Hesabım
    2001: Uzay Macerası
    Ortalama puan
    4,1
    458 Puanlama
    2001: Uzay Macerası hakkında görüşlerin ?

    91 Kullanıcı yorumları

    5
    28 Eleştiri
    4
    31 Eleştiri
    3
    3 Eleştiri
    2
    12 Eleştiri
    1
    7 Eleştiri
    0
    10 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Sinefill34
    Sinefill34

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    7 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Bu filme çöp diyip interstellara hasta olanlar kendini çöpe atsın çünkü baştan aşağı bu filmden çalıntı konu ve sahneler var :)
    TAHA ŞABAN DİLMAÇ
    TAHA ŞABAN DİLMAÇ

    72 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    18 Mart 2023 tarihinde eklendi
    Çekildiği yıla göre gerçekten kaliteli bir flim ancak bazı sahneler gereksiz uzamış ve müzikleri kulak gıcırtabiliyo. Eleştirimi okuduğunuz için teşekkürler.
    Barış Şahin
    Barış Şahin

    8 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    10 Ekim 2022 tarihinde eklendi
    Aldığı puanı haketmiyor. Şu filmi kubrick yerine ahmet mehmet çekse sıfırı basarlardi. Oyunculuk yok senaryo yok. Sonunu getiremedim, yarıda bıraktım. Uzay gemisi vs güzel yapılmış ancak masraf yaptık izleyin der gibi aynı sahneyi 5 dk izletiyorlar. Diyeceksiniz ki o zamana göre güzel film, peki ben hur ve spartacus gibi baş yapıtların yanında bu film midir? Dünyayı kurtaran adamı izleyin en azından eğlenceli.
    Vokal S
    Vokal S

    40 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    24 Nisan 2020 tarihinde eklendi
    Zamanının çok çok üzerinde bir yapım olması; filmin yaklaşık iki buçuk saat süresince bazı sahnelerin gereksiz yere uzun olması ve kullanılan müziklerin filmin monotonluğunu arttırması gerçeğini değiştirmemekte... Filmi insan evrimini anlatması bakımından dikkate değer bulurken seyir zevki isteyenlerin bu filmi izlerken çok fazla bir beklenti içine girmemesi gerektiğini düşünmekteyim... 5/10
    Baris Ö.
    Baris Ö.

    Takipçi 74 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    19 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
    Hep olumlu yorum var ama hiç kimse filmin güzellikleri yanında öyle herkese hitap eden bir yapısı olmadığından bahsetmiyor. Zor bir film 2001: A Space Odyssey. Anlattıklarını anlamaya çalışmak, uzun ve yavaş ilerleyen yapısına dayanmak, dikkatiniz dağılmadan izleyebilmek. İnsanı meraka iten her anın sonunda sizi kafanızdaki soru işaretleri ile olduğunuz yerde bırakmak gibi bir huyu var filmin. En çok da o yoruyor bir yerde. Herkes film eleştirmeni kıvamında izlemiyor filmleri o yüzden sadece merak edip bakanlar için kafa karıştırıcı bile denebilir. Aslında en iyi örnek Ünlü bir ressamın tuvalini gelişi güzel çizdiği ve sıçrattığı bir tuvaldeki resmi büyük bir açılış ile en ünlü müzelerde insanlarla buluşturması ve resme bakan insanların resimden çok bir şey anlamasalar bile bu ünlü ressamın ne anlatmak istediğini anlamak için kendilerini zorlamasına benziyor sıradan seyircinin buradaki durumu. Evet Stanley Kubrick büyük bir yönetmen ama filmleri ile de gerçekten anlatım olarak karmaşık yolları seçen bir yönetmen. Filmin burada ve daha bir çok yerde yazan onca olumlu yorumuna bakarak ve bir beklenti içine girerek değil sadece kendi düşüncelerinizi göz önüne alarak izlemenizde fayda var. Sonrasında bu ve benzeri yerlerde film için yazılan ve filmin temasını anlatmaya çalışan onca yorum size daha mantıklı gelecektir.
    Muhammet Yavuz
    Muhammet Yavuz

    Takipçi 3 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    17 Şubat 2019 tarihinde eklendi
    Vay arkadaş! Sen filmin başına maymundan hallice insanları koy, sonunda da adamın birini Jupiter'e yolla, odanın ortasına kocamam uzay mekiğini koy :), sonra yaşlansın yemek yesin, bardak yere düşsün de içinde ki içki dökülmesin (milletin hasta olduğu sahne) :), sonra yatağa girsin ve ölümle penceleşsin, sonra o düzgün kesimli devasa plakayı odanın ortasına koy ve yatakta da biraz önce ölmek üzere olan adamı anne rahminde bir bebek olarak sahnele, en sonunda da dünyaydı sanırım, dünyaya bakan yine anne rahminde bir bebek koy. Sonuç? "Banane canım düşünsün dursun pez..." (Cem Yılmaz). Burda da millet "vaaayyy. Adam düşünmemiz için bize imkan verdi. Vay bee! Ne zeki adam. Zaten zekiler sonuç çıkarsın diye yapmış bu filmi" gibi saçma sapan yorumlar yapsın :) Yahu birbirinden bağımsız sahneler koyunca ardarda düşündürmüş mü oldu şimdi bu adam bizi? Sonsuz yaşamı anlatmak için "genç adamı (uzay gemisi ile birlikte) :) odanın ortasına koy, sonra yaşlandır, sonra öldür, sonra doğurt. Tamam ne güzel anladım bak işte sonsuz yaşam. Yav tamam da Jupiter'e niye gidiyoruz arkadaş? Birisi yazmış "Yok Jupiter'e de gitsen sonunda ölürsün" falan. Hadi yav :) Ben Jupiter'e gittiğimde ölmem sanıyordum :) Bunu bana öğrettiği için yönetmene çok teşekkür ederim :) Peki harbiden ana rahminde doğar mıyım Jupiter'e gitsem :) Bak işte bunun üstüne düşünülür :) Şimdi hemen sizin için ayaküstü bir film yapacağım. Okuyun ve gözünüzün önünde canlandırın sanat eserimi:) Filmimizin başında bir sürü inek. Sağda solda otlanıyorlar. Aman Allah'ım sahne bir anda günümüze geliyor ve bir berberdeyiz. "Ne alaka" dediğinizi duyar gibiyim :) Eğer filmin başında maymun gibi insanları gösterip, sonra da bir adamı Jupiter'e götürüp öldürüp doğurtuyorsan, bu da böyle bi alaka işte :) Ha işin bir de söylemem kısmı vardı demi. O zaman bende söylemiyorum. Düşünün biraz. Ne felsefik yaklaşımlar var inekten berbere :) Yine ben insaflıyım. Alıp başka bir galaksiye götürmedim o çok zeki beyinlerinizi fazla yormamak için :) Neymiş efendim! maymun adamlar kemiğin ucundan tutup sağa sola vurduğunda kemiğin hasar verdiğini keşfetmiş ve buradan da bölge sahiplenme kavgasına artık kesici, delici, hasar verici aletlerin giriş yaptığını vurgulamış yönetmen. Uff. Ben şok. Bende hep merak etmiştim acaba ilk silah nasıl bulundu diye. Ama adam ne düşünmüş, ne sahnelemiş vay be :) Kim başarabilirdi böyle kimsenin aklına gelmeyecek bir soruyu böyle sahneleyip tasvir etmeyi. Işin tabi hırs, benlik, bencillik, savaşların nasıl geliştiği gibi felsefik yaklaşımları da görmek lazım :) Neyse arkadaş. Ben de bari filmde beğendiğim konuları belirteyim de tam olsun. Öncelikle zamanına göre muhteşem görsellere sahip. Birileri uzay araçlarını eleştirmiş ama adam daha önce keşfedilmemiş birseyi daha ne kadar çizebilirdi ki? Hadi bana esfbxksydv'yu sen çiz de görelim. esfbxksydv ne? Yok tabiki öyle birşey :) Olmayan birseyi çizmiş bir adam nasıl eleştirildi onu da anlamış değilim :) ki filmden sonra ilk uzay aracı yapılıyor ve aya adım atılıyor. Neyse. 2. olarak gerçekten diğer arkadaşların belirttiği gibi kızın telefon isteme olayı, görüntülü görüşme, tablet vs. oluşu çok ilginç. 3. Ve en önemlilerinden biri yapay zeka. Daha millet bilgisayar ne bile tam olarak algılayamazken sen şu an bile hala olur mu acaba dediğimiz yapay zekaya sahip bilgisayarların varlığını düşün. Gerçekten çok iyiydi. Ve filmde ki en sevdiğim şey :) Yer çekimi sağlamak için merkez kaç kuvvetinden faydalanıp uzay gemilerinin döndürülmesi. Bence müthiş. Bu arada hala filmin sonuna gülüyorum :) Kemiği havaya fırlat, uzaya çık, Jupiter'e git, yaşlan, öl ve yeniden doğ :) Güldür güldür ya da çok güzel hareketler izler gibi sandım kendimi. Farklı farklı skeçleri tek bir bölümde izlemek ve bunların tamamını birleştirmeyi amaçlamak ve bundan felsefik bir sonuç doğurmak gibi birşey bu :) Neyse herkese iyi seyirler. Ama zeki arkadaşlar lütfen biz aptalları fazla örselemeyin :)
    Alihan D
    Alihan D

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Stanley Kubrick'in başyapıtlarından biri. Romandan çok iyi uyarlanmış fakat yine romanla arasında ufak tefek farklar var. Arthur C.Clarke ve Kubrick ancak bu kadar iyi bir bilimkurgu eseri çıkarabilirdi. Filmdeki felsefi dokunuşlar çok yerinde , bilimsel açından hiçbir sıkıntı yok , olay örgüsü ağır ilerlesede dikkatiniz dağılmıyor. Kısacası benim için bilimkurgu sinemasının zirvesi bu film.
    Hakkiimer
    Hakkiimer

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    16 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Tam anlamıyla bir baş yapıt. İlk başta filme anlam vermek çok zor çünkü aşırı derecede uzatılmış sahneleriyle insanın ya uykusunu getiren yada sıkıntıdan patlatan bir yapısı var.Belkide sırf bu özelliği nedeniyle pek çok insan ya filmin tam olarak ne anlattığını kavrayamamış yada zaman kaybı olarak görerek daha filmin başında iken izlemekten vazgeçmiş. İşleyişi bakımından değerlendirdik den sonra gelelim asıl konuya. Aslında bunu ifade etmek o kadarda kolay bir durum değil çünkü elde sayfalarca yazı yazılabilecek malzeme var. Ama asıl özü bir kaç kelime ile ifade etmek gerekirse "insan hırsı" kelimesi bu film için en uygun ifade olacaktır. Tarihin en karanlık dönemlerinden başlayıp da günümüze kadar gelmiş ve gelecekte de kedisinden hiç bir ödün vermeden devam edecek insan hırsı. Evet sahip olduğumuz pek çok değer (Maddi ve Manevi) bunun yanı sıra akan kan ve dökülen göz yaşı her şeyin temelinde yatan o bitmek bilmeyen ve her şeyin en büyük sorumlusu. Film sürreal bir ifade ile bana kalırsa da mükemmel bir anlatım şekli ile de bu konuyu ifade etmeye çalışıyor ve başarıyor. Diğer bir yönü ile filmi değerlendirdiğimizde ise bu kez bahsetmemiz gereken konu ise teknolojik detaylar. 1968 yılında yapılmış bir film ve günümüze kullandığımız pek çok teknolojik aletin film içerisinde yer almış olduğunu görüyoruz .Buna örnek olarak da tablet vari aletlerin astronotlar tarafından kullanılması görüntülü konuşma ve en önemlisi ise günümüzde hala yapım aşamasında olan ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda hayatımızda yer alacak olan yapay zeka konusu Son olar ise görsel efektlere değinmemiz gerekir. Evet inanması gerçekten güç insan izlerken nasıl olur diyor istemsizce kendi kendine. O yapım yılı ve ortaya çıkardıkları iş gerçekten takdire şayan bir durum. Bu görselleri görünce bek çok kişinin de ifade ettiği gibi acaba Aya gerçekten gidildimi sorusunu insan sormadan edemiyor. Belkide yıllardır gördüğümüz o görüntüler bilgisayar ortamında hazırlanmış ve bize yutturulmuş çalışmalar olabilir kim bilir zaten bu konu hala tartışılmakta olan ve öyle kolayda bitmeyecek bir konu. Olumsuz olarak değerlendirdiğimizde ise şunlara rahatlıkla söyleyebiliriz. Filmde fazlasıyla uzatılmış ve sonu gelmeyecek gibi duran sahnelerin olaması.Bu durum yer yer insanı sıkıntıdan patlatığı aşikar bir durum. Diğer bir olumsuz yönüne gelecek olursak insanın atasının maymundan geldiği düşüncesini savunan bir yapısının olaması. Böyle bir şeyi zaten kabul etmediğimiz gibi pek çok bilim adamı tarafından da olamayacağı açıkça ifade edilmiştir.Bu iki önemli unsuru göz ardı edecek olarsak en başında da ifade ettiğim gibi ortada bir baş yapıt bulunmaktadır. Sonuç olarak şunu söylememde yarar var eğer ki film ağır gelecek olursa atlatarak da olsa sonuna kadar izlemeniz ve daha sonrasında internet de hakkında yazılan makaleleri okumanız gerekir. Bu şekilde filmi anlamanız dahada kolaylaşacak ve neden bu kadar yüksek puan aldı tam olarak ne anlatmak istiyor gibi sorularınıza yanıt olacaktır.İyi Seyirler...
    snkolas
    snkolas

    Takipçi 68 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    29 Aralık 2019 tarihinde eklendi
    1 puan veriyorsam o da 50 yıl önce duyguları olan yapay zekâlı robotun düşünülmüş olmasının hatrına...Diğer herşey berbat bence.Evrim teorisi,sonunda ölüm ve yeniden doğuş falan
    Yasin Ş.
    Yasin Ş.

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Kasım 2017 tarihinde eklendi
    Filmin ne ilk 25 dakikasında diyalog var -hostes konuşuncaya kadar- ne de son 23 dakikasında. -credits'ler dışında- Bu uzun bölümlerin dışında, kısa bölümlerle birlikte, filmde toplam 88 dakika diyalog yok. Neyin içine girdiğinizi bilin, sonra saçma sapan yorumlar yazmayın.

    İlk olarak, bu filme değer vermeniz için, filmi 2000'li yıllarda izliyormuş gibi değil, sanki 1968'de izliyormuş gibi izlemelisiniz.

    İkinci olarak, filmin bölümleri hakkında yorum yazmak istiyorum. -benimle aynı düşüncede olmayabilirsiniz- 3 dakika boyunca zifiri karanlıktan sonra 20 dakika süren ilk bölüm için şunu söylemek istiyorum: Eğer evrim diye bir şeye inanmıyorsanız ''Böyle saçma şey mi olur.'' gibi bir şey düşünmekte sonuna kadar haklısınızdır, size başka bir şey diyemem ve kafanıza başka bir fikir sokamam ama, yine de bir şeyler söylemek istiyorum. Monolith(taş) bizim dünyamıza 4 milyon yıl önce Jupiter'in yörüngesinden bizim dünyamıza dünya dışı varlıklar tarafından yerleştirilmiş. -kimin yerleştirdiği söylenmiyor- Bu taş, Australopitekus türü tarafından bulunur ve bu türün meraklılığı, cesareti -Monolith'in tamamen kendisi sayesinde değil- maymunlara devrimci bir buluş sağlar ve kullanırlar, yani aleti(kemik) -bu aletin kullanılması, evrimin bir adımı olarak vurgulanmaya çalışıyor- Bu 20 dakikalık bölüm sadece evrim ile ilgili ve evrim öne çıkarılmaya çalışılmış. Bu bölümden sonra sonra uzaya çıkıyoruz -uzun ve sessiz- uçağın mekiğe giderken 5 dakikalık bir görüntüsü var, aşağıdaki paragrafta da belirttiğim gibi burada da aynı şeyi belirteceğim; evet, sahne boş görünebilir ama kendinizi 1968 tarihine koyun, birde öyle bakın; sadece salt bir güzellik. Bu sahneden sonra mekiğin içine giriyoruz, aklınızdaki bir çok soruyu giderebilmek için diyaloglar özenle seçilmiş ve -aynı şekilde- burada geçen sahnelerin hepsi, merak ettiğiniz soruları yanıtlamak için özenle gösterilmiş. Mesela, Dr. Floyd kızıyla görüşüyor -haberleşme nasıl-, dil seçenekleri filan var -gerçeçilik önde- ve yemekler nasıl olduğu gösteriliyor, tıpkı filmin çoğu sahnesinde önde olduğu gibi. Daha sonra ayı yakından inceliyoruz; yine uzun, sessiz ve göz alıcı sahneler. Burada fanatic_anchovy'un özetinde de bahsettiği gibi ''Neil Amstrong’un seyahati sonrası Kubrick’in en ince detaya kadar -henüz açıklanmamış- gerçeklere bağlı kaldığı şaşırtıcı bir biçimde göze çarpar.'' bende bunu yazmak istiyorum çünkü bu yazı her şeyi açıklıyor. spoiler: Ayrıca Aydaki Monolith, insanların nereye kadar gidebildiklerini görmek için yine dış varlıklar tarafından bırakılmıştı. -kim bıraktı yine bilinmiyor- Üstelik bu Monolith insanları bir sonraki yolcuğuna götürüyor, yani Jupiter'e, ki buda insanın bir sonraki evrimine sebep olacak.
    Ay işi bittikten sonra 18 ay sonraki ''Jupiter Mission'' var. Burada duyulan ilk konuşmaları hiç kaçırmayın çünkü çok lazım olacak ve merak edeceğiniz bilgilerin çoğu burada verilecek. Yemek yine araya sıkıştırılmış, HAL-9000(bilgisayar) Satrançta bir insanı yeniyor. -Her ne kadar klişe görünse de, klişe ile alakası yok. Filmin yapım yılı 1968 ve fikir de ''yapay zekanın bir insanı yenmesi'' o zamanlara göre pek yaygın bir fikir değildir galiba. Siz karar verin artık- HAL-9000'in Dr. Bowman'dan çizdiği resmi görmek istemesi ve yorumlaması, burada vurgulanmak istenen şey duyguydu... spoiler: Tıpkı HAL'in Dr. Frank Poole'un doğum gününü kutlaması ve son anlarında korktuğunun dile getirmesi gibi. Bu duyguları yalandan da yapıyor olabilir, bilmiyorum.
    ...ama amaçlanan şey, seyircilere gözleri ile görebildiğini göstermek. spoiler: Bu bölümün ilerleyen dakikalarında bilgisayar HATA yapıyor -yani, fanatic_anchovy'un özetinde olduğu gibi kendi kurgusuyla hareket etmiyor veya kendisine ait planları yok- ve Dr. Bowman ile Dr. Frank Poole bilgisayarı sorguladıklarında, bilgisayar hata yaptığını kabul etmiyor -yalan söylemeye başlıyor- daha sonra ağız okuyarak, astronatların kendisini yok edeceklerini öğreniyor ve film araya giriyor.
    Ara bittikten sonra yine 3 dakikalık siyah, boş bir ekran var ve bu bölümde de bir önceki bölüme ait önemli bir nokta görüyoruz. spoiler: ''Bir yapay zeka, hayatta kalma içgüdüsü ile hareket ediyor.'' Bu bölümde göreceklerinizin hepsi bir yapay zekanın hayatta kalma içgüdüsü ile ilgili. Bilgisayarın önce Dr. Frank Poole'u öldürmesi, sonra Dr. Bowman'ı Poole'un peşine yollayıp 3 kişiyi uykusunda öldürmesi, yalan söylemesi, itaatsizlik etmesi, hatta ''korkuyorum'' diyerek duygu sömürüsü yapması. Hepsi hayatta kalma içgüdüsü ile ilgili.
    En son bölüm olarak ''Jupiter Beyond the Infinitive'' spoiler: İnsan, makine ile yaptığı savaşı kazandı, şimdi de uzayda yalnız ve nereye gitti belli değil. Yıldız geçidine giriyor ve 4 dakikalık yolculuktan sonra başka bir odada. -odayı, normal odaymış gibi düşünmeyin. Farklı boyuttanmış gibi düşünün. Bakın, adamcağız son yemeğini yerken içkisini düşürüyor, içki yere düşüyor ama içindeki içki yere düşmüyor.- Adam bu odada son bir görevle yüzleşmeli: Kendi ölümüyle. Adam öldü. Artık insan bir sonraki evrim için hazır duruma geldi. Adamın vücudu uzayın boşluklarına atıldı, daha sonra yeni bir tür doğdu.
    Gördüğünüz gibi filmde insanoğlunun evrimi daha da çok önde duruyor. Filmin ilk sahnesi, insanlığın evrime ilk adımı olarak referans alınıyor; filmin son sahnesi de, insanlığın evrime son adımı olarak.

    Bu film, birinin ''Git, izle.'' demesiyle geçiştirilebilecek bir film değil. Filme birinin hazırlıklı olması lazım yoksa anlaşılamaz, hatta hiç anlaşılacağını bile sanmıyorum, en azından tek bir oturuşla. Zaten bu filmin bu kadar çok yoruma açık olmasının nedeni de çok derin ve anlaşılmaz olması. İşte bu özelliği de filmi mükemmellik seviyesine çıkarıyor. Ben elimden geldiğince filmi yorumlamaya çalıştım, şimdi siz bu filmi izledikten sonra filmin devamı -devamı demem bile bu filme hakaret gibi bir şey olur- olan ''2010''(1984) filmini izleyin ve sadece bir tanecik, küçük ve değersiz bir devam filminin saçma cevapları böyle mükemmel bir filmi ne kadar düşürdüğünü kendi gözlerinizle görün.

    Bu film, bilimi ''bilim-kurgu''ya asıl koyan bir film. Üstelik filmde zaman yolcuğunun gösterilmesi bambaşka bir şeydi ve 2014 yılana kadar insanlığın geleceği üzerine yapılan en iyi filmdi.

    Bu film, teknik bir film. Yavaş ve küçük şeylerle doldurulmasının nedeni geleceğin teknolojisini gözler önüne olabildiğince gerçek bir şekilde getirebilmek içindi -filmin gücü zaten böyle olmasından geliyor- Bir insan niye uzay gemisini 10 dakika boyunca ekrana koyar ki? Aklınıza gelebilecek tek bir kelime: GÜZELLİK -tabi bu kelime yeterince karşılayamaz ama bununla yetinmek lazım- Düşünsenize 1968'desiniz; daha insanoğlu Aya ayak bile basmamış ama siz sinemadasınız ve büyük ekranda uzayı, ayı olabildiğince yakından görüyorsunuz, film için ''sıkıcı'' diye bir terim kullanabilir miydiniz? Üstelik, Bowman yıldız geçidinin(stargate) içine girerkenki sahneyi uyuşturucunun etkisinde olan insanlar sadece büyük ekranda görebilmek için sinemaya gidiyormuş, artık gerisini siz düşünün.

    Bu film, kendisini sizden normal bir filmmiş gibi izlemenizi istemiyor. Sizden rahat bir şekilde izlemenizi istiyor. Garip ve güzel resimleri kendinizi hiç suçlu hissetmeden, karmakarışık senaryodan uzak durarak ve karakter detaylarına inmeye gerek duymadan size betimlemeye çalışıyor. Piyasada değişik birçok film var, bu filmde o filmlerden biri o yüzden filmdeki salt güzelliği kavrayabilmeniz için beyin dalgalarınızı farklı bir frekansa değiştirmeniz lazım. Şimdiki filmlerin basmakalıp özelliğinden ayrılmış, dizginsiz ve mükemmel bir film.

    Bu film, şimdiki filmlerin basmakalıp özelliğinden ayrılmış, dizginsiz ve mükemmel bir film. Sonsuzluğa giden bir felsefi yolculuk, kendi türünün şaheseri ve aradan 50 yıl geçmiş olmasına rağmen hala teknik bakımından tut müziğine kadar mükemmel.
    Şamil Ö.
    Şamil Ö.

    Takipçi 171 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Eylül 2017 tarihinde eklendi
    Bir sinemasever olarak bilimkurgu yapımlarının bende ayrı bir yeri vardır. Bir bilimkurgu yapımını izlerken bir çok yönden değerlendiririm; örneğin yapımın dilinin ağırlığı, ele aldığı konunun yapısı ve 2001 gibi filmler için fizik kanunlarıyla tutarlılığı gibi. 2001'i de bir çok yönden bu kıstaslara göre kıyasladım. İlk izlenimde gereksiz yavaşlığı, uzun süresi, izleyicisini yersiz geren soundtrackleri ve karanlık yapısıyla biraz irite edici gibi duran yapım aslında insan evrimine dair incelemeleri, filmin başından sonuna kadar mesajlar barındırması, dönemini aşıp gelen sahne-uzay efektleriyle ve Stanley Kubrick'in insanoğlunun geleceğine yani günümüze dair yaptığı ve bir çok yönden doğruluğuyla beni dehşete düşüren öngörüleriyle bilimkurgu dalında bir başyapıt olmayı hak ediyor. 2001 filmiyle beni oldukça etkileyen ve izlediğim ilk filmi olan Stanley Kubrick bu filmiyle benim gibi diğer seyircilerine de diğer filmleri adına iyi şeyler vaad ediyor.
    Celil
    Celil

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    16 Temmuz 2016 tarihinde eklendi
    Film, fazlasıyla kafa açıyor. Normalde ben de bu şekilde sembolizmle dolu filmlerden nefret eden bir insan değilim ama bu kadarı da fazla. Filmin başında bize bir saat primatlar gösteriliyor ve iki küsür saatlik filmin yarısı gitmiş oluyor. Filmin yarısına kadar doğru düzgün diyalog göremiyorsunuz ve zaten sonuna kadar izleseniz de komplo teorisyenleri gibi her şeyi ayrı ayrı masaya yatırmadıkça bir şey anlayamazsınız.
    Deniz Akçadoğan
    Deniz Akçadoğan

    Takipçi 22 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    16 Mayıs 2016 tarihinde eklendi
    ...Söz konusu 2001: A Space Odyssey olduğunda en sık rastlanan iki argüman şunlardır: “Yavaş” ve “anlaşılmaz”. Aslında Kubrick’in tarzı ile ilintili kelimeler değildir bunlar, yönetmenin bilhassa bu film için tercihleridir. Çünkü hikâye, temelde insanoğlunun milyonlarca yıla yayılmış şekilde geçirdiği evrimini anlatıyor. Ve bu süreçte de görüyoruz ki yalnızca içinde bulunulan duruma uyum sağlayanlar ve/veya zeki olanlar evrimin bir sonraki aşamasına ulaşıyorlar. Zaten bir görüşe göre filmin başına ve sonuna monolit koyan yönetmen, seyirciyi de kendi filminin sınırları dahilinde evrimsel bir deneye tabi tutmak istemiştir. Bu yüzden filmi herkesin anlayamayacağı şekilde gizemli ve tahammül edilmesi zor derecede yavaş kurgulamıştır. Nasıl ki uzaylıların aya monolit koymalarının nedeni sadece aya seyahat edebilecek kadar zeki canlılarla iletişim kurmak istemelerinden ileri geliyorsa yönetmen de kasıtlı bir biçimde yalnızca gösterdiklerini anlayabilecek zeki insanları ortaya çıkarmak istemiş ve geri kalanlarla pek ilgilenmemiştir...
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    7 Ekim 2015 tarihinde eklendi
    Film çekildiği tarih ve kullandığı teknoloji bakımından bir şaheser sayılabilir. 1968 yılında bu kalitede bir film çekebilmek her yiğidin harcı değil. Lakin filmde asıl olay bu teknoloji değil. Stanley Kubrick filmde insan oğlunun evrimini ve onun doğum-ölüm yaşam sürecini ilk insandan itibaren bunu da evrime bağlamış olarak geleceğin insanlarına itafen bir insanlığı anlatıyor. Mantık ve düşünce olarak belki de çağlar ötesi bir düşünce. Böyle bir filmi şu anda çekseler bile herkes hayran kalırdı. Şimdi ise işin bir de farklı boyutundan bakıyorum olaya. Öncelikle Stanley Kubrick bir deha ismin " Ayrıca değinmek isterim The Shining filmine bayılmış keza Full Metal Jacket da öyle " insanların maymundan geldiği safsatasına inandığına inanmak isemiyorum. Bu kadar zeki bir insan nasıl olur da bu kadar mantıksız bir şeye inanır ve bununla ilgili devasa bir film yapar anlam veremiyor. Kafamda bunu oturtamıyorum. Gerçekten evrime inanan insanları aşağılamak istemem ama Kubrickle bu isimleri hiç yakıştıramadım. Kubrick benim yine favori yönetmenlerimden olacak her zaman ama bunu da söylemezsem içimde kalırdı. Neyse filme dönük eleştirilere devam edecek olursam izlediğim en ağır filmlerden biri olabilir. Filmdeki ilk konuşma sahnesi 25. dakikada filan geliyor. Ondan sonra belki hareketlenir diye bekledim ama yok. Çok çok çok ağır ilerleyen bir film. Bazı sahneler gereğinden fazla uzatılmış ve çok uzun boşluklar filmin içinde. Bu kadar uzatmadan da mesajını veremez miydi diye düşünmeden edemiyorum. Bazı yerlerde üzülerek söylüyorum ki filmi sarmak zorunda kaldım. Aslına bakarsanız aşırı fazla zeka ürünü bir film olduğu için herkese hitap etmiyor sanırım. Stanley Kubrick filmleri için ayrı bir meal filan olması lazım. Çünkü gerçekten çok aşırı mesaj yüklü oluyor ve bir çoğunu filmi izlediğinizde anlayamıyorsunuz. Ben de mesela filmden sonra tekrar yorumlardan bazı farklı filmi anlatan videolardan mesajı daha net anlayabildim. Ha derseniz bir daha izler misin? Hayır izlemem, mesajı aldım ben bir daha gerek yok. Size de pek tavsiye etmem açıkçası ama gidin filmle ilgili videoları, açıklayıcı anlatımları, yorumları filan okuyun en azından uzak kalmamış olursunuz. Ama öyle herkesin iki buçuk saat bu filme dayanabileceğini zannetmiyorum.Benim puanım sırf bunu düşünebilmek bile yeterdir herhalde sebebiyle. Ha bu arada güzel bir şey filmin müzikleri, güzel değil hatta efsane müzikleri var. Açın dinleyin. İyi seyirler... 7.9/10
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    Yapıldığı 68 yılının teknolojisine göre Kubrick dönemin çok ötesinde bir film yapmış kesinlikle.Hele daha o yılda aya ayak basılmadığı ve teknoloji'nin durumu düşünüldüğünde gerçek ortaya çıkıyor.Günümüzde şuan kullanılan tablet,görüntülü görüşme vs.gibi şeylerin daha o zamanlarda beyazperdeye aktarılması beni hayrete düşürdü ve aynı zamanda da Kubrick'in zekasına bir kez daha hayran kaldım.Belki de Kubrick filmin üzerinde düşünülmesini ve soru işaretlerinin gitmesini istemediği için bu şekilde bitiriyor benim aklıma sonunu gördükten sonra direk bu geldi bunun dışında eşsiz olan müzikleri,diyalogsuz sahnelerde insana gereken mesajları doğrudan veriyor.Bir film gibi izlerseniz sıkılmanız çok muhtemel ama farklı bir gözle bakarsanız eşsiz bulacağınız kesin,içinden onlarca anlam çıkaracağınız ve üzerinde düşünme garantisi olmadan bir yapım.Ustaya saygılar bir kez daha...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top