Hesabım
    Pers Prensi: Zamanın Kumları
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Pers Prensi: Zamanın Kumları

    Pers Prensi: Zamanın Kumları

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Eğer bilgisayar oyunları için bir 'İsa’nın son yemeği' tablosu yapılacak olsa, Motion Capture (hareket yakalama) tekniğinin atası sayılabilecek bir teknikle yapılan Prince of Persia / Pers Prensi, o tabloda İsa’nın yerinde oturacaktır. Pers Prensi’nin sahtesi Tomb Raider’in şimdiden 2 filme sahip olmasına rağmen 21 yıllık şanlı bir geçmişe sahip olan bu fenomenin yüksek bütçeli, gösterişli bir filme dönüşmesi için de şu zamana kadar beklememiz gerekiyormuş.

    Peki, bu bekleyişe değdi mi? Oyunlarını ağzından salyalar saçarak oynamış, filmini de henüz seyretmiş biri olarak, aslında izlemesi keyifli bir iş olduğunu ama mirası yüklenmek ve ona, mesela Iron Man filmlerinin yaptığı gibi, sinemada bir devamlılık kazandırmak adına zayıf kaldığını düşünmekteyim. Film vaadini büyük ölçüde yerine getirmesine rağmen isminin altında ezilmekte ve ayrıca 'Nil’in İncisi', 'Ishtar' gibi filmlerle 80’lerde çoktan tüketilmiş bir mizah anlayışına sahip. 150.000.000 $’lık mega bütçesine rağmen özel efektleri bu tarz 'büyü&kılıç' filmlerine yakışmayacak bir sıradanlıkta. '4 Nikah, 1 Cenaze', 'Donnie Brasco' gibi filmler çekmiş Mike Newell’in çabasının özgün bir iş ortaya çıkardığını söylemek güç. Film sapına kadar bir Jerry Bruckheimer yapımı ve Bruckheimer’in filmlere etkisi ise her zaman yönetmenden daha fazla... Eğlence ve aksiyon sinemasına yön veren bir yapımcı olan Bruckeimer’in tarzının eskidiğini, bu türün artık kendini ciddiye alan, Batman Kara Şövalye gibi örneğin, filmlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

    Zamanı geri alabilen bir hançerin etrafında dönen senaryo ise fantastik bir kaçıp kovalamaca ve kendini temize çıkarma öyküsü için bir miktar sıkıcı kalıyor ama Pers Prensi’nin en büyük derdi bir 'iş kopyası' gibi durmasına sebep olan kurgusu... Olay örgüsünün hızla aktığı filmde kurgudan kaynaklanan tuhaf ve ani geçişler filmi 80’ler de köhne bir sinema salonunda izlediğim, Anadolu’yu gezmekten yorulmuş ve seans saatlerine uysun diye dönemin katil makinistleri tarafından defalarca kesilmiş bir Hong kong aksiyonu gibi algılamama yol açtı.

    Pers Prensi’ni, Elazığ’da düzenlenen '3. Çayda Çıra Film Festivali' etkinliklerinden fırsat bulduğum bir anda, kaldığımız otelin hemen yanında bulunan ve ayrıca şehrin tek sineması olan 'Saray Sineması'nda izledim. Daha sonra Arka Pencere dergisinden Burak Göral ve Cine Dergi’den Banu Bozdemir’le film hakkında kısaca sohbet etme imkanı bulduk. Bu sohbetlerden edindiğim fikir ise, kadın izleyicinin beklenmeyecek bir şekilde Pers Prensi’nden hoşlandığı ve benim stereoid’le şişirilmiş kasları ile ne yapmaya çalıştığına şaşırdığım Jake Gyllenhaal’ı oldukça etkileyici bulduğu oldu. Ayrıca Banu Bozdemir’le çıkardığımız ortak sonuç ise, filmin en etkileyici figürlerinin Pers Prensi değil Alamut ve haşhaşiler olduğu ve bu konunun sinemada mutlaka değerlendirilmesi gerektiği oldu. 1981 yapımı Conan the Barbarian filminde 'Thulsa Doom' karakterinde tasvirlenen Hasan Sabbah ve fedailerinin Jerry Bruckheimer’in eline düşmemesini umut ederek tabii...

    En etkilendiğim kısım ise bu tür filmlerde daha önce denenmemiş bir şekilde, Alamut kalesinin kuşatılması sırasında kullanılan ve savaşın gidişatını gösteren, bilgisayar oyunlarındakine benzer kamera hareketleri oldu. Bunu, oyun ve film arasındaki farkın giderek daha da azalacağı ve bu tür sinemanın anlatımının değişebileceğini gösteren bir örnek olarak işaretledim.

    Uzun lafın kısası; Pers Prensi önemli bir film değil ama eğlenceli... Devrim yaratmayacak ama sıkılmadan da izlenecek bir yapım. Fakat eğlenceli olmak, ömrünü Pers Prensi oyunlarını oynarak geçirmiş seyirci tarafından reddedileceği için yeterli olmayacaktır. Dileğim, eğer filmde anlatıldığı gibi zamanı geri alan bir hançer varsa gücünün prodüksiyonun başına dönebilecek şekilde kullanılması ve Pers Prensi’nin şanına yakışır gerçek bir aksiyon çekilmesidir.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top