Bugün, The Power Of The Dog'un fragmanının ilk çıkışıyla, Oscar ödüllü Jane Campion'ın 2009'daki Bright Star'dan bu yana ilk uzun metrajlı filmine bir bakış atma şansına eriştik. 1920'lerin Montana'sında geçen ve Yeni Zelanda'da çekilen Netflix filmi, Benedict Cumberbatch'i acımasız, zengin çiftlik sahibi Phil Burbank olarak karşımıza çıkarıyor.
Phil ve kardeşi George (Jesse Plemons), markete giderken bir restoranda Rose (Kirsten Dunst) ile tanışır. Restoranı etkileyici oğlu Peter (Kodi Smit-McPhee) ile birlikte işleten bir mal sahibidir. Phil zalimdir ve ikisini de gözyaşlarına boğar. George, Rose'u teselli eder ve daha sonra evlenirler. Bu, Phil'in öfke ve kurnazlık arasında gidip geldiği, Rose'la alay ettiği ve oğluyla daha açık bir şekilde uğraştığı bir dizi olayı başlatır. Daha sonra Phil çocuğu kanatlarının altına alıyor gibi görünür.
Filmin hikayesi açıldıkça, göstermelik jestler, daha fazla tehdit ve daha acımasız ikili ilişkiler seyirciyi karşılayacak. The Power of the Dog, Campion tarafından yazılıp yönetiliyor. Cumberbatch, Dunst, Plemons, Smit-McPhee, Thomasin McKenzie, Frances Conroy, Keith Carradine, Peter Carroll ve Adam Beach filmin oyuncu kadrosunu oluşturuyor.
Yapımcılar arasında Emile Sherman, Iain Canning, Roger Frappier, Tanya Seghatchian ve Campion yer alırken, usta işi görüntü yönetmenliğini Ari Wegner üstleniyor. Kurgu ise Peter Scibberas'a ait. Filmin müziklerini de bir başka tanıdık isim Jonny Greenwood besteledi. The Power Of The Dog, 17 Kasım'da sinemalarda ve 1 Aralık'ta Netflix'te olacak.
