Hesabım
    Mezarına Tüküreceğim 2
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Mezarına Tüküreceğim 2

    Kadının günü...

    Yazar: Fırat Ataç

    SyFy bünyesinde sürüp giden kariyerini, hiç de fena olmayan I Spit on Your Grave yeniden çevrimiyle farklı bir yöne evriltme şansı yakalayan Steven R. Monroe, filmden sonra yine aynı kanala bağlanarak iflah olmayacağının sinyallerini vermişti. Az sayıda salonda da olsa kendisine sinema izleyicisiyle buluşma fırsatını veren Mezarına Tüküreceğim'in eleştirel ve spekülatif manada aldığı geri dönüşler, bunu içi boşaltılmış bir seri mantığına oturtmasını gerektirmiş olacak ki Mezarına Tüküreceğim 2 gibi bir filmi karşımızda bulduk.

    Bu bir devam filmi değil aslında. İlk filmlerdeki karakterlerin hiç birini barındırmayan, yepyeni  kurban/intikamcı ve kötü adamlarla yola çıkan alternatif bir 'yeniden ele alış'. Tecavüzcülerine cezayı kesen intikamcı kadının artık taze ve şok edici olmayan, sadece sadistlik konusunda farklı fantezilere yer verebilen hikayesi.

    Katie (Jemma Dallender)'ye üzüleceğiz bu kez. New York'ta kendine çıkış yolu olarak fotomodelliği seçmiş ve büyük bir hata yaparak üç erkek kardeşin fotoğraf stüdyosunda almış soluğu. Katie aptal bir kadın değil. Poz vermesi istenirken sürekli tekrarlanan 'tenini biraz daha görelim' isteğinden anlıyor işlerin yolunda gitmeyeceğini. Yine de kardeşlerden yarım akıllı olanın evine gelip ona tecavüz edeceğini, komşusunu öldüreceğini, 'bu karışıklığı temizlemeye gelen' diğer iki erkek kardeşin de yarım akıllıdan aşağı kalır yanları olmadığını nereden bilsin? Burada kalsa iyi. Katie'yi bir kutunun içine koyup memleketleri olan Bulgaristan'a götüreceklerini, aşağılama ve tecavüze orada devam edeceklerini, bu Bulgaristan seyahatinin nasıl yapıldığını hiç bir zaman öğrenemeyecek olacağımızı biz nereden bilelim?

    Meir Zarchi'nin orijinal filminin ve yeniden çevrimin belli anlarına sinen feminist alt metinden çok uzakta, kadına yönelik şiddeti fetişleştiren, erkeğin çirkinleşme katsayısını incelemeye girmek bir yana kendi gitgide çirkinleşen bir film I Spit on Your Grave 2. Anlattığı hikayenin içerisinde tecavüz ve intikam olduğu için istismar sineması kalıplarına girmiyor, olan biten herşeyin istismar etmek üzerine kurulu olmasıyla türünü belirliyor. Bir nevi istismarın istismarını yaparken, okuma yapmaya ya da artistik değer aramaya mahal vermiyor.

    Güzel bir kadının tuzağa düşmesi, düştüğü tuzakta yaşadıkları, başarısız kaçma girişimi ve ikinci yakalanışta daha da fazlasını yaşaması bazlı 'intikam öncesi' bölüm ile kaçış, kayıplara karışma ve yükselen intikam dalgasıyla geri dönüş bazlı ikinci bölüm arasında ciddi bir dengesizlik var. Böyle bir filmi izlemek için salona giden seyircinin intikam anında ortaya çıkan şiddetten çok, intikamı haklı kılan şiddeti görmek isteyeceği de nereden çıktı? Türün başarılı sayılabilecek örneklerinde suç ve intikama ayrılan sürelerin birbirine yakın olmasıdır ilgiyi ayakta tutan. İyi bir yönetmenseniz suç kısmına gerilim katmayı da bilirsiniz. Peki neden Katie'nin çektiği acılara yükleniyor Steven R. Monroe? Onu daha iyi anlayabilmemiz ya da empati kurabilmemiz için değil. Bu sefer ne gerilim yaratacak formu ne de intikamı süsleyecek cin gibi fikirleri var.

    I Spit on Your Grave 2, bu haliyle ne orjinalinin ne yeniden çevriminin yakınına yaklaşabiliyor. Suçlu zevk olarak nitelendirebileceğimiz tecavüz/intikam filmlerinin 'suçlu' kısmını çantasına koyup yanımızdan uzaklaşıyor sadece...

    firatatac.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top