonrası İspanyol ve Fransız sinemasının iyi örneklerine de bir o kadar uzakta olan htr2b : Dönüşüm, bu uzaklıklardan payını sert bir şekilde alıyor.

    Daha önce iki yüzün üzerinde reklam filmi çekmiş olan Osman Evre Tolga, bir haberde gördüğü 3. dünya ülkeleri insanlarını kobay olarak kullanan büyük ilaç şirketleri ve her gün gazetelerimizin üçüncü sayfalarını süsleyen dehşet hikayelerinden kurmuş filmini. Geniş bir ailenin, ormanın ortasındaki evlerinde güzel bir akşam yemeği organize etmesi ve bu organizasyona sonradan dahil olan davetsiz misafirler... Davetsiz gelenlerin kobay olarak kullanıldıkları ilaç her insanda var olduğunu öğrendiğimiz Htr2b genini mutasyona uğratıyor. Bu mutasyon sonrasında ortaya çıkan şey ise şiddet başta olmak üzere tüm temel içgüdüler... Sonrası cinayet, işkence, tecavüz, kaos.

    htr2b:Dönüşüm, açılışından itibaren göz bozmaya oynayan görüntü yönetmenliğini görmezden gelebilirseniz (görüntülerin ilk anda çekildikleri haliyle filme koyulduğuna düşünüyorum) hiç de fena başlamıyor. Film boyunca neden bir arada kalıp, yedili sekizli pozlar verdiklerini merak edeceğiniz kobay grubunun, iletişime geçmenin imkansız, birbirleriyle bile konuşmayan halleri yeterince ürkütücü. İlk bölümü istila formatında kurgulanan htr2b:Dönüşüm filminin ormanın derinliklerinde devam eden kaçıp kovalamacaya evrilmesi de mantıklı bir seçim. Osman Evre Tolga bu sayede filmini daha hareketli, takibi kolay ve sürükleyici bir hale getiriyor.

    Bütün bu yerinde seçimlerin filmin karakterlerinin ve içinde bulundukları durumların mantıksızlığını örtebildiğini ise söyleyemeyiz. Ormanın içinde bir villada yaşayan ve maddi durumları gayet düzgün gözüken ailenin, evlerinde bulundurdukları bir tüfek dışında başka güvenlik önlemi almamaları garip mesela. Dış dünya ile iletişimin kesilme yolları ve bu yolların gerçekçiliği bu tip filmlerde her daim sorgulanabileceken bunları göze soka soka açıklamak da; ormanın hemen arka tarafında yerleşim yerlerinin yaydığı binlerce ışık gözümüzü alırken pek önem arz etmiyor. Bu durumda büyük gümbürtülerle patlayan onlarca silah sesinin sihirli orman tarafından emildiğine bizi inandırmanız gerekir ki ben şahsen buna inanamam. Sihre inanmıyorum, mesele o.

    Filmin istismar filmi olduğunu kayıtsız şartsız kabul edersek, içerdiği şiddette ve üzerine oynadığı tehlikeli tabularda rahatsız edici bir şey yok. Dönüşüm'ün izlediğimiz bir çok film yanında masum kaldığını bile söyleyebiliriz. Yine de bu yanıyla filmi cesaretli bulduğumu söylemem gerek. Kötü ama cesaretli bir örnek bu. Kimi anlarıyla 'bu ne cürret?' sorusuyla karşı karşıya kalması muhtemel. Yaratıcılarının 'bu şiddet her yerde....' diye başlayan cevap verme çabası ise 'benim bahsettiğim o değil' şeklinde kesilebilir. Zira mesele şiddet değil seyircisinin zekasına hakaret eden 'açıklama' çabasında gizli. Mesaj vermek, gönderme yapmak, olanları tekrar tekrar açıklamak için filme bir final daha eklemek ve bunları kör gözüm parmağına bir şekilde yapmak mesele. Kendine güvenin bu kadar uçlardaki örneğinin sonucu ise Htr2b...

    firat_atac@hotmail.com

    firatatac.tumblr.com

    twitter:firatatac

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    • esra doboğlu
      Film oldukça sürükleyici eleştilerin aksine ben kendimi filmin içinde hissettim ..Benim tek eleştrim filmi eleştiren arkadaşa olucak Benim eşimin aileside Beykoz sırtlarında ormanın içinde bir evde yaşıyor ve inanın evde bırakın tüfeği sapan bile yok. Siz sanırım çekilen tüm türk korku filmlerinde aynı yabancı filmlerde olduğu gibi senaryolar bekliyosunuz..Zira her evde panik odası yok her evde mahzen yok her evde sığınak yok
    Back to Top