Hesabım
    Annabelle
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Annabelle

    Bazı hediyeler ürkütür bazılarıysa öldürür!

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Son yıllarda özellikle korku – gerilim janrının hakkını teslim ederek kolları sıvayan yönetmenlerin sayısında ciddi bir azalma görmeye başladık. James Wan hiç kuşkusuz bu kem günlerde, türü gerçekten de ciddiye alarak elini kana bulayan birkaç isimden biri! Her ne kadar önümüzdeki aylarda Hızlı ve Öfkeli serisinin yedinci halkasıyla birlikte, aksiyon sularını kulaçlayacak olsa da; son yıllarda gerilim mecrasında karşımıza dikilen en heyecan verici işlerin önemli bir kısmının altına imza attığı gerçeğini göz ardı edebilmemiz de mümkün değil hani!

    İşte genç ve yetenekli gerilim müptelası Wan’ın aşındırdığı yolu takip eden ve yönetmenliğini John R. Leonetti’nin üstlendiği Annabelle de bu taze girişimin izini sürüyor gibi biraz da. Leonetti bu zamana kadar ağırlıklı olarak video piyasasına ve televizyona yönelik işlerle adından söz ettirmesine rağmen; Ölüm Sessizliği filminden bu yana James Wan’ın görüntü yönetmenliğini üstlenmiş bir isim. Yani The Conjuring’in spin-off projesi olan Annabelle’in hiç değilse grafik anlamda emin ellere teslim edildiğini söylemek pek de yanlış sayılmaz.

    Annabelle, bizzat benim uydurduğum tabirle, “çocuk odası gerilimi” olarak adlandırılabilir! Kendi kendine evin belli yerlerinde peyda olan, biz uyurken hareket ettiğine inandığımız eşyalar, oyuncaklar, mobilyalar fikrinin ürkütücülüğünden güç alan filmde, korkunun kaynağı The Conjuring’de de sadece görüntüsüyle tüylerimizi diken diken eden eski bir biblo bebek!

    Öykümüz Charles Manson’ın ortalıkta cirit attığı ve toplumsal histerinin, ABD banliyölerinde ilginç şiddet patlamaları biçimlinde dışa vurulduğu o acayip dönemde geçiyor. Basit bir kronolojik hesaplamayla, The Conjuring’de patlak verecek lanetin arifesindeyiz. Çiçeği burnunda ve doğacak bebeklerinin heyecanıyla kıpır kıpır olan Form çiftinin evine konuk oluyoruz. John Form, bir gün bebek koleksiyonu yapan karısı Mia’ya “eşine benzerine zor rastlanır” antika bir bebek hediye ediyor. Bu gizemli –ve bir o kadar da gudubet bebeğin evlerine girmesiyle birlikte de Form çiftinin hayatı alt üst olmaya başlıyor. Bir gün, evlerine giren sapkın bir tarikatın mensubu cani çiftin saldırısına uğrayan Form ailes; bir taraftan bu saldırının yol açtığı travmayla, diğer taraftan da başlarına dadanan lanetle boğuşmak zorunda kalıyor.

    Hikâye her ne kadar aşina olduğumuz kalıplara indirgenebilecek gibi gözükse de, Leonetti’nin bütün benliğini koşulsuzca sinemadaki gerilim trendlerine teslim ettiğini söyleyebilmek oldukça zor. James Wan ne kadar türün klişeleriyle barışık ve onları evirip çevirerek filmlerine başarılı bir biçimde eklemlemeye yatkınsa; Leonetti’de klişelerden uzaklaşmak için bir o kadar çok çaba sarf ediyor filminde! Öncelikle Form çifti, gerilim tandansında karşımıza çıkan diğer çiftlere nazaran fazlasıyla aklı başında hareket ediyor. Örneğin, evlerindeki bu korkunç antika bebeğin hayatlarına girmesiyle birlikte yaşadıkları felaketin ardından Annabelle’i çöpe postalamakta gecikmiyorlar. Hatta Mia, başına gelen ilk paranormal saldırının ardından evden taşınmak istediğinde “ideal koca John” bu isteği de büyük bir ivedilikle yerine getiriyor. Ne var ki, Annabelle’in laneti, son derece klişe düşmanı Form çiftinin peşini bir türlü bırakmıyor!

    Yönetmen Leonetti, önceki işlerine oranla, her anlamda özenilmiş bir korku – gerilim mahsulü servis ediyor izleyenlere. Başarılı görsel ve işitsel işçiliği, temiz oyunculuklar ve bir spin-off projesine göre ortalamanın üzerinde kabul edilebilecek bir öyküyle besliyor elindeki malzemeyi. Ortaya çıkan işi “türün en iyilerinden biri” şeklide tanımlamak tartışmaya açık olsa da, son yıllarda karşımıza çıkan gerilim projeleri arasında seyirci dostu olması açısından önem kazanıyor. Daha doğrudan bir tabirle, her halükarda gişede çakılmayacak bir ürün olmasının kolaycılığına kaçmaktansa; izleyicinin devam halkaları için şans tanıyabileceği incelikte bir gerilim filmi koyuyor ortaya.

    Dönem filmi atmosferini de yakalamayı başaran Annabelle, matematiği pek sık sekteye uğramayan bir seyirlik. Childs Play 3’ün de görüntü yönetmenliğini üstlenmiş olan Leonetti’yi; sinema tarihinin en arıza bebeği olan Chucky ile uzaktan selamlaşması sebebiyle “idmanlı kabul edebilir miyiz ya da bu deneyiminin kendi filmi için bir yaptırımı olmuş mudur bilemeyiz fakat Annabelle’in beyazperdedeki laneti öyle kolay kolay dinecek gibi görünmüyor! 

    Fatih Yürür

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top