Hesabım
    İlhamını "Blade Runner"dan Alan Bilim Kurgu Filmleri!

    Çığır açan bilim kurgu filmi "Blade Runner"ın şanını sürdürenler burada...

    Ridley Scott imzalı Blade Runner 1982'deki prömiyeriyle sinema dünyasını değiştirdi. Philip K Dick’in ünlü romanının büyük ekran uyarlaması sadece Harrison Ford’u çok yönlü bir aksiyon yıldızı yapmakla kalmadı, ayrıca “tech noir” olarak bilinen yeni bir bilim kurgu türü yarattı. Karanlık film stili ile bilim kurguyu harmanlayan bu tür, beyaz perde tarihinin seyrini değiştirdi.

    Kıyameti engellemek için geçmişten gelen karizmatik sayborglardan gerçekle sahtenin birbirine karıştığı karanlık distopyalara "Blade Runner"ın önünü açtığı ve meşalesini devrettiği yapımlar burada...

    Elbette ki Blade Runner'ın en yakın takipçisi devam halkası Blade Runner 2049 oldu.

    "Blade Runner"dan 2 yıl sonra gelen Terminatör, ilham kaynağınca yaratılan cyberpunk dokunun üstüne inşa edildi. "Terminatör", yanlış kullanılan teknolojinin geleceği tehdit altına sokması temasını 1980'lerin yağmurlu, neon Los Angeles'ına taşıyordu.

    Strange Days tanıdık bir toplumun çok uzak olmayan geleceğine kasvetli bir bakış sunuyor. Kapsayıcı konseptine tanıdık bir karanlık dedektiflik hikayesi yerleştiren film, sanal röntgencilik temalarını ve teknolojinin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini irdeliyor.

    Andrew Niccol'un 1997 tarihli filmi Gattaca'da genetik manipülasyon, sınıf savaşı ve çığır açan teknolojik gelişmelerin ışığında insani değerlerin yok oluşu gibi pek çok tema işleniyor. Blade Runner’ın film noir stilinden esintiler bulunduran "Gattaca" bilim kurgu kategorisinin en önemli yapımlarından biri.

    Alex Garland'ın ilk filmi Ex Machina, insan-robot etkileşiminin ilerlemesi ve bununla birlikte ortaya çıkabilecek hayati tehlike olasılıklarını araştıran katmanlı bir masal. Blade Runner'ın insan ve replikanları ayıran bulanık çizgisini hatırlatan romantizmi, "Ex Machina"da bir parça "Blade Runner" bulmamızı sağlıyor.

    İnsanların gördükleri versiyonun gerçeklik olmadığı fikriyle yola çıkan Wachowski kardeşler, Matrix üçlemesinin ilk filminin sinemalarda dönmeye başlamasıyla birlikte bilim kurgu eğlencesini başka bir seviyeye taşıdı. Matrix bilim kurgu öncüllerinin tanıdık film noir stilini miras almamış olsa da, Blade Runner’ın üslup ve tematik DNA'sı üçlemede etkisini yoğun bir şekilde gösteriyor.

    Alex Proyas'ın Dark City'si, Blade Runner'ın ana hatlarını oluşturan noir stili ve Alman İfadeciliğini tam olarak sergiliyor. "Dark City" bu gizemli şehrin sakinlerinin aynı anda hem her yerde hem de hiçbir yerde yaşıyor oldukları hissiyatını seyircisine veriyor. 1998 yapımı distopya, "Blade Runner"ın distopik varoluşçuluğunu miras alıyor.

    Distopik, teknoloji temelli bir dünyanın ortasında kimlik ve insanlık temalarını irdeleyen Total Recall, tıpkı kült Blade Runner gibi Philip K. Dick'in imzasını taşıyor. Teknolojinin yükselişiyle "insan"ın değer kaybedişi, tıpkı öncülü "Blade Runner" gibi "Total Recall"da da bir hayli ön planda.

    1995 yapımı anime filmden beyaz perdeye uyarlanan Kabuktaki Hayalet, teknolojinin, insanlığın evrim noktasının ötesinde hızla ilerlediği bir dünyanın artılarını ve eksilerini keşfetmek için bir zemin oluşturuyor. Filmin kötü karakterinin de "Blade Runner"ın kötüsü Roy Batty'i (Rutger Hauer) çağrıştırdığının altını çizelim.

    Beşinci Element, tech noir tarzına, intergalaktik, Star Wars tarzı bir dönemeç ekleyerek farklı bir açılım getirdi. Luc Besson’un 1997 yılı yapımı aksiyon filmi, Blade Runner’ın stiline bir hayli öykündü. Karmaşık dünya yapısından, 23. yüzyıl New York sokaklarına nüfuz eden Asya kültürüne kadar, "Beşinci Element"te Blade Runner" etkisini görmek çok kolay.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top