Hesabım
    Kar ve Ayı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Kar ve Ayı

    Karda izini belli edenler!

    Yazar: Banu Bozdemir

    Festivallerde izlediğimiz filmler vizyon yolculuğunda ilerlemeye devam ediyor. Antalya Altın Portakal’da Karanlık Gece ve Kurak Günler’le birlikte izlediğimiz ve kasabaya ulaşan ve oralı olmayan insanların dertlerini sahiplenmesi açısından benzer kıldığımız Kar ve Ayı, bir hemşirenin taşrada yaşadıklarına odaklanıyor. Film kar ve ayı imgeleri üzerinden taşrada yaşanan tekdüze bir tekinsizlik hali yaratmak istese de pek başarılı olamıyor, filmin ayıyı öldüren tarafı Hasan’ın kaybolması ve bu kaybolmanın hiçbir eksantrik yan barındırmaması da seyircinin çözüme çok kolay ulaşmasının yolunu açıyor! 

    Filmin çevreye ve hayvana çıkan tarafı Samet’i zan altında bırakan tarafının da hikayeyi polisiyeye evriltmekten başka bir etkisi bulunmuyor. Filmi izlerken Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit’in rol aldığı Derman filmi aklıma geldi, orada anlatılan fiziki sıkışmışlık hissinin yarattığı etkiyi burada pek bulamadım, çünkü burada hemşire Aslı’nın onu buralara taşıyan motivasyon duygusuna bir türlü ulaşamıyoruz. Yönetmen belli ki, arka planla ilgili bir efor sarf etmek istememiş, onu biraz da seyircinin tahminsel çözümüne bırakmak istemiş ama oradaki eksiklik de başka bir şeyle dolmuyor. Aslı’yı bu topraklara getiren, onu özel kılan, belki de kaçıran şeyin ne olduğunu bulamıyoruz. 

    Filmin atmosferinin biraz farklı kurulduğunu ve görüntü yönetmeni Florent Herry katkısıyla zorlu doğa koşullarının iyi resmedildiğini söyleyebiliriz ki, bana göre kar her zaman iyi resim veren bir malzeme! Filmin zamansız bir yol tutturması, bütün köylülerin korkulu rüyası haline gelen ayının varlığının hikayenin üstünü kaplaması, Aslı’yı her an tetikte olmaya zorlar bir durumu doğuruyor. Tabii Aslı’nın tetikte olması gerekken şey sadece ayı değildir, köyü kaplayan ataerkil bakışların karda bıraktığı izleri de görüyoruz, evet! Bu hikayeyi başka coğrafyalarda çok rahat görebiliriz, kadının genelde evin içinde kaldığı, erkeğin dışarda her olayın içinde olduğu bir durumdur bu ve Aslı’nın kendisini erkeklerle çevrili bir çemberde hissetmesi çok olağan bir hale geliyor. 

    Filmde sürecin dışında davranan iki kadın var, birisi Aslı diğeri de kasabın karısı Cemile… Asiye Dinçsoy’un kısa ama etkili rolü film için biçilmiş kaftan misali. Hasta, hamile olmasına rağmen yine de kasapta çalışmak zorunda kalır ve buna rağmen hayatıyla ilgili karar verme yetkisi yok. Hatta kocası Aslı’yı tehdit eder karısına yardım ettiği ve akıl hocalığı yaptığı için. Karısının kaderini kendisinden başkalarına teslim etmeye niyeti yoktur kasabın! 

    Erkekler bu ayı hikayesinden Aslı’yı koruma altına almaya çalışarak bir yol tutma ve aynı zamanda onun mekan ve zaman olarak dışarıda olacağı saati belirleyerek bir nevi bir tahakküm yaratmak hevesine düşerler. Yani onu bir nevi ataerkil gözetim altında tutmak isterler, köyün bütün kadınları gibi… Ama Aslı’nın bu anlamda ezber bozan bir yanı olduğunu söyleyebiliriz!  Filmin bu yola çıkan alt metinleri başarılı ancak, filmin bunu aktarım problemi var ve Hasan’ın kayboluş hikayesinin ucunun bağlantılarını ve çözümün nasıl olacağına dair öngörüde bulunmak filmin akışını düşürüyor. 

    Filmdeki hemşire karakterine Merve Dizdar hayat veriyor, hatta bu çabası Antalya Altın Portakal’da En iyi Kadın oyuncu ödülüyle takdir gördü ama filmin bileşenlerini toplamasına rağmen seyirciye ulaşmayan tıkalı bir damarı var! 

    Banu Bozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top