21. Yüzyılın En İyi 10 Antoloji Dizisi

Her sezon ya da bölümde yeni karakterler ve dünyalarla izleyiciyi baştan çıkaran en etkileyici antoloji dizileri bir arada.

HBO

21. yüzyılın en iyi antoloji dizileri, hikâye anlatımının bir karaktere ya da tek bir mekâna bağlı kalmadan da ne kadar büyüleyici olabileceğini kanıtlıyor. Bu tür, özellikle korku temalarına son derece uygun bir yapı sunuyor; zira en popüler korku antolojilerinde her bölüm veya sezonda bambaşka katiller, hayaletler ya da doğaüstü yaratıklar karşımıza çıkıyor.

Ancak listemizdeki diziler yalnızca ürkütücü olanlarla sınırlı değil. Aralarında kara mizah örnekleri, çarpıcı gerilim hikâyeleri ve benzersiz atmosferleriyle öne çıkan yapımlar da bulunuyor. Kimi zaman beklenmedik ortamlarda geçen sıra dışı komediler, kimi zamansa bir 1990’lar klasiğinin beş sezonluk televizyon uyarlaması bu türün sınırlarını zorluyor. Antoloji formatı, izleyicilere her defasında taze bir hikâye, farklı karakterler ve yeni bir duygusal derinlik sunma fırsatı veriyor. Kimi diziler toplumsal eleştirilerini sezonsal hikâyeler üzerinden işlerken, kimileri de türler arasında cesur geçişler yaparak kendi tarzını yaratıyor.

Korkudan komediye, dramdan bilimkurguya kadar geniş bir yelpazeye yayılan 21. yüzyıl televizyonunun en yaratıcı ve etkileyici örneklerini sizin için bir araya getirdik.

Monster (2022-)

Netflix

Netflix’in antoloji dizisi Monster, gerçek suç hikâyelerini çarpıcı bir sinema diliyle ele alarak, izleyiciyi hem rahatsız eden hem de büyüleyen bir anlatı evreni kuruyor. Ryan Murphy ve Ian Brennan imzalı yapım, 2022’deki "Dahmer – Monster: The Jeffrey Dahmer Story" ile büyük yankı uyandırmış, tartışmaların odağında olsa da Emmy adaylıkları ve devasa izlenme rakamlarıyla platformun en etkileyici yapımlarından biri haline gelmişti.

Seri, her sezonunda Amerikan toplumunun karanlık yüzünü farklı suç vakaları üzerinden inceliyor. İlk sezonda Jeffrey Dahmer’ın hikâyesi yalnızca bir seri katilin portresi olmaktan çıkıp, adalet sistemindeki kör noktaları, ırkçılığı ve medyanın suçla kurduğu ilişkiyi de gözler önüne sermişti. Bu anlatı biçimi, Monster’ı sadece bir “true crime” dizisi olmaktan çıkarıp, toplumsal eleştiri yönü güçlü bir antolojiye dönüştürdü.

2024’te yayınlanan ikinci sezon "Monster: The Menéndez Brothers", 1990’ların en sansasyonel davalarından birine, Lyle ve Erik Menéndez’in ebeveynlerini öldürmeleriyle sonuçlanan çarpıcı hikâyeye odaklanıyor. Dizi, cinayetin ardındaki psikolojik travmaları, medya manipülasyonlarını ve Amerika’nın aile kurumuna dair çelişkilerini irdeleyerek ilk sezonun tonunu başarıyla sürdürüyor. Nicholas Chavez ve Cooper Koch’un dikkat çekici performansları, Ryan Murphy’nin gerilimi katman katman inşa eden üslubuyla birleşiyor ve dizi izleyiciyi hipnotize etmeyi başarıyor.

Serinin popülerliği, son olarak Murphy evreninde yükselen yeni bir yapım olan "Monster: The Ed Gein Story" sezonuyla perçinlendi. “Teksas Katliamı” ve “Psycho” gibi kült filmlere ilham veren Gein’in hikâyesi, Monster evrenine doğrudan bağlanan bir öncül niteliğinde. Bu bağlantı, dizinin yalnızca dramatik bir yeniden anlatım değil, Amerikan suç mitolojisinin tamamına yayılan bir antoloji olarak genişlediğini gösteriyor. Charlie Hunnam’ın başrolde yer aldığı, 3 Ekim'de yayınlanacak dizide; 1950’lerin kırsal Wisconsin’inde yaşayan, sessiz ve içine kapanık bir çiftçi olarak görünen Gein’in korkunç dünyası perdeye taşınıyor.

Netflix, dizinin dördüncü sezonunu da şimdiden duyurdu. Yeni sezonun odak noktası ünlü Lizzie Borden vakası olacak. Ella Beatty Lizzie Borden rolünü üstlenecek

The Afterparty (2022-2023)

Apple TV+

Komedi türünde bir antoloji dizisine nadiren rastlanır; The Afterparty ise bu anlamda oldukça özgün bir iş. Her bölümde, bir cinayetin farklı karakterlerin bakış açısından anlatıldığı ve her defasında başka bir film türüyle kurgulandığı bir yapı sunuyor. Regency dönemi romantizmi, büyüme hikâyeleri, gerilim, animasyon ve romantik komedi türleri iki sezon boyunca ustalıkla harmanlanıyor.

Gözden kaçan ama kesinlikle izlemeye değer olan bu yapım, tür karışımıyla enerjik ve eğlenceli bir anlatı kuruyor. Klasik dedektif dizilerindeki ciddiyetten uzak, temposu yüksek bir kurgu sunuyor. Ayrıca iki sezon arasında da bağlantı kurarak Zoë Zhu (Zoë Chao) ve Aniq Adjaye (Sam Richardson) karakterlerinin ikinci bir suç vakasıyla karşılaşmalarını anlatıyor.

Sonuç olarak, The Afterparty, antoloji dizilerinin ne kadar yaratıcı ve esnek olabileceğini kanıtlayan en iyi örneklerden biri olarak öne çıkıyor.

American Crime Story (2016-2021)

Disney

Ryan Murphy’nin dizisinin her sezonu, gerçekten yaşanmış farklı bir olaya odaklanıyor — O.J. Simpson’ın cinayet davasından Bill Clinton’ın azline, Gianni Versace’nin Andrew Cunanan tarafından öldürülmesine kadar. Tüm bu olaylar popüler kültürde büyük yankı uyandırdığı için diziyi izlemek özellikle ilgi çekici hale geliyor.

Kurgu versiyonda bazı detaylar değiştirilmiş olsa da, hikâye birebir gerçeğe dayanmasa da, üç sezon içinde The People vs. O.J. Simpson en başarılı olanı kabul ediliyor. Courtney B. Vance, David Schwimmer ve Sterling K. Brown gibi yetenekli oyuncuların güçlü performansları diziyi unutulmaz kılıyor.

American Horror Story (2011-)

Disney+

Korku antolojisi dizileri arasında öne çıkmak zordur, ancak Ryan Murphy’nin imzasını taşıyan yapım bu türün en popüler örneği olmayı sürdürüyor. Her sezon farklı alt türleri inceliyor; bir tarikata derinlemesine dalmak, korkunç Palyaço Twisty’yi izlemek ya da lanetli evlerle dolu bir hikâyeye tanık olmak istiyorsanız, sizi mutlaka içine çekecek bir sezon vardır.

American Horror Story zaman zaman oldukça kanlı ve rahatsız edici sahneler içerdiği için herkesin zevkine hitap etmeyebilir; bu da diğer antoloji dizilerini daha geniş bir kitle için cazip kılar. Ancak korku severler burada fazlasıyla keyif alacak unsurlar bulacaktır. Her sezon farklı bir hikâye anlatsa da, birçok oyuncunun tekrar dönüp farklı karakterleri canlandırması dizinin en güçlü bağlarından biri haline geliyor.

Cadılara odaklanan ve Gabourey Sidibe, Emma Roberts, Jessica Lange ile Angela Bassett’in başrollerini paylaştığı Coven sezonu ise serinin en etkileyici bölümlerinden biri olarak öne çıkıyor.

The Sinner (2017-2021)

USA Network

The Sinner, tipik suç veya gerilim antolojisi dizilerinden iki önemli yönüyle ayrılıyor: Dört sezon boyunca aynı dedektifi merkezine alıyor ve katilin kim olduğunu daha ilk bölümden izleyiciyle paylaşıyor.

Bazı antoloji dizileri, zayıf sezonlar yüzünden ivme kaybeder ve heyecanını yitirir. Ancak The Sinner, her cinayetin ardındaki nedeni çözmeye çalışan tek bir dedektife odaklanarak bu tuzaktan kaçınıyor; bu sayede hikâye asla bayatlamıyor.

Dizi ilerledikçe zayıflamak yerine güçleniyor; özellikle 4. sezon belki de en etkileyici olanı. Artık Dedektif Harry Ambrose’u (Bill Pullman) yakından tanıyorsunuz ve dizi, kariyeri boyunca bu kadar çok acıya tanık olmanın bir insanın ruhunda nasıl derin yaralar açtığını samimiyetle inceliyor.

Love, Death & Robots (2019-)

Netflix

Her gün bir antoloji dizisinin hem korku hem bilimkurgu hikâyesini hem de animasyon formatında anlatmasına rastlanmaz. Love, Death & Robots’ı bu kadar ilgi çekici yapan da tam olarak bu. Netflix’in dizisi her sezon yüksek Rotten Tomatoes puanları aldı; 3. cilt ise nadir görülen %100’lük başarıya ulaşarak izleyicilerin ilgisini ne kadar güçlü tuttuğunu kanıtladı.

Love, Death & Robots, Black Mirror’la birçok açıdan benzerlik gösteriyor: Her bölüm, farklı bir gelecekte geçen, çoğu zaman korkutucu bir teknolojiye odaklanan yeni bir hikâye anlatıyor. Ancak Love, Death & Robots, özellikle beklenmedik ve detaylı öykü kurgularıyla fark yaratıyor.

Diğer bazı antoloji dizileri kadar geniş bir hayran kitlesine sahip olmasa da, benzersiz bölümleriyle öne çıkıyor. İnsanları izleyen uygulamalar veya her şeyi bilen yapay zekâlar yerine, “When the Yogurt Took Over” adlı bölümde gücü ele geçiren… yoğurdu izliyoruz. Garip, tedirgin edici ama aynı zamanda tuhaf bir şekilde eğlenceli bir hikâye.

The White Lotus (2021-)

HBO

Bazı antoloji dizileri, yalnızca ilk sezonlarının yarattığı heyecanla anılır ve zamanla unutulur. Ancak The White Lotus, türün en popüler örneklerinden biri olarak kendini kanıtladı. İlk sezonuyla ilgi uyandıran dizi, ikinci sezonuyla adından söz ettirdi ve üçüncü sezon etrafındaki büyük beklenti, onun tek sezonluk bir fenomen olmadığını gösterdi.

Yetenekli oyuncu kadrosu ve sürükleyici anlatımıyla The White Lotus, mutlaka izlenmesi gereken dizilerden biri. Jennifer Coolidge, Connie Britton, Meghann Fahy, Aimee Lou Wood ve Walton Goggins gibi isimlerin yer aldığı yapım, her sezon farklı bir tatil köyünde (Maui, Sicilya ve Tayland) geçen hikâyeleriyle hem görsel hem tematik bir zenginlik sunuyor.

Her bölümü açtığınızda sizi ünlü oyuncular, gizemli bir cinayet ve zekice yazılmış diyaloglar karşılıyor. The White Lotus, her sezonda izleyicisine neyle karşılaşacağını az çok hissettiren ama aynı zamanda sürprizlerle dolu olmayı da başaran mükemmel bir antoloji dizisi örneği.

True Detective (2014-)

HBO

True Detective, suç temalı antoloji dizilerinin hayranlarına tam da istediklerini sunuyor: Kusurlarıyla insanî, derinlikli karakterleri canlandıran usta oyuncular ve çözülmesi zor davalar. Jodie Foster’ın başrolde yer aldığı dördüncü sezondaki doğaüstü unsurlar, dizinin ilk bölümünden on yıl sonra bile hâlâ izleyiciyi şaşırtabileceğini kanıtladı.

İkinci sezon, önceki sezonlar kadar beğenilmedi; hikâyesi yeterince güçlü bulunmadı ve önceki sezonun izleyiciyi içine çeken atmosferini yakalayamadı. Bu nedenle, dizinin türünün en iyisi olduğunu söylemek kolay değil.

Ancak ilk sezona duyulan sevgi hâlâ çok güçlü ve dizi on yıl sonra bile beklentileri karşılamaya devam ediyor. Üçüncü ve dördüncü sezonlardaki başarılı oyunculuklar, True Detective’in hâlâ etkileyici, türünün klasikleri arasında yer alan bir yapım olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Black Mirror (2011-)

Netflix

Black Mirror’ın konusunu ilk kez duyduğunuzda, yalnızca bir sezon boyunca ilgi çekici olabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak Netflix dizisi, hâlâ hem popülerliğini hem de şaşırtıcılığını koruyor. Üstelik dizinin ilk beş sezonu 2011 ile 2019 yılları arasında oldukça düzenli bir şekilde yayımlandı; altıncı sezonun 2023’te gelmesine kadar uzun bir ara verilmiş olsa da... Black Mirror bölümleri genellikle sarsıcı olsa da, zaman zaman karanlık atmosferi dengeleyen, izleyicinin kendini yakın hissedebileceği karakterlere de yer veriliyor. Dizinin yaratıcısı Charlie Brooker’ın, birçok bölümü bizzat kaleme alarak hikâyeleri rahatsız edici ama etkileyici finallerle sonlandırma konusundaki cesareti ise takdire şayan.

Black Mirror, ucuz ya da abartılı teknoloji temsillerine başvurmadan; telefonlar ve bilgisayarları, ebeveynlik zorlukları ya da çocukları koruma gibi derin toplumsal konuları ele almanın bir aracı olarak kullanıyor. “Arkangel” adlı bölüm, bu yaklaşımın en çarpıcı örneklerinden biri. Her bölümü sevmek zorunda olmasanız da, “USS Callister” veya “Hang the DJ” gibi öne çıkan bölümler, dizinin hikâye anlatımındaki ustalığını fazlasıyla kanıtlıyor.

Fargo (2014-2024)

FX

En etkileyici antoloji dizilerinden biri, 1996 yılında gösterime giren Coen kardeşlerin efsanevi filmi Fargo’nun televizyon uyarlaması oldu. Bu hikâyeyi genişletip daha derinlemesine anlatmak, dizinin en akıllıca hamlelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Türün diğer başarılı örnekleri gibi Fargo’nun her sezonu da çarpıcı bir atmosfer, yıldız oyunculuk performansları ve sürükleyici suç hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Dizinin en güçlü yanı kuşkusuz kadrosu: 1. sezonda Martin Freeman ve Billy Bob Thornton gibi isimleri, 5. sezonda ise Jon Hamm ve Juno Temple’ı izlemek büyük bir ayrıcalık. Tıpkı filminde olduğu gibi dizinin de diyalogları unutulmaz bir etki bırakıyor ve bu yönüyle Fargo, antoloji türü içinde özel bir yere sahip oluyor.

Karakterler, sıradan sohbetlerde bile felsefi bir derinlik yakalayabiliyor. Örneğin Lorne Malvo’nun (Thornton) “Hayatın boyunca kurallar olduğuna inandın. Oysa yoklar. Eskiden gorildik.” sözleri dizinin tonunu kusursuz biçimde özetliyor. Fargo’nun altıncı sezonunun gelip gelmeyeceği henüz belli olmasa da, bu olağanüstü antoloji serisinin bir kez daha ekranlara dönmemesi büyük bir kayıp olurdu.

facebook Tweet
Benzer Haberler