Hesabım
    İçimdeki Deniz
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    5,0
    Kusursuz!
    İçimdeki Deniz

    Denizin Son Bulduğu Çizgi

    Yazar: Zeynep Berik

    Şubat ayıyla birlikte yaklaşan Oscar heyecanına İspanya'dan sıcak rüzgarla hazır olun. Alejandro Amenabar'ın en son filmi İçimdeki Deniz, yıl boyunca katıldığı tüm festivallerde en iyi görüntü, en iyi yönetmen ve en çok da en iyi erkek oyuncu ödüllerini topladı. Vanilla Sky'ın özgün senaryosunun yazarı ve aynı filmin İspanyol versiyonu olan Aç Gözünü (Abre los ojos) filminin senaristi ve yönetmeni Amenabar, Hollywood'a kendi tarzını kabul ettirmiş yönetmenlerden biri. Diğerleri (The Others) filmiyle Nicole Kidman'ı hayatımızın en gerilimli sahnelerinden birine yerleştiren de o. Her ne kadar Hollywood'un sinema konusunda iyi bir ölçü olduğunu söylemek şüpheliyse de, melekler şehrinin yönetmenlerin kendi imkanlarıyla olduğundan daha büyük bir izleyici kitlesine ulaşmaları açısından gayet yararlı bir kaynak olduğu kesin.

    İçimdeki Deniz'e gelince. Amenabar, Ramon Sampedro'nun gerçek yaşam öyküsünü anlattığı kitaptan etkilenmesi sonucu sinemaya aktardığı hikaye "hep böyle bir film yapma hayalini kurdum" dedirtecek cinsten. Amenabar, kitaptan neden etkilendiğini bilmediğini ve kitabın senaryolaştırılması aşamasında da kitaba sadık kalmaya çalıştığını söylüyor. Yönetmenin büyüsüne kapıldığı öykü, insanın var oluşuyla, yaşam ve ölümle ilgili konulara dayanıyor. Yaşama sıkı sıkıya bağlı olduğu halde ölümü tercih eden birinin, Ramon Sampedro'nun öyküsü...

    Sampedro, henüz 20 yaşında İspanya kıyılarından bir Norveç gemisine atlayarak çıktığı dünya yolculuğuyla, hayata bağlılığını ortaya koymuş oluyor. Sampedro'nun son günlerine tanık olduğumuz İçimdeki Deniz, araya serpiştirilen geri dönüşlerle, "o anın" gerginliğini vermeyi başarıyor. Sinema hayatının başında çektiği Tez filmiyle gerilim filmlerinde usta olduğunu kanıtlayan yönetmen, İçimdeki Deniz'de değindiği yaşamın can alıcı kesitlerinde, gergin anlar yaşatmayı biliyor izleyiciye. Bizi tek bir odanın içine alan ve değişen anlık ruh hallerinin ortağı edebilen bir sinema dilini yakalamış görünüyor Amenabar bu filmde de. Sinemanın öneminin hacim olarak büyük hikayeler değil, insanın yaşamda hesaplaştığı noktalara dokunmak olduğuna dair bir özü kavramış olmasını görmek içten bile değil.

    Yattığı yataktan görebildiği pencerenin ardındaki yaşamı hayal ederek, 26 yıl öncesinden elinde kalanlarla yaşıyor Sampedro. Javier Bardem'in müthiş oyunculuğunun yanı sıra hikayeden aldığı ilhamla filmin başında, izleyicinin gönüllerinde taht kuran ve bir halk kahramanı oluveren biri Sampedro. Filmin makyaj ustası Jo Allen'ın da başarısıyla 60'lı yaşlarda birini canlandırabiliyor Bardem. 35 yaşındaki Bardem'in güçlü oyunculuğu, her ne kadar yönetmenin başarısı yadsınamazsa da, yönetmeni geri planda bırakacak noktada. Amenabar öyle bir oyuncu seçmiş ki, filmin başından sonuna kadar tek başına filmin etkisini koruyabiliyor. Bardem, İçimdeki Deniz'deki performansıyla ve Before Night Falls ve Collateral'de de bir hayli belirgin olan başarısıyla birlikte yılın en iyi aktörlerinden birine aday olmayı çoktan hak etmiş görünüyor.

    Görsel olarak yalın ve etkili bir anlatım tercih edilen filmde, Amenabar yine düşlerine izin veren insanların yaşamlarını ele alıyor. Uçmak, dilediğince uçabilmek Amenabar'ın yaşam senaryosunun bir parçasını oluşturan ögelerden biri olarak İçimdeki Deniz'de de, düşlerle yaşam arasındaki ince çizgide yer alan bir öge. Bilinçaltının derinliklerine bazen tek bir kelime, bazen bir suskunluk veya basit bir kamera hareketiyle iniyorsunuz. Yüzleşmeye hazır olunması gereken bir çok soruyla karşılaşabilirsiniz; bu soruların her biri, filmin odak noktası olan ötenazide birleşiyor gibi görünse de, yaşamın tam ortasında duran, insanların akıllarını karıştıran belirsizlikler çok daha can alıcı bir hal alıyorlar. Ötenazinin etiği, yaşam ve ölüm hakkında dair sorunsallar, Sampedro'nun ağzından çıkan tek bir kelimeyle sükunetle çözüme kavuşuyor.

    Filmdeki diğer karakterler, ne Bardem'in oyunculuğunun yanında eziliyorlar, ne de üstüne çıkıyorlar. Karakterler seçiminde usta olan yönetmen, birbirinden farklı kişilik özelliklerine sahip insanların başkalıklarını Ramon Sampedro'nun odasında kesiştiriyor. Ramon'un yatak odası dış dünyaya açılan ve açılamayan insanların kendilerini buldukları yer. Filmdeki yaşlıların, gençlerin, avukat Julia ve Rosa'nın, rahibin arasında ölüme en çok yaklaşabilmiş olan Ramon'un yaşama bağlılığı diğerlerini de tetikleyebiliyor. Ramon, onlar için bir ayna olduğunun farkında ve bunu hissettirdikçe, etrafındakilerin ona yansıyan yüzünden pek de hoşnut değil. Çünkü bir çok insanın göremediğini ve yaşamla baş etmek için kendi dünyalarında yarattıkları, aslında yaşamlarını zorlaştıran motivasyonların farklında Ramon Sampedro.

    İçimdeki Deniz'in bir ötenazi hikayesi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat karamsarlık ve ölüme sürüklenen çaresiz birinin portresi demek hiç doğru olmaz. Çünkü söz konusu ölüm, hayatı sevip yaşamayan birinin tercihi ve Sampedro sürdürmek zorunda kaldığı hayatla ilgili "yaşamanın bir hak, ama mecburiyet olmadığına inanıyorum" diyecek kadar özgür ve hayata değer veriyor. Ölmenin sadece fiziksel yaşamdan kopmak değil içsel de olabileceğine işaret eden film, yaşamın sonlandırılmasına yönelik söylemlerinin yanında tüm güçlüklere rağmen hayata sarılmış insanların portresi niteliğinde.

    Denizle paylaştıklarını insanlarda bulamadığı için ölümü, denizden uzak yaşama tercih eden birinin öyküsünde ölümün sessizliğinden çok yaşamın ritmini bulabileceğiniz şüphesiz.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top