Hesabım
    Karşı Pencere
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Karşı Pencere

    <b>Karşı Pencere</b>: Hassas Ruhlar, Hassas Dengeler

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Kıskanılacak kadar çok ödüle sahip olan Karşı Pencere, uzun süre ilginç fragmanı ile merak uyandırdıktan sonra, biraz gecikmeli de olsa meraklısının huzuruna çıktı. Ferzan Özpetek ilk filmleriyle sessiz sedasız hayatımıza girmiş ve özellikle de filmlerin dışarıda gördüğü yoğun ilgiden sonra sinema araştırmacılarının vazgeçilmez inceleme konularından birisi olmuştu. Bu sessizlik ve derinlik özellikle olgunluk çalışması olarak kabul edilebilecek Cahil Periler’den sonra yerini gürültülü bir hayranlığa bıraktı. Fakat herhalde yönetmenin şimdiye kadar en çok merakla beklenen filmi, dışarıda aldığı son derece önemli ödüllerin de katkısıyla Karşı Pencere oldu. Filmin son derece dikkat çekici ve kendine özgü fragmanı gibi, yapım da artık yönetmenin sinemasının kıvamına geldiğini ve denemeler dönemini geride bırakıp belki de yeniden incelenmesi gereken bir olgunluk döneminin tadını çıkarmaya başladığını gösteriyor.

    Özpetek, Karşı Pencere’de az ama öz karakterle dikkat çekici bir denge yaratıyor. Görüşmeye bile vakit bulamayan ve heyecan eksikliği yaşayan genç bir çift, yolda buldukları hafızasını yitirmiş yaşlı bir adam ve karşı apartmanda oturan genç arasındaki ilişki, son derece etkileyici bir şekilde kuruluyor. Bunda ise güçlü karakterlerin ve bakışların önemli bir payı var. Özelikle Giovanna Mezzogiorno, filmde de kendi ismini taşıyan karakteri son derece başarılı bir şekilde canlandırıyor ve kadının duygusal yaşamını tamamen bakışlarıyla ortaya koyuyor.

    Rastlantı sonucu hayatlarına giren yaşlı adamın gizemli geçmişi, başta çiftin ilgi alanına girip sonra başta isteksiz olan kadının peşinden gideceği bir bulmacaya dönüşürken, peşinden gelen genç adam da kadının tutkularının kapısını aralıyor. Özpetek’in Gianni Romoli ile yazdığı senaryo bu karışık ilişkiler ağını zarif bir şekilde örüyor ve ortaya yaşlı adamın soykırım günlerinden kalan tutku dolu bir aşk ve diğer yabancı ile kadın arasında yaşanan umutsuz ilişki çıkıyor.

    Filmde çok fazla öne çıkmayan karakterlerin ve ayrıntıların da hikayeye katkısı tartışılmaz. Özellikle, ancak yaşamı alt üst olmaya başladıktan sonra kendisini kilitlediği dünyadan çıkmayı başaran annesinin peşinden giden küçük çocuğun verdiği tepkiler dikkat çekici. Serra Yılmaz’ın son derece samimi oyunculuğunun da altını çizmek gerek tabii. Karakterlerin, yollarının kesişmesiyle geçirdiği değişim de heyecan verici. Fakat bu çözülmeden sonra yaşanan karışıklıktan çıkmak o kadar da kolay değil. Belki de bu noktadan sonra, yönetmen dengeyi bozup açılan öykülerin önceliği konusunda bir seçim yapması gerekiyordu. Bir yandan kadın, hayatındaki iki adam arasında karar vermeye çalışırken, yaşlı adamın genç kadınla ortak ilgisi olan pastalar yoluyla geri dönme çabalarına şahit oluyoruz. Ve hiçbirini kaçırmamız istendiğinden olsa gerek, bölünen öyküler arasında gidip gelmeye başlıyoruz.

    Kendi adıma bunun özellikle finale doğru filmin etkileyiciliğini yitirmesine neden olduğunu düşünüyorum.Yaşlı adamın belirginleşmeye başlayan geçmişi, hafızasından geri gelen eşcinsel aşk hikayesi, akıllara Sınırsız Kentte’yi getirerek aşinalık yaratırken, kadının yapacağı seçim, karakterin geçirdiği değişimi görmek açısından daha fazla merak uyandırıyor. İlk defa beraber olduklarında adamın, kendinden geçmiş bir şekilde içini dökmeye başlaması ise erkeklere özgü bir yüzeysellik olarak en akılda kalıcı sahnelerden birine dönüşüyor. Ve fakat en sonunda kadının yeni yaşamı, pasta işiyle tadına kavuşur gibi olsa da, tuzu eksik kalıyor biraz.

    Bu fazlasıyla hassas hikayede senaristlerin yaptığı seçimler üzerine uzun süre konuşulabilir. Fakat Özpetek’in karakterleri ele alışındaki ustalık, özellikle duygularını sadece bakışlarıyla ifade eden Mezzagiorno ve yine hafıza kaybı nedeniyle iletişim kurmaktan kaçınan karakteriyle Massimo Girotti’nin oyunculuğu, sanki bütün tartışmaları geride bırakıyor. Tıpkı kadının bakışlarında somutlaşan, o bitmeyecek arayışın, gündelik hayatın geçici mutsuzluklarını ve umutsuz aşk hikayelerini geride bırakması gibi. O arayışı kadının bakışlarından takip edenleri ise finalde güzel bir sürpriz bekliyor.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top