Hesabım
    Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi

    Varoluşumuzun <br>Komik Rehberi

    Yazar: Ali Ercivan

    Bazı kitaplar vardır. Sinemaya uyarlanmalarına neredeyse imkansız gözüyle bakılır. Douglas Adams'ın popüler bilim kurgu serisi ve bu serinin ilk kitabı Otostopçunun Galaksi Rehberi (The Hitchhiker's Guide To The Galaxy) de bunlardan biridir. Tabii böyle kült romanların beyazperde uyarlamaları, özellikle fanatiklerinde hayal kırıklığı yaratmaya meyillidir. 'Olmamış', 'Kitabın ruhunu/espri anlayışını/vs.vs. perdeye yansıtamamışlar' sesleri sıkça yükselir.

    Bu filmle ilgili de bu sesler yükselecektir, yükselmektedir. Aldırmayın. Bunlar artık otomatik tepkiler. Otostopçunun Galaksi Rehberi, söz konusu romandan çıkarılabilecek belki de en iyi film olmuş. Bunda, senaryonun bizzat Douglas Adams'ın elinden çıkmış olmasının da payı vardır elbet.

    Otostopçunun Galaksi Rehberi, sıradan bir İngiliz ile başlıyor. Arthur Dent sabah uyandığında, evini yıkmak için bekleyen belediye ekipleriyle karşılaşıyor. Çünkü evi, bir ekspres yol hattının tam üzerinde bulunmakta. Asla kimsenin gidip bakmayacağı ücra bir köşede, incelemeleri için halka sunulmuş olan projeyi gidip görmediği için de itiraz hakkı yok.

    Fakat tam bu sırada, yakın arkadaşı Ford Prefect ona geliyor ve dünyanın yok olmak üzere olduğunu anlatıyor. Dent'i de yanına alıyor ve birlikte otostop çekerek dünyadan son anda kurtuluyorlar. Sonradan öğreniyoruz ki, dünyanın yok edilmesinin sebebi de bir ekspres yol hattının üzerinde yer almasıymış. Yolun planları galaksinin birinde kaç zamandır sergilenmekteymiş. Gidip incelememiş olmak biz dünyalıların hatasıymış.

    Yani daha ilk çıkış noktasından, bürokrasiyle dalga geçiliyor. Zaten dalga geçmediği çok az kurum ve kavram var bu romanın/filmin. Bunların bazıları da kimilerini kızdıracak cinsten. Arthur Dent ve arkadaşlarının uzaydaki maceralarını anlatan film, ortada ne evrim teorisi bırakıyor ne yaradılış. Varoluşumuzla ilgili inanageldiğimiz, sırtımızı dayayageldiğimiz her şeyle dalgasını geçiyor; hepsini yerle yeksan eyliyor.

    Zaten, Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni bu denli kıymetli kılan da bu özellikleri. Elbette romanın görselleştirilmesi gerçekten mümkün olmayan bazı yönlerini filmde göremiyoruz. Ama gerek galaksi rehberinin animasyonlar yoluyla görselleştirilmesi, gerek varoluşsal temalara yaklaşımı, gerekse mizah anlayışı olsun; hepsi romanın özünü perdeye yansıtıyor.

    Karşımızdakinin, Yıldız Savaşları benzeri büyük yapımlara kıyasla oldukça mütevazı bir yapım olduğunu göz önünde bulunduracak olursak, filmin teknik açıdan da çok başarılı olduğunu bir kat daha fazla takdir etmemiz gerek ayrıca. Görsel efektler, gösteriş için değil (parası bol olan gösteriş yapar ancak, öyle değil mi?) yerli yerinde kullanılmış. Dekorlar, kostümler hep tadında.

    Özellikle The Office adlı BBC dizisiyle dikkat çeken sempatik İngiliz aktör Martin Freeman'ın da mükemmel bir Arthur Dent olduğunu eklemeden geçemeyiz. Amerikan bağımsız sinemasının yeni keşiflerinden Zooey Deschanel ile de çok iyi bir ikili olmuşlar. Ama bu iki şirinlik muskasından da öte, filmin yıldızı robot Marvin. İnsan duygularına sahip olmak üzere tasarlanmış olan manik-depresif robot Marvin, usta İngiliz aktör Alan Rickman'ın enfes seslendirmesiyle, sinema tarihinin belki de en eğlenceli robot karakterine dönüşüyor. Onun umutsuzluğuyla eğlenmemek mümkün değil (sadistçe bir tatmin değil bu elbette).

    Otostopçunun Galaksi Rehberi, bir Douglas Adams uyarlamasından ve bir bilim kurgu-komedi'den bekleyeceğiniz her şeyi fazlasıyla veriyor. Hayatın anlamını merak ediyorsanız, kaçırmayın. Filmin buna bir cevabı var tabii: 42. Ama esas önemli olan, doğru nihai soruyu bulmak. Çok da kafanızı yormayın. Çayınızı ya da biranızı yudumlayın. Dünyadaki gibisini asla bulamazsınız.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top