Hesabım
    Kapalı Devre
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Kapalı Devre

    Adaletin bu mu dünya?!

    Yazar: Banu Bozdemir

    John Crowley imzalı Kapalı Devre/Closed Circuit politik olarak pek çalkantılı bir dönemden geçtiğimiz için benzerlik kurarak, filmde bombalama davasıyla tutuklanan Faruk Erdogan (olay onun savunması etrafında dönüyor biraz da) adlı Türkiye vatandaşından bile bir başbakan Erdoğan benzetmesi çıkartacak kadar diken üstünde olduğumuzu gösteriyor. Tabii filmde işleyen kameraların Haziran 2013’ü işaret etmesi bizim üstümüze alınmamız gereken başka bir süreci, ‘Gezi’ sürecini işaret edebilir ama sadece tesadüf olması gerektiğini düşündürtüyor tabii!

    İrlandalı yönetmen John Crowley (önceki filmleri Yanlış Hesap/Intermission ve A Boy bir hayli iyiydi) ekranı 6 kamera görüntüsüyle bölerek başlıyor filmine. Kameranın birine giren türbanlı kadın ve yanlış yere park ettiği tekrarlanan kamyonet birazdan büyük bir patlamanın olacağı sinyallerini veriyor. Etkili bir açılış olduğunu söyleyebiliriz. Filmde MOBESE tarzı kamera kullanımı bir hayli fazla zaten, herkesin izleniyormuş hissi kazanması ve özelikle de Martin Rose ve Claudia Simmons’ın bu paranoyadan bir hayli nasipleniyor olması filmin başka bir yönü.

    Bombalama olayıyla gözaltına alınan Faruk Erdogan için devlet tarafından atanan iki avukat ekseninde ‘derin devlet’ ve İngiliz adalet sisteminin ayrıntılarına dalıyoruz. Tabii adalet eksenini fazlaca sorguluyoruz. Özellikle hala Rönesans dönemi peruklarını taktıklarını biliyoruz ama gizli/kapalı oturumda peruklar atılıyor ve davayla ilgili can alıcı noktalar açık bir şekilde ortaya dökülüyor. Özel avukatın kapalı oturuma katılması diğerinin açıkta kalması da ilginç!

    Filmin isminin "Kapalı Devre" olmasının filmden aldığı birçok etki var tabii. Aynı davaya bakan iki avukatın birbirlerini mahkeme dışında görmeleri, delil paylaşmaları, dava sürecine ilişkin omuz omuza çalışmaları yasak ama Claudia ve Martin’in eski sevgililer olması işleri; karışık olan dava sürecinde daha da karıştırıyor. Bir anda Erdogan’ın ulusal ilişkiler konusunda bir koz olduğu ve devlet tarafından yani İngiliz gizli servisi MI5 tarafından olaya karıştırıldığı anlaşılıyor. Olaya bulaşan ve olayı deşen herkesin hedef haline geldiği filmde sıkı bir gerilim de var. Adalet duygusuyla milli çıkarların çatıştığı film, son yıllarda öne çıkan (pek çok kişi beğenmese de gerilim açısından bir hayli başarılıydı) Operasyon: Argo ve Tinker, Tailor, Soldier, Spy/Köstebek kadar etkili politik bir gerilim yaratmayı başarıyor. Tabii bir de Ken Loach tarzı ‘devlet politikaları işleyiş tarzı’ eleştirisi var. Crowley bunu Amerikan filmlerinde karşılaştığımız özellikle de Sydney Pollack tarzı bir argümanla yapamıyor ama yine de belli bir ivme kazandırıyor filme.

    İngiliz sinemasına has birtakım özellikleri de yok değil, örneğin ‘soğuk’ bir havası var filmin. Renklerle, senaryoyla hatta yarattığı gerilimin seyirciye fazlaca geçmesini istemeyen tavrıyla iyi bir dönüş filmi olduğunu düşünüyoruz Crowley açısından. Ama bir yandan da bunca ‘derin devlet’ göstergesinden, adalet terazisinin kefelerinin eşitsizliğinden sonra demokratik haklarınız için sandığı kullanın demesi biraz kafa karışıklığı yaratıyor! Faruk Erdogan’ın oğlu ve karısını da (Pınar Öğün’ü kısaca Erdogan’ın karısı olarak izliyoruz) gördüğümüz, hatta oğlu Emir’in babasının ve kendisinin akıbeti konusunda bir hayli öne çıktığı filmde soğuk savaş sonrası terör konusuna dair birtakım bilgiler de alıyoruz. İki avukatın hayatları pahasına savundukları adalet algısı denizde küçük bir damla kıvamında olsa da, en azından önemli bir iş başarıyorlar! Derin devlete karşı koymanın bedelini ödeseler de adalet arayışını sürdürmenin önemini ortaya koyuyorlar! Kapalı Devre’ler arkasında yaşanan hayatlara ilişkin önemli bir sorgulama, izlemekte fayda var! Eric Bana ve Rebecca Hall da bir hayli iyi iş çıkarıyor…

    twitter.com/BanuBozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top