Sinema dünyası, izleyiciyi şaşırtmak, düşündürmek ve duygusal bir yolculuğa çıkarmak için her zaman yaratıcı yollar aramıştır. Plot-twist de denen "sürpriz sonlar", bir filmin hikayesinin beklenmedik bir şekilde yön değiştirmesiyle izleyiciyi şaşkına çeviren en güçlü senaryo tekniklerindendir. Sürpriz finaller, filmlerin unutulmaz olmasını ve izleyicilerin zihninde uzun süre yer etmesini sağlamıştır. Klasik mertebesine ulaşan, izleyiciyi şok eden ve olayların bambaşka bir boyuta evrilmesini sağlayan bu filmler, çekileli çok zaman geçmesine rağmen hem hikaye anlatımı hem de karakter derinliği açısından hala sinemanın zirve noktalarını temsil eder. İşte plot-twist’leriyle sinema dünyasında iz bırakan, en çok şaşırtan ve kült haline gelen 10 film…
Kapan
Universal
Jordan Peele'in "Kapan" (2017) filmi, korku ve gerilim türlerini zekice bir şekilde harmanlayarak toplumsal eleştiriyi etkileyici bir biçimde sunuyor. Film, Chris (Daniel Kaluuya) adlı bir siyah adamın, kız arkadaşı Rose’un (Allison Williams) ailesinin bulunduğu malikaneye yaptığı ziyaretin ardından yaşadığı rahatsız edici olayları konu alır. Başlangıçta, Chris’in hissettiği huzursuzluk ve küçük şüpheler, film boyunca giderek daha fazla anlam kazanmaya başlar. Ancak filmin plot-twist'i, Chris’in bu beyaz aileye olan misafirliğinin, aslında çok daha karanlık ve korkutucu bir amacı olduğunun ortaya çıkmasıyla yaşanır. Peele, film boyunca izleyiciye sürekli bir rahatsızlık hissi vererek, nihayetinde hikayenin beklenmedik sonunu açıklar. Bu plot-twist izleyiciyi şaşırtır, filmdeki toplumsal mesajları derinleştirir ve korku unsurlarını bir adım öteye taşır. Peele, bu filmle En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar kazandı.
Olağan Şüpheliler
Universal Pictures
"Olağan Şüpheliler" (1995), sinema dünyasının en ikonik ve sürükleyici suç gerilim filmlerinden biridir. Yönetmenliğini Bryan Singer'ın üstlendiği film, suç dünyasında yer alan bir grup hırsızın, gizemli ve güçlü bir suçlu olan Keyser Söze'yi ortaya çıkarmaya çalışırken yaşadıkları karmaşık olayları anlatır. Filmin başlangıcında beş suçlu bir araya gelir ve büyük bir soygun gerçekleştirmeye karar verir. Ancak filmin sonunda gerçekleşen büyük plot-twist ile izleyiciye tüm hikayede anlatılan şeylerin aslının çok farklı olduğu ortaya çıkar. Bu şaşırtıcı keşif, izleyiciyi film boyunca sürekli bir yanılgı içinde tutar ve tüm olayların anlamını tersine çevirir. "Olağan Şüpheliler", zekice kurgusu ve sürpriz finali ile kült bir film haline gelmiştir.
Başrollerde Kevin Spacey, Gabriel Byrne, Stephen Baldwin, Benicio del Toro ve Kevin Pollak gibi isimler yer alırken, Kevin Spacey'nin Verbal Kint karakterindeki performansı ona En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmıştır. Film ayrıca En İyi Özgün Senaryo dalında Christopher McQuarrie'ye Oscar ödülü kazandırarak büyük bir başarı elde etmiştir.
Yedi
New Line
David Fincher'ın yönettiği ve sinema dünyasında büyük yankı uyandıran "Yedi" (1995), bir seri katilin, işlediği cinayetlerde İncil'deki yedi ölümcül günahtan ilham almasını konu alır. İki dedektif, David Mills (Brad Pitt) ve William Somerset (Morgan Freeman), bu suçları çözmek için bir araya gelirler. Ancak suçlunun zeka düzeyi, cinayetlerin korkutucu biçimi ve olayların gizemli yapısı, izleyiciyi sürekli bir gerilim içinde tutar.
Filmin en büyük plot-twist'i, seri katil John Doe (Kevin Spacey) finalde dedektifler tarafından yakalanmak üzereyken ortaya çıkar. Doe "kıskançlık" günahı için de bir cinayet işleyerek planını tamamlar. Bu şaşırtıcı ve karanlık son, filmin gerilim seviyesini zirveye taşır ve izleyiciyi büyük bir şokla bırakır. Film, hem görsel hem de duygusal olarak sinema tarihinin en unutulmaz gerilimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Oyun
Walt Disney Pictu
"Oyun" (1997), David Fincher'ın yönettiği, gerilim ve psikolojik drama türlerinde bir başyapıttır. Film, başarılı bir iş adamı olan Nicholas Van Orton'ı (Michael Douglas) ve hayatının bir anda alt üst olmasına yol açan gizemli bir "oyun"u konu alır. Nicholas, yalnız bir hayat süren, duygusal olarak kapalı bir adamdır. Bir gün, kardeşi Conrad (Sean Penn) ona, hayatındaki monotonluğu kırması için kaydolduğu bir "yaşam oyunu"nu hediye eder. Nicholas, bu oyunun başlangıçta eğlenceli ve sıradan olacağını düşünür, ancak zamanla her şeyin kontrolden çıkmaya başladığını fark eder.
Filmin plot-twist'i, hikayenin finaline kadar izleyiciyi sürekli bir yanılsama içinde tutar. Nicholas, yaşamını tehdit eden ve tüm güvenliğini hiçe sayan olayların bir oyun olduğunu düşünür ancak olanlar bunun ötesindedir. Film, yalnızca bir gerilim filmi olmanın ötesinde, güvensizlik, kontrol kaybı ve varoluşsal korkular üzerine derin bir analiz sunar. Kadroda Michael Douglas ve Sean Penn'in yanı sıra, Deborah Kara Unger, James Rebhorn ve Armin Mueller-Stahl bulunmaktadır ve "Oyun" büyük ödüller kazanmasa bile kült bir yapım haline gelmiştir.
Diğerleri
Warner Bros
Alejandro Amenábar'ın yönettiği ve hem gerilim hem de korku türlerinde büyük beğeni toplayan "Diğerleri" (2001), Grace Stewart (Nicole Kidman) adlı bir kadının, çocuklarıyla birlikte uzak bir malikanede izole bir yaşam sürmesini anlatır. Grace, çocuklarının alerjik hastalıkları nedeniyle evde sürekli karanlıkta ve ışıklardan uzak bir şekilde yaşamaktadır. Evin ruh hali giderek daha tedirgin edici hale gelirken, Grace ve çocukları, evde kendilerini sürekli bir tehlike ve korku içinde hissetmeye başlarlar. Evin garip ve gizemli olayları, zamanla gerilimli bir hale gelir ve izleyici, neyin gerçek olduğunu sorgulamaya başlar. Fakat Grace'in evde hissettiği varlıklar ve korkunç olaylar, beklenenin ötesinde bir finalle anlam kazanır. Ve izleyiciye başından itibaren anlatılan hikaye dramatik bir şekilde tersine çevrilir.
Zindan Adası
Paramount
"Zindan Adası" (2010), Martin Scorsese tarafından yönetilen, psikolojik gerilim türündeki bir başyapıttır. Film, 1954 yılında geçer ve başrolünde Leonardo DiCaprio’yu izleriz. Hikaye, Teddy Daniels adlı bir dedektifin, akıl hastalarına ev sahipliği yapan izole bir adada kaybolan bir kadını araştırmak üzere görevlendirilmesiyle başlar. Teddy ve iş arkadaşı Chuck Aule (Mark Ruffalo), bu gizemli kayboluşun ardındaki sırları çözmeye çalışırken, adada gitgide daha fazla gariplik belirir ve olaylar kontrolden çıkar. Teddy, burada karşılaştığı tuhaf durumlar ve belirsizlikler karşısında şüpheye düşer, ancak zamanla daha derin bir sırrın gizlendiğini keşfeder.
Zindan Adası, izleyiciyi sürekli olarak yanıltan, sürekli bir belirsizlik içinde tutan ve gerçek ile kurgu arasındaki sınırları bulanıklaştıran bir hikaye sunar. Kadroda iki yıldız oyuncuya; Ben Kingsley, Michelle Williams, Max von Sydow ve Patricia Clarkson gibi güçlü isimler eşlik ediyor. DiCaprio, bu filmdeki karmaşık rolüyle büyük övgüler aldı ve performansı filmi daha da unutulmaz kıldı.
Prestij
Warner Bros
"Prestij" (2006), Christopher Nolan'ın yönettiği, zeka dolu ve derinlikli bir drama-gerilim filmidir. Film, 19. yüzyıl Londra’sında geçen bir rekabeti konu alır; iki illüzyonist, Robert Angier (Hugh Jackman) ve Alfred Borden (Christian Bale), birbirlerine karşı kıyasıya bir mücadele içindedir. Birbirlerinin sırlarını çözmeye çalışan bu iki adam, daha büyük ve daha şaşırtıcı sihir numaraları yaratma arzusuyla birbirlerini yıkmak istemektedirler. Angier, Borden'ın en büyük numarasının sırrını öğrenmek için her türlü yolu denerken, bu rekabetin sonuçları her ikisi için de büyük felaketlere yol açacaktır. Fakat finalde Borden ve Angier'ın “prestij” numaralarının ardında yatan gerçeklerin açıklanmasıyla şok edici bir son yaşanır ve izleyici filmi yeniden gözden geçirmek durumunda kalır.
Michael Caine, Scarlett Johansson ve David Bowie’inin de performans sergilediği film, yalnızca oyunculuk açısından değil aynı zamanda görsel efektleri ve karmaşık anlatım yapısıyla da dikkat çeker. Prestij, Christopher Nolan’ın sonraki projelerine ilham verecek bir sinematik zeka örneği sergileyerek sinema tarihine adını yazdırdı.
Bebek Jane'e Ne Oldu?
Warner Bros.
Robert Aldrich'in yönettiği, korku ve psikolojik gerilim unsurlarını içeren "Bebek Jane'e Ne Oldu?" (1962), sinema tarihinin en ikonik yapımlarından biridir. Film, Hollywood'un eski yıldızlarından Jane Hudson (Bette Davis) ve kız kardeşi Blanche Hudson (Joan Crawford) arasındaki çatışmayı merkezine alır. Jane, çocukluğunda başarılı bir çocuk yıldızdır ve "Bebek Jane" olarak bilinir. Ancak yıllar içinde kariyeri düşerken, Blanche'in film kariyeri yükselir. Bir gün, Blanche bir trafik kazasında sakatlanır ve tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Jane, bu durumu fırsat bilerek, kız kardeşine yönelik psikolojik ve fiziksel işkenceye başlar.
İzleyiciyi son derece şaşırtan sonuyla, "Bebek Jane'e Ne Oldu?" tüm zamanların unutulmaz klasikleri arasına girmiştir. Bette Davis, Jane karakterini canlandırırken olağanüstü bir performans sergilemiş ve bu rolu ile En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmiştir. Joan Crawford ise Blanche karakterini, korku ve dram arasındaki ince çizgide ustaca canlandırarak büyük beğeni kazanmıştır. İki yıldız oyuncu, kendi dönemlerinde birbirlerine olan kıskançlıkları ve rekabetleriyle tanınırlar ve bu film özelindeki ilişkileri FX'in "Feud" dizisine de konu olmuştur.
Altıncı His
Walt Disney Studios
M. Night Shyamalan'ın yazıp yönettiği ve psikolojik gerilimle harmanlanan "Altıncı His" (1999), çocuk psikoloğu Malcolm Crowe’un (Bruce Willis), kendisini ziyaret eden küçük bir çocuk olan Cole Sear (Haley Joel Osment) ile olan ilişkisini merkezine alır. Cole, ölüleri görebildiğini iddia etmektedir ve bu, onun sosyal ilişkilerini ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkiler. Crowe, Cole’a yardım etmek için elinden geleni yapmaya karar verir ve bu süreçte, Cole’un dünyasında karşılaştığı tuhaf olayları daha yakından anlamaya başlar. İzleyiciyi derinden sarsan finalde, filmin başından itibaren tüm olayların, karakterin ruh halindeki değişimlerin ve izleyicinin algısının nasıl manipüle edildiğini gözler önüne serilir.
Çocuk oyuncu Haley Joel Osment, filmdeki Cole rolü ile büyük beğeni toplar ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilir. Bruce Willis ise klasik aksiyon karakterlerinden farklı olarak daha derin bir psikolojik rol üstlenmiş ve bu performansıyla büyük övgüler almıştır. Film, bugün bile popüler kültürde yer alan "I see dead people" (Ölü insanlar görüyorum.) cümlesiyle hafızalara kazınmıştır.
Sapık
Paramount
"Sapık" (1960), Alfred Hitchcock’un sinema dünyasına kazandırdığı, gerilim ve korku türlerinin en önemli örneklerinden biridir. Film, Marion Crane (Janet Leigh) adlı bir kadının, büyük bir suç işledikten sonra kaçarken uğradığı terkedilmiş bir motelde, garip ve gizemli bir adam olan Norman Bates (Anthony Perkins) ile karşılaşmasıyla başlar. Marion, Bates Motel’de bir gece geçirmek zorunda kalır ve burada, otelin sahibi Norman’ın korkutucu davranışları ve tuhaf tavırlarıyla karşılaşır. Film boyunca, Marion’ın yaşadıkları izleyiciyi sürekli bir tedirginlik içinde bırakır. Film, şok edici plot-twistiyle, Hitchcock en bilinen yönetmenlik özelliğini bir kez daha sergilemiştir.
Janet Leigh, filmdeki ikonik duş sahnesindeki performansıyla büyük ilgi görmüş ve sinema tarihine geçmiştir. Anthony Perkins, Norman Bates karakterini canlandırarak unutulmaz bir performansa imza atmıştır. Perkins, karakterin psikolojik derinliğini ve karanlık yönlerini mükemmel bir şekilde yansıtmıştır. "Sapık", Alfred Hitchcock’un sinema tarihinde bıraktığı derin izlerden biridir ve film, dört dalda Oscar'a aday gösterilip hiçbirini kazanamamasına rağmen sinema sanatının başyapıtları arasında sayılmaktadır.