Hesabım
    Beden Öğretmeni Bay Woodcock
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Beden Öğretmeni Bay Woodcock

    Beden Dersi Notu Sıfır...

    Yazar: Zafer İlbars

    Çoğumuz için beden eğitimi dersi ile ilgili iyi ya da kötü anılar vardır. Fiziksel kapasite ile alakalı bu ders bazılarımız için hoş olmayan anıları çağrıştırır. Hele hele sizden bir komando ya da biyonik adam yaratma derdinde bir öğretmen söz konusuysa, sizin de böyle mükemmeliyetçi bir eğitmen tarafından bedensel aşağılanmaya maruz kalabilecek bir görünümünüz varsa, yaşamınızın ilerleyen yıllarında bu dersi hatırlamak dahi istemezsiniz.

    Beden Öğretmeni Bay Woodcock, bu tür durumlara katlanmak zorunda kalan öğrencilerin hislerine tercüman oluyor bir anlamda. Okul hayatı boyunca bedensel zafiyeti nedeniyle beden eğitimi öğretmeni tarafından sürekli aşağılanmış bir adamın kendisini geliştirmesine tanık oluyoruz. İlerleyen yıllarda yaşadığı bu travmatik olayları geride bırakıp "geçmişimizden nasıl kurtuluruz" konulu bir kişisel kitabı yazabilecek kadar kendini geliştiriyor.

    Ardından büyüdüğü kasabaya dönüp annesinin pek sevgili beden eğitimi öğretmeni ile evliliğin kıyısına geldiğini öğrenince olanlar oluyor. Bu enteresan baba adayıyla rekabete giriyor ve onun gerçek yüzünü göstererek annesiyle evlenmesini engellemek için elinden geleni yapıyor. Yaptığı bu mücadele sırasında yaşananları komik olmaya çalışarak anlatmaya çalışıyor film, ama bunu pek beceremiyor.

    Böyle bir konu nereye gider? Elbette akla gelen şu. Sadist hocamız aslında ne yaptıysa çocukların iyiliği için yapmıştır. Bu uğurda kendisi kötü adam rolüne soyunmaktan çekinmemiştir. Oldukça sıradan, düz ve tahmin edilebilir bir akış değil mi? Aslında film bu kolay yolu deniyor bir bakıma ama onu bile izleyene tam olarak hissettirmeden aktarıyor.

    Seyirciye sunduğu en kolay çözümün aktarılışında bile zaaflar var. Elbette bu türden bir filmden, aslında içeriği çok müsait olsa bile, bir takım psikolojik alt-metin çözümlemeleri ve göndermeler beklemek fazlaca iyimser bir beklenti olur. Öte yandan bu kadar sert ve körü körüne gaddar bir adamın da bu hale gelmesinde, geçmişten gelen kötü bir tecrübe veya travma olduğunu düşünmemek de elde değil. Ama gelin görün ki bu anlamda da altı doldurulmuş bir durum yok.

    Beden öğretmeninin gaddar kişiliği, ne çocukları yaşamın acımasız sertliğine hazırlayan bir maske-kişiliğin yansıması, ne de çocukluktan gelen bir travmanın yarattığı dramatik bir arıza. Sebepsizce sert bir öğretmen; karikatürize edilmiş, üstünkörü bir kişileştirmeyle yaratılmış karton bir karakter. Soyadının anlamın da erkeklik organına gönderme yapan cinsel bir argo kelime olması, karakterimizin mimarlarının ne derece ince(!) düşündüğünün bir ispatı.

    Kitaplarında geçmişe sünger çekmenin yollarını anlatan genç yazarımızın, geçmişinden gelen bir kabusla tekrar yüzleşmek zorunda kalması da bir yere kadar ilginçliğini koruyabiliyor. Geçmişi unutmanın deyim yerindeyse "kitabını yazan" adamımız birden bire yan çiziyor ve tam aksine davranarak geçmişiyle sonuna kadar yüzleşmeye başlıyor. Öğretmeni ve müstakbel üvey babasıyla anlamsız bir rekabetin içine giriyor. Film öyle bir noktaya geliyor ki, davranışlarının nedeni konusunda hiçbir rasyonel kanıt, ipucu ya da veri olmayan öğretmenimizin sadist uygulamaları birden bire aslında bir iyilik haline getiriliyor. Ama hikaye bizi bu aşamaya hiç de hazırlayarak getirmiyor.

    Beden Öğretmeni Bay Woodcock, hikayesinin elverdiği psikolojik bağlantıları ve göndermeleri kullanma şansını kendi kendine ortadan kaldıran, bu nedenle kalitesine en azından "eh işte" diyebileceğimiz bir film olma özelliğini hepten kaybetmiş, eğlenceli olmaktan uzak bir film. İlgi çekici oyuncu kadrosu ise sadece enkazı kaldırmaya yetebiliyor.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top