71. Cannes Film Festivali geçtiğimiz akşam Altın Palmiye ödülünün en iddialı adaylarından Capernaüm’ün galasına ev sahipliği yaptı.
Lübnan’ın dünya çapında ünlü yönetmeni Nadine Labaki’nin imzasını taşıyan Capernaüm, gala gösteriminin ardından 15 dakika boyunca ayakta alkışlandı. Festival başladığından beri Altın Palmiye’nin en iddialı adaylarından biri olarak gösterilen ve festival henüz başlamamışken Sony tarafından satın alınan filmin Oscar adaylığına da kesin gözle bakılıyor.
Capernaüm konu olarak, kendisini dünyaya getirdikleri ve iyi bakmadıkları için ailesine dava açan bir çocuğun hikayesini ele alıyor. 12 yaşındaki Zain, Lübnan’ın küçük bir kasabasında, annesinin “çöplük” olarak tanımladığı bir evde kendi deyimiyle “birçok kardeşiyle” birlikte epey zorlu bir hayat sürmektedir. Sokaklarda küçük işler yaparak büyüyen Zain, çok sevdiği kardeşinin çocuk yaşta evlendirilmesinin ardından ailesiyle olan bağlarını koparıyor ve travmatik bir yolculuğa atılıyor.
Labaki yeni filminde küçük bir çocuğun hikayesi üzerinden, zihnini kurcalayan tüm meseleleri dile getirmek istiyor. Bir mahkeme salonunda başlayan film, doğum belgesi çıkaramayacak derecede yoksullukla boğuşan Zain ve ailesi gibi insanların hayatta başlarına gelebilecek her türlü felakete yer veriyor. Capernaüm, sistem tarafından yok sayılan insanların, henüz küçük bir çocukken ruhsal ve fiziksel şiddetle tanışmasının altını çiziyor. Bunu yaparken açlık, cinsel istismar, mültecilik ve çocuk gelinler gibi bir dizi kanayan yaraya parmak basıyor.
Kariyerinin önceki yıllarında Caramel ve Where Do We Go Now? ile Cannes’ın yan bölümlerine konuk olan Labaki, Capernaüm ile birlikte ilk kez ana yarışmada boy gösteriyor. Bu yıl Altın Palmiye için yarışan üç kadın yönetmenden biri olan Labaki, Altın Palmiye'ye uzandığı takdirde Jane Campion’ın ardından Cannes tarihinde büyük ödüle uzanan ikinci kadın yönetmen olacak.