Hesabım
    Görevimiz Tehlike 3
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Görevimiz Tehlike 3

    Cruise Kontrollü Macera

    Yazar: Ertan Tunç

    Görevimiz Tehlike serisini veya benzerlerini, tıpkı James Bond'larda olduğu gibi, mantık süzgecinden geçirmeden ele almak gerektiğini düşünüyorum. Apaçık ortada olan ve kendisini gizlemeyi bile düşünmeyen mantık hatalarına ve bu kadar da olmaz dedirten tuhaf gelişmelere dair akıllara gelen/takılan bütün soruların; filmin görsel ve işitsel bombardımanı altında yok olup gideceği kesin iken yapılması gereken tek şey, arkanıza yaslanıp iki saat hoşça vakit geçirmektir kanımca.

    Örneğin; Görevimiz Tehlike 2'de, iki lüks yarış arabasıyla vals yapan genç çifti izlemek dururken, mantıksal sonuçlara ulaşmak maksadıyla birbiri ardına soru sormanın manası var mıdır? Böylesine bir sahneyi tasarlayan zekânın (bu durumda John Woo), insanın sahip olduğu yaratıcı hayalgücünün sınırlarını nereye çektiğini fark etmek dururken, ortadaki mantıksızlığı ispatlamaya çalışmak çabası beyhudedir.

    Görevimiz Tehlike 3 için de durum farklı değil. Film; hayalgücünün hudutlarını zorlayan sahnelerden mürekkep görsel-işitsel bir terapi gibi. "Berlin operasyonu" ve akabindeki "helikopter takibi" ile "köprüdeki konvoya saldırı"; dakikalarca olduğunuz yere mıhlanmanızı sağlayan sapasağlam aksiyon sahneleri. Görevimiz Tehlike ile bütünleşmiş ve serinin adeta olmazsa olmazı haline gelen "yüz maskesi" aparatının sıkça kullanıldığı sahneler de mevcut. Vatikan'daki "adam kaçırma" sahnesi bunlardan biri.

    Ama filmde yer alan tüm sahneler içinde en çarpıcı olan, Ethan'ın bir gökdelenden diğerine geçtiği sahne. Görevimiz Tehlike 2'nin açılışında başarıyla kullanılan "yükseklik korkusu" etkisini gölgede bırakacak üç-dört saniye vaat ediyor bu sahne. Yüzüklerin Efendisi'nde cayır cayır yanan Kral'ın kalenin surlarından atladığı sahneden beri, sinema salonunda düşme hissini bu denli canlı verebilen bir başka örneğe rastlamadım (King Kong'un uçurumdan yuvarlanışının büyük bir yapaylık içerdiği ortadaydı). Mantıken makul olsa ne olur, olmasa ne olur? Ethan'ın çatıdan atlayışı, şimdiden sinema antolojilerine girdi bile.

    Brian De Palma'nın Görevimiz Tehlike'sinde izleyiciyi şaşırtan ve taşların yerine oturmasını sağlayan geriye-dönüş (flashback) tekniği son filmde de başarıyla kullanılmış. Çeşitli olayları/ilişkileri hatırlatan geriye-dönüşlere ilaveten, gerilimin ve merakın artmasını sağlayan bir de ileri-atlama/sıçrama (flash-forward) mevcut. Bu sahnenin bir önemi de, Philip Seymour Hoffman'ın canlandırdığı kötü adam Owen Davian'ın (isim açıkça, bir başka efsaneye saygılarını sunuyor: Damien Omen'e) ne kadar hasta ruhlu olduğunu gösteriyor olması. Uçaktaki sahneden ve tehdit konuşmasından itibaren, Davian, saygı duyulan kötü adamlar literatürüne giriyor.

    Görevimiz Tehlike 3'te; Hoffman'ın inandırıcılığıyla baş edebilen tek kişi ise Ethan Hunt'a hayat veren Tom Cruise. Belki birkaç tanesi hariç, dünyadaki tüm erkeklere kaybettiği bir şeyleri ve kaçırdığı fırsatları hatırlatan kusursuz yüzüyle arz-ı endam eden 45'lik delikanlı, sanki Ethan'ı oynamak için yaratılmış. 150 milyon dolarlık projenin ortaya koyduğu afiş tasarımlarına bakınca, neden son derecede primitif bir seçim yaptıkları sorusu akla gelebilir. Ama filmin "ilkel" afişini yargılayanlara şunu da sormak gerekir: Hangi afiş tasarımcısı Tom Cruise'dan daha güzel bir şey çizebilir?

    Görevimiz Tehlike 3; kesintisiz aksiyona, yüksek tempoya, unutulmaz sahnelere, düzgün oyunculara, şaşırtmacalarla dolu bir senaryoya ev sahipliği yapan iyi bir macera filmi. "Blockbuster" kökenli olmanın verdiği tüm avantaj ve dezavantajları sırtında taşıyan film, sahnelerinde pozitif bilimlerle tutarlılık aramayan aksiyonseverler için biçilmiş kaftan.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top