Hesabım
    Tehlikeli Takip
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Tehlikeli Takip

    Bir polis güzellemesi

    Yazar: Ali Ercivan

    Amerika'yla aynı anda vizyona giren Tehlikeli Takip (End of Watch), Özel Tim (S.W.A.T.) ve İlk Gün (Training Day) filmlerinin senaristi David Ayer'in ilk yönetmenlik denemesi. Daha önce yazdığı filmler gibi burada da polis dünyasına sokuyor bizi Ayer. Polisleri sadece zengin bir dramatik malzeme olarak görmediği, onlara hayranlık duyduğu belli kendisinin.Birlikte devriye gezen ve polis akademisinden beri arkadaş iki polis memurunu tanıtıyor bize Tehlikeli Takip. Latin kökenli Mike Zavala'yı Çarpışma (Crash) filminden hatırlayabileceğiniz Michael Peña; iş ve arkadaş ortamında yaşadığı her şeyi nedense kameraya çeken Brian Taylor'ı ise Jake Gyllenhaal canlandırıyor. Bu iki karakterin pek akıllı adamlar olduğunu söyleyemeyiz. Yeri geldiğinde rozeti çıkartıp bir şüpheliyle yumruk yumruğa kavga edebiliyorlar. Sürekli kaba, belden aşağı bir muhabbet içindeler. Ancak filmin onlara sempatiyle yaklaştığı kesin. Söz konusu bir çocuğun hayatı olduğunda kendilerini düşünmeden bir yangına dalabilen, kural tanımazlıkları aslında işlerini daha iyi yapıp birer kahramana dönüşmelerini sağlayan iki karakter olarak sunuyor David Ayer onları bize.Filmin en büyük artısı, gerçekçiliği denebilir. Ayer'in iyi bir diyalog yazarı olduğu ortada. Birer kahramana dönüştürdüğü karakterlerinin akılsız taraflarını da gözardı etmiyor. Bir iki başarılarının ardından madalya alınca, özellikle Taylor'ı şöhret çarpıyor biraz. Kendi görevleri olmayan, yetkilerini de fersah fersah aşan işlere burnunu sokup terfi etme hayallerine kapılıyor. Arkadaşı Zavala da onu yalnız bırakmıyor tabii. Burada akılsızca bir taraf olduğunun yönetmen de farkında. En azından öyle umuyoruz. Ancak neticede kahraman olma sevdasıyla boylarından büyük işlere kalkışan, ergenlikte takılı kalmış bu iki adam üzerinden de olsa tüm polislik müessesesine bir güzellemeye dönüşüyor Tehlikeli Takip. Neredeyse bir propaganda filmiymişçesine... Gerçekçi karakterler çizip doğal diyaloglar yazarak bunu dengelemeye çalışsa bile, bize yine de tatsız gelen tarafı bu.Yoksa gerçekçi diyalogları, aynı ölçüde doğal oyunculukları, Akıl Defteri (Memento) filmiyle Oscar adaylığı bulunan kurgucu Dody Dorn'un dinamik kurgusuyla uygulama başarısız değil. Tek bir problemli detay haricinde, kendi içinde iyi bir film bile sayılabilir neredeyse. Ama bütün bu meziyetleri dönüp dolaşıp polislere methiye düzmekten daha fazlasına hizmet etmiyor. Ha, bundan zevk alabilecek ya da etkilenecek seyirciler de vardır muhakkak. Ama olabildiğince doğal bir paketle bize sunulsa da izlediğimizin bir propaganda filminden ibaret olduğunu fark etmek bizim biraz tadımızı kaçırıyor.O demin bahsettiğim problemli detay, filmin biçimini de belirleyen, karakterlerin taşıdıkları video kameralar mevzusu. Sadece Jake Gyllenhaal'un karakteri değil, bazı sokak çetesi üyeleri bile ellerinde kamera taşıyıp çevrelerinde olan biten her şeyi kaydediyorlar. Bu öyle bir noktaya varıyor ki, iki polisimiz karşılıklı birer yaka kamerası taşımaya bile başlıyorlar. Ama neden? Problem bu. Neden sorusunun cevabı yok. Bu kameralar senaryonun hiçbir yerinde işe yaramıyor, hiçbir olayın çözümüne katkıda bulunmuyorlar. Yönetmenin tek derdi belli ki filmi sadece bu kameralardan izlediğimiz algısını yaratmak ve gerçeklik duygusunu artırmak. Fakat filmi sadece bu kameralardan izlemediğimiz de çok bariz. Dolayısıyla filmin kurmaya çalıştığı bu gerçeklik illüzyonuna da ikna olmuyoruz. O zaman neye hizmet ediyor bu kameralar? Hiç. Hedefine ulaşamayıp işlevsiz kalmış bir detay sadece.Amerikan televizyonlarında buna çok benzer bir dizi var aslında. İzleyenler vardır belki, Southland. O da gerçekçi polis hikayeleri anlatan ve hak ettiği ilgiyi görememiş bir dizi. Tehlikeli Takip, Southland'in daha aksiyonlu ve argonun daha rahat kullanıldığı bir sinema versiyonu gibi. Bu kadar polise hayranlık dürtüsüyle hayata geçirilmemiş olsa, pekala daha ciddiye alabilirdik.Twitter: aliercivanYouTube: Paralel Kurgu

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top