Hesabım
    Şehrin Adamı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Şehrin Adamı

    <b>Şehir Adamı</b> Dediğin...

    Yazar: Ertan Tunç

    Şehrin Adamı; modern şehir yaşamının genel niteliklerini çözümleyebilmiş bir yazarın elinden çıkan, gerekli yerlere gerekli mesajları vermeyi başaran bir hikaye. Senarist ve yönetmen Mike Binder; menfaat dolu iş ilişkilerini, mesafeli duygusallığı, kadın-erkek çatışmasını kendisinden beklenilmeyecek ölçüde şaşırtıcı bir açıdan ele alıyor. Şaşırtıcılığın sebebi ise, bir Amerikan bağımsız yapımında karşılaşılması pek mümkün olmayan türde bir ahlâkçılık taşıyor oluşu.

    Jack Giomoro'nun işiyle bütünleşmiş yaşamı, Eflatun'un meşhur epigramlarını anımsatıyor. Hayat dolu, yakışıklı ve zeki genç; sağlığından ve ahlâki değerlerinden feragat ederek yükseliyor, yükseliyor ve yükseliyor. Daha sonra kaybettiklerini geri almaya çalışıyor. Hem de kazandıklarını harcayarak. İlk olarak bir tür terapi seansında görülüyor Giomoro. Sıkılmışlığını, bunalımlarını, sorunlarını yazı kurslarına giderek halletmeye çalışıyor.

    Katılımcılardan günlük yazmalarını isteyen Bay Primken -daha doğrusu Primkin-; acımasız, kırıcı öte yandan bilge bir Tanrı'ya benziyor. Her şeyi bilmek ve bildirmek istiyor. Bu kurs; özel hayatını hiçe sayıp kendini işine adayan ve ilk ağır mağlubiyetlerinden sonra sosyalleşmek güdüsü depreşen ve acilen bir şeylere tutunma ihtiyacı duyan tüm modern dünya insanlarını ağına düşüren kursları temsil ediyor. "Plaza"larda, kendini asosyalleştiren bir işte çalışarak kazandığı parayı yeniden toplumla etkileşebilmek için sarf eden tüm insanları simgeliyor Giomoro.

    Giomoro'nun kendisinden sonra gelen sorunu ise ailesi. Babası ve karısı ile bir türlü çözemediği sorunları var Giomoro'nun, fakat bu problemler, aşılamayacak oldukları için değil, farkında olunmadıkları için büyüyorlar. İşte bu noktada devreye her türlü sırrını yazmaya başladığı günlüğü giriyor. Günlük Giomoro'nun yeniden kendini keşfetmesini sağlıyor. İtiraf mekanizması işlemeye başlıyor ve günlük hoş olmayan konulara değinen mürekkeplerle doluyor.

    Giomoro'nun ilk iki sorunun ortaya çıkmasını sağlayan gerçek sorunu fark etmesi ise filmin finaline kalıyor. Dur durak bilmeyen iş hayatını mahkum ediyor Mike Binder. İletişimsizliği ve zarar verme güdüsünü de sarsarak. Tüm esprilerin içinde aslında yönetmenin bakış açısından, iki binli yıllar gençliğinin iş yaşamı karşısında takınması gereken tutumlar göze çarpıyor. Bir insanın sahip olduğu asıl değerler, tehdit edildiklerinde ya da kaybetme olasılığı belirdiğinde meydana çıkıyor. Binder'in takındığı ahlâkçı tutumdan, kendi adıma rahatsızlık duymadığımı söyleyebilirim. Ama sinemasal açıdan bakıldığında yeni bir şeyler söylediğini, kuvvetli açılımlar getirebildiğini söylemek güç.

    Filmde her sahnesi birbirinden eğlenceli olan tek karakter John Cleese'in canlandırdığı Bay Primkin. Monty Python'ın TV serilerindeki performanslarını anımsatan Cleese; durum komedisinin en gerekli unsuru olan "zamanlama"yı o denli kusursuz kullanıyor ki hayran olmamak elde değil.

    Şehrin Adamı; durum komedisini çağdaş bir dramın yüzeyine serpiştiren, günümüz gelişmiş toplumlarının iş yaşamlarına dair yerinde tespitlerde bulunan iyi bir seyirlik. Büyük beklentileri olmayanları tatmin edecek espri yoğunluğuna sahip olduğuna şüphe yok. Öte yandan müzikleriyle ve başrolleriyle hayal kırıklığı yarattığını da itiraf etmek gerek. Ben Affleck, Rebecca Romijn, Gina Gershon ve Bai Ling, sadece güzellikleri için seçilmiş oldukları izlenimini veriyorlar. Sanırım birçok sinemasever için bu bir sorun teşkil etmez, etmemeli de.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top