Hesabım
    Muhteşem Kadın
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Muhteşem Kadın

    Biraz kimlik biraz beden!

    Yazar: Banu Bozdemir

    Birkaç yıl önce; 60’lı yaşlarında hayata yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanan Gloria’nın hayatını anlatan Şilili yönetmen Sebastián Lelio bu kez trans kadın Marina’nın dünyasından bakmaya çalışıyor dünyaya. Bu yıl İstanbul Film Festivali’nde karşımıza çıkan yeni filmi Disobedence ise inanç çerçevesinde iki kadının birbirlerine duydukları aşkı sorguluyor, filmde iki kadının aşkıyla birlikte Yahudi inancının muhafazakar çerçevesi dikkat çekici duruyor, o da vizyona girecektir diye düşünüyorum.

    Gelelim A Fantastic Woman / Muhteşem Kadın’a… Trans oyuncu Daniela Vega’nın başrolde olduğu film trans bir kadının kimliğiyle var olma daha doğrusu var olmaya çalışma mücadelesini anlatıyor. Bir kayıp sonrası oluşan baskıya karşı bir duruş! Aslında ortada öyle doludizgin bir mücadele yok, çünkü Marina hayatı herkes gibi yaşama çabasında! Ama buna izin verilmediği için sakin bir isyan, sakin bir mücadele hatta zaman zaman kabullenme yolunu seçiyor. Çünkü kendisini çevreleyen toplumsal koşullar içinde o bir ‘anormal’…

    Filmi izlerken düşündüğüm şeylerden biri de transların her ülkede değişmez bir hal yaşadıkları, yani dışlandıklarını gözlemlemek oldu, ne olursa olsun bakış açısı ve dışlama yöntemleri değişmiyor.

    Kendisinden yaşça büyük sevgilisi Orlando’yu kaybeden Marina onu neredeyse hastaneye gizlice getirip bırakıyor ve kimliği ortaya çıkmasın diye ortadan kaybolmaya çalışıyor ama sevdiği adamın şüpheli ölümünden tutun, yas tutmasına izin verilmemesi gibi bir sürü dışlanma yaşıyor. Film zaman zaman Marina’nın içsel dünyasındaki hayal ve gerçek kavramlarını çatıştırıyor ama her zaman galip çıkan önüne set çeken gerçekler oluyor! Tabii bir yandan da ona karşı çıkan insanların dünyaları var, o tarafı kesintisiz bir sertlik içinde sunuyor Lelio. Acaba Orlando bir kadının yanında hayatını kaybetseydi her şey daha mı normal olurdu? Yani eski karısı kocasının yaşadığı bu kaçamağa daha mı anlayışlı bakardı? Bu sorular eşliğinde izlediğimiz filmde Marina’nın karşı taraftan yediği her darbe biraz gerçeklik algısını bozuyor, daha yumuşak geçişler bekler hale geliyoruz yönetmenden!

    Yönetmen ‘muhteşem kadın’ temasıyla Marina’yı önyargılara karşı yıkılmaz bir duvar gibi inşa etmeye çalışıyor, bir yandan da özellikle sauna sahnesinde kadın / erkek halini yaşatarak gerçekten de şaşırtıcı bir fantastik algı vermeye çalışıyor. Kabul görmeyen bir kadın kimliğini erkek kimliğiyle birleştirerek bu kabullenmeyişine meydan okumaya çalışıyor ya da onu kaybetmeyi göze alıyor Marina! Lelio iyi bir karakter yaratıcısı… Peşine düştüğü, hayat verdiği kadın karakterlerine sonuna kadar özgürlük aşılarken bir yandan da aşırılıkla onları zehirlemeyi göze alıyor. Karakter odaklı anlattığı hikayelerinde güç ve zayıflık dengesini iyi kuruyor! Muhteşem Kadın’da o tempolu anlatıma sahip, Gloria kadar olamasa da! Belki de karakterine fazla yükleme yaptığı için, hikaye alttan biraz ivme bile kaybediyor!

    Filmde müzik de Marina’nın ruh halini takip eden bir kıvamda, kimi zaman onu coşturan bir şova dönüşürken kimi zaman da iç dünyasını çevreleyen hüzünlü bir ezgiye geçiş yapabiliyor. Rüya gibi, hatta klişe bir aşk duygusuyla başlayan film bir kimlik savaşına dönüşüyor, o değişimi de iyi yansıttığını düşünüyorum yönetmenin. Trans oyuncu Daniela Vega gayet iyi sahip çıkıyor rolüne diyebiliriz!

    twitter.com/banubozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top