Hesabım
    50 İlk Öpücük
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    50 İlk Öpücük

    Her Gün Sil Baştan: <b>İlk 50 Öpücük</b>

    Yazar: Sibel Maksudyan

    Ne zaman yeni bir romantik komedi gösterime girecek olsa, senaryoda bu sefer hangi klişeleri kullanacaklarını, kahramanlarımızın filmin sonunda hangi şekilde sonsuza dek mutlu edileceklerini merak ederim. Aslında itiraf edeyim ki bunu ironik biliyorum; çünkü merak ve klişe birbirine pek de uymuyor gibi.

    Sinemalarımıza konuk olan İlk 50 Öpücük de tabii ki klişeleri ihmal etmeyip, şartlar ne kadar zor olursa olsun kahramanlarımızın (Adam Sandler ve Drew Barrymore) -aşka olan inançlarını hiçbir şekilde yitirmemeleri şartıyla- hayat boyu mutluluğa sahip olacakları tezini savunuyor. Bunu yaparken de bize Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day) filmini fena hâlde hatırlatıyor.

    Anlaşılamayan bir sebepten dolayı hep aynı günü yaşayan Bill Murray'nin, aynı güne sürekli yeniden başlayıp bunun farkında olmayan Andie McDowell'ı her gün kendine aşık etme çabasıyla yanıp tutuştuğu, fazlasıyla komik Bugün Aslında Dündü'den farklı olarak İlk 50 Öpücük, Henry (Adam Sandler)'nin Lucy (Drew Barrymore)'yi her gün kendine yeniden aşık etme isteğini anlaşılır bir sebebe bağlıyor; bu sebep de bize Akıl Defteri'nden (Memento) çok aşina ama neyse.

    Tabii bu sürekli yeniden aşık etme çalışmaları arasında -her romantik komedide olduğu gibi- seyirciyi güldürecek unsurlar aralara serpiştirilmeye çalışılmış. Bu görev genel olarak bize pek de anlatılma gereği duyulmayan yan karakterlere (Sean Astin, Lusia Strus ve özellikle de Rob Schneider) ve deniz biyoloğu Henry'nin hayvanlarına yüklenmiş. Aslına bakarsanız insanı gerçekten gülümseten sahneler sadece Adam Sandler ve Drew Barrymore'un birlikte göründükleri, uyumlu kimyalarının sonucu ortaya çıkabilmiş.

    Hawaii'nin Uwahu Adası'nda bu ikiliyi görmek, belki bende Audrey Hepburn-Humphrey Bogart ya da Meg Ryan-Tom Hanks etkisi yaratmasa da çocuksu şirinlikleri fena değildi. Bu çocuksuluktan ötürü filmin, yukarıda bahsettiğim tezinin arkasında duramadığını düşünsem de biliyorum ki romantik komedi severler, misâl ben, iflâh olmazlar. Her an Ephron kardeşlerden yeni bir film bekleyebilir yahut zaten çok kez izledikleri başarılı romantik komedileri yeniden izleme isteği duyabilirler.

    Ortalama bir film izledikten sonra, iyi film izleme isteği ya da iyi bir filmi hatırlama, izlediğiniz film hakkındaki olumsuz düşünceleri yumuşatır.

    İyimserlik...

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top