Hesabım
    Yüzüklerin Efendisi: İki Kule
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    5,0
    Kusursuz!
    Yüzüklerin Efendisi: İki Kule

    <b>İki Kule</b> Arası Bir Savaş

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Yüzük Kardeşliği'nde parçalanan ve dağılan orta dünya insanları, Sauron ordularına karşı verilen korkunç bir savaşta yine biraraya geliyorlar. İki Kule, orta dünya halklarının savaşına kadar da kahramanlarımızın farklı diyarlarda geçen hikayeleriyle sürüyor. Gollum'un peşinden giderken de perde kararıyor İki Kule'de.

    İki Kule ilk ve son film arasında bir köprü ve bir savaş hazırlığı aslında. Dağılan Hobbitler, farklı gruplarla kendi kişisel yolculuklarını yaşıyorlar. Döndükleri zaman anlatınca kimsenin inanmayacağı deneyimler bunlar...

    Frodo ve Sam, filmin ilgi çekici dijital karakteri Gollum'un kılavuzluğunda Mordor'a doğru ilerliyorlar. Yeni bir hesaplaşma da bu yolculukta kendisini belli etmeye başlıyor. Güven veren, kararlı ve güçlü Frodo yüzüğün etkisiyle değişmeye başlıyor. Taşıdığı emanetin gücünü iliklerine kadar hissetmeye başlayan sevimli Hobbit, yoldaşı Sam'i bile düşündürmeye başlıyor. Kendi içindeki iyi ve kötü arasında gidip gelen tuhaf Gollum'a duyduğu bağlılık, Sam'i sık sık kontrolü alma noktasına getirip geri döndürüyor.

    İki Kule'nin en şaşırtıcı karakterlerinden biri de kesinlikle Gollum. Acılarla dolu eski Hobbit, orta dünyanın üzerinde sallandığı hassas iyi-kötü dengesini içinde hisseden bir karakter.

    Sam, Frodo ve Gollum'un yolculuğu uçsuz bucaksız bataklıklara geldiğinde Peter Jackson'ın vahşi şiirsel anlatımı doruk noktalarından birini buluyor. Suyun altına gömülü ölüler, Frodo'nun bir binanın tepesinden kendisini bırakır gibi suya düşmesiyle kendi yüzlerini gösteriyorlar kafası karışık Hobbit'e.

    Paralelde gerçekleşen diğer ilgi çekici bir yolculuk ise, Merry ve Pippin'in Fangorn ormanlarına girmesiyle başlıyor. Akıllı ağaçların ormanında, Ağaçsakal'ın dallarında gerçekleştirdikleri yolculuk, filmin karanlık havasına masalsılık katan öğelerden biri. Sauron'un kalabalık ordularına karşı verilen savaş başladığında, ikili Ağaçsakal'ın önderliğinde yeni yandaşlar buluyorlar.

    İki Kule'nin esas kahramanı ise Aragorn. Savaşın katalizörü, umudun kaynağı yakışıklı savaşçı, Kralın kızı Eown'in bakışlarına rağmen Arwen'i anımsamaktan kendini alıkoyamıyor. İki Kule eğer bir ara film olarak büyük savaşların filmiyse, Aragorn'da orta dünya halklarını kamçılayan büyük savaşçı. Peter Jackson'un film için yaratılmış bir program aracılığı ile tasarladığı dehşet savaş, Sauron'un ordularının yenilgisine dönüştüğü anda çok çabuk bir zafer sarhoşluğuna girer gibi olsa da, savaşın düşündüğünden daha uzun süreceğini biliyor.

    İki Kule pek çok yönüyle, oldukça başarılı olan ilk filmi bile aşıyor. Sonlara doğru patlak veren uzun savaşın epik anlatımıyla birlikte daha şiirsel bir filme imza atmış Jackson. Filmi bir savaş filmi olmaktan çıkarıp daha ötelere taşıyan da bu!

    Yüzüklerin Efendisi gerçekten de yönetmenin sineması açısından üzerine uzun bir süre yeni bir şey ekleyemeyeceği son nokta, bir sentez. Braindead ve Bad Taste gibi filmlerinden aldığı korkunç zevk'le birlikte, Cennetlik Yaratıklar ile ulaştığı şiirsel zevkleri de son projesine fazlasıyla taşıyor yönetmen. Üstelik sinemasını zenginleştirdiği gibi tür'e de estetik ve derinlik kazandırıyor.

    İki Kule her anlamda karanlık bir film. Orta dünyanın güzel diyarlarının uzağında, tehlikeli bölgelerde geçiyor. Yüzüklerin Efendisi'nin yaşadığımız dünyayla alakası olmayan bir başka-orta-dünyada geçtiği gerçeği, ilk filme göre daha fazla belli ediyor kendisini. Karakterlerin yüzüğün etkisiyle yaşadıkları hesaplaşmadan kaynaklanan psikolojik derinliğin dışında, Peter Jackson'un yüzümüze üflediği dumanın etkisiyle sisler arasında kaybolup gitmek de çok güzel, o bile yeter aslında!

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top