tanik'i özetlemeye hiçbir cümle yetmez, ama en güzel şekilde anlatan da bu cümle olsa gerek. Jack'in ilk görüşte aşık olduğu Rose(gül, gül pembesi, güzel kız anlamlarına gelir.), masallardaki, şiirlerdeki yârlar gibiydi. Aşk bu ya; tesadüfler köprüsü de inşa edilir ve o masalsı hikaye oluşur. Neden oluşur ki böyle hikayeler, gerçek aşklar bu kadar azken bu gibi aşklar neden böyle sonlanırki?! • Anılarda yaşanan bir aşk artık. Bizi bu derece etkileyebiliyorsa Rose ve Jack'in hissettiklerini hayal bile edemeyiz. Öyle bir aşk ki, yaşadıkları dönemdeki sınıf farklılıkları bile önemsiz onlar için. "Aşkın gözü kördür" derler ya, gerçekten de öyle. • Benim için Titanik'i bir kez daha izlemek; bir kez daha ağlamak, keyif almak, üzülmek, mutlu olmak, özlemek demektir. Olumlu Yönleri & Artıları: • Aşk filmleri arasında birbirine en çok yakışan çifttir Winslet(Rose) ve DiCaprio(Jack). Cameron üstadın da üstün yeteneğiyle harika bir oyunculuk sergilemişler. Yaptığı her filmle sinemanın boyutunu değiştiren Cameron'a sonsuz teşekkür borçluyuz bu filmi bize armağan ettiği için. Müzikleri etkileyiciliği inanılmaz derecede artırıyor, hâlâ en sevdiklerim arasındadır. Olumsuz Yönleri & Eksileri: • Belgesel havası verilmesi filmin etkisini biraz düşürüyor ve sık sık kesilmesi de hikayeyle bağımızı azaltmış. En Beğendiğim Replik: • "Jack: Sen sıcak yatağında yaşlı bir kadın olarak öleceksin Rose. Şimdi değil, bu gece değil, burda değil! Bana söz ver!" En Beğendiğim Sahne: • En son sahnede Rose'un merdivenlerden çıkıp Jack'le buluşurken herkesin alkış tuttuğu bölüm (bu sahnede ağlamamak mümkün değil)" Not: • "Zengin kız-fakir oğlan aşkı ve sonra ikisi ölür; kült film olur."diyenlere: Burda önemli olan tabaka farkının aşk tarafından bir anlam ifade etmediğini ve çiftin birbirleri için canlarını feda etmeye hazır olduklarını görebilmektir. Gerçek bir hikayedir bu ve böyle aşklar artık yok, onun için de kült olmayı fazlasıyla haketmiştir