Hesabım
    Café Society
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Café Society

    Geçen yüzyılda çekilmiş gibi cazibeli

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    Woody Allen'ın uzun metrajlı 46. filmini seyretmeye hazırlanırken kuşkusuz emin olduklarımız vardı: Filmsel zaman ve mekan ilişkisine dair dersler vereceğinden, hikayesini kusursuz bir tartımla sunacağından, çok sayıda karaktere yazdığı diyaloglarla onları geçmişleriyle birlikte, sosyal, sınıfsal, ahlaki olarak irdeleyeceğinden, olay örgüsünde en ufak bir açık bırakmayacağından, yine emindik... Ve yanılmadık! Ancak ne yalan söyleyelim, bugüne kadarki en yüksek bütçeyi (30 milyon dolar) kullandığı projesinde, bu denli kompleks bir öyküyle/sinemayla karşılaşacağımızı düşünememiştik... Bizi bir defa daha şaşırttı!

    Allen, 1930'larda ülkenin doğu ve batı sahillerinde yer alan iki kentin, iki bölgenin karakteristik özelliklerini yansıttığı hikayesinin merkezine, genç Bobby (Jesse Eisenberg) ile yaşıtı Vonnie'nin (Kristen Stewart) aşkını yerleştiriyor. Daha da odaklanırsak, anlatıcının (tabii ki Allen) yardımıyla toy Bobby'nin gelişim ve değişimini takip ettiğimiz bir öykü olduğunu söyleyebiliriz. Bobby, tahmin edebileceğiniz gibi, eksantrik aile bireylerine sahip bir Yahudi... Ve, hınzır Allen tarafından önce ışıltı, şaşaa, ün, entrika, dedikodu, skandal, zenginlik, güzellik gibi kavramları yeniden tanımlayan Hollywood'un ortasına 'atılıyor'.

    Bobby, yıldızların menajeri olan dayısı Phil Stern'in (Steve Carell) ajansında çalışırken, Vonnie ile tanışıyor ve aşk acısını en derinden hissediyor... Çünkü kararsız Vonnie'nin hayatındaki asıl erkek başkasıdır. (Allen'ın, kendisinden 38 yaş küçük karısı Soon-Yi Previn ile hedef tahtasına oturtulduğu geçmişine dair bir tür 'içini boşaltma' halini, Vonnie ile Phil arasındaki tutkunun içine yerleştirdiğini düşünüyoruz).

    Bronx'a, evine dönen Bobby'nin, yeraltı dünyasının acımasız lideri ağabeyi ile birlikte işlettiği Café Society adlı, her türden zengini ağırlayan mekan ise, baş döndürücü parıltısıyla, dönemi simgeliyor: Spekülatörlerden politikacılara kadar uzanan kirli işleri örten bir konfor, gösteriş, tantana!

    Allen, sadece 96 dakika uzunluğundaki filminde, iki kentteki eğlenceli ve çalkantılı hayatların neredeyse tüm karmaşasını aktarıyor...Bobby'nin ailesi ile çok sayıdaki yan karakterler aracılığıyla da, sekseninci yaşında da yanıtını bulamadığı ve bulamayacağı soruları ortaya atıyor; tabii ki kaygılarını ve rahatsızlıklarını, kah mizahi, kah melankolik şekilde dillendirmeye devam ediyor. Dokunduğu temaların çeşitliliği de çıldırtıcı: Şaibeli bir varlık olarak insan ve Tanrı ilişkisi, aşkın merhametsiz büyüsü, kötülüğün göreceliği, sadakat ve aldatma, tesadüflerin zalimliği...

    "Café Society", öncelikle sinema hazzını alacağınız doygunlukta bir film. 35 mm. duygusuna hizmet eden ışık ve renk paleti, yine büyük bir ustanın dokunuşlarıyla oluşmuş: Vittorio Storaro (1940-) ile Woody Allen'ın bu ilk işbirliği, geçen yüzyılda altın çağını yaşayan sinemanın yüreğindeki sihri salona yayıyor, özellikle olgun yaştaki seyirciyi gönlünden yakalayıp geriye sürüklüyor.

    Performanslara baktığımızda ise, hikayenin geçtiği dönemden çıkagelmiş gibi duran Kristen Stewart'ın, kendine özgü matlığıyla farklı olduğunu söylemek mümkün.

    "Café Society", örneğin "Mavi Yasemin - Blue Jasmine" gibi bir yumruk etkisinde olmasa da, Allen'ın bir 'ara durak' filmi olarak şaşırtıcı dinamiklikte!

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top