12 Öfkeli Adam
Ortalama puan
4,7
705 Puanlama

141 Kullanıcı yorumları

5
71 Eleştiri
4
58 Eleştiri
3
6 Eleştiri
2
5 Eleştiri
1
1 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
Fatih Meral
Fatih Meral

Takipçi 60 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
20 Eylül 2025 tarihinde eklendi
12 Öfkeli Adam, tarihin kült filmlerinden biridir. Unutulmaz başyapıt zamanında büyük salonlarda sinemaya açıldığı için gereken rağbeti görmemiş, daha sonraları televizyonda yayınlandıkça değerlenmiş eşsiz bir eserdir. Konusu itibarıyla 18 yaşında babasını öldürdüğü suçu isnat edilen birinin idamına veya beraatine karar vermektir. Bunun oy birliğiyle yapılması gerekmektedir. 1 fire bile verilmemesi gerekirken başrol oyuncumuz Henry Fonda şüphelerim var diyerek 11 kişiye karşı gelir ve o andan sonra delil ve duruma yönelik ciddi sorgulamalar başlar. Filmin sonunda bile yargılanan gencin suçlu mu değil mi olduğunu bilemeyiz, her şey muallakta kalır. Fonda görgü tanıklarının söylemlerinin geçersizliği ve suç kanıtı olan bıçağın her yerde olan bir bıçak olduğu ve suç mahalinde dolaşırken bıçağı bulduğunu söyler. Filmin içinde farklı noktalar vardır. Mesela çok gerçekçidir çünkü ABD hukuk sisteminde jüri sistemi vardır. Hatta kadınlar ve siyahiler alınmaz. Bu atmosferi gerçekçi yansıtmıştır diyebiliriz. Filmin en başında yargıç suçlu olduğuna kesin eminseniz oyunuzu verin diyerek her zaman masumiyet karinesinin olabileceği varsayımını atlamamak gerektiğini belirtiyor. İlk oylamada sürü psikolojisiyle hareket edip duruma göre el kaldıran 4-5 karakter bulunmakta, aslında kızgın değil umursamaz ve akışına hareket eden adamların varlığı da dinamiklerini incelemek bakımından önemli bir film, kapalı oylama yapılınca ve Fonda'nın herkes evet derse ben de katılacağım kumarına gelen jüri üyeleri olması, kararın sorgulanmadan verildiğini ortaya çıkarıyor. Karar verici jürilerin farklı karakterleri, inançları, değerleri anlatılması toplumsal kesimlerin farklılaştığını ortaya koyuyor. Hatta karakterler, meslekleriyle ön plana çıkarılıyor da diyebiliriz. Dirençli karakterlerimiz; başrol Fonda çünkü emin değilim, aksine de kanıt var diyor. Başka bir dirençli karakter de ırkçı Ed fırsatta o bölgede yaşayanların potansiyel suçlu olduğuna inandığı için çok dirençli en son kabul edenlerde. Lee Job' ta kendi hayatından olumsuz yansıtma yaptığı için hemen sanığın cezalandırılmasını istiyor. Fonda sakin, makul ve akılcı olan karakter olduğu için bir şekilde hepsini mat ediyor. Fonda'nın zıttı olan karakter de borsacı olan karakter, tüm argümanlara göre kararını veren bir karakter çünkü kişisel ön yargılarının olmadığı karakter. Tanığın gözlük takmasından dolayı ortaya koyduğu argümanla onun da fikrini değiştiriyor. Hukuk fakültelerinde, psikoloji alanında, grup dinamiği çalışmalarında yararlanılan bir kült film olmuş. Görüntü yönetmenliği harika, o klostrofobik ortamı bize buram buram yansıtıyor, sanığın lehine oylama değişince pervane çalışıyor, yağmur yağıyor mekân rahatlıyor. Açı tepeden başlayınca göz hizasının altına iniyor, en sonunda dava görüşmesi bitince tepeye çıkarak rahatlama hissinİn oluşması. Beyaz giymesi masumiyet karinesini yani saflığı ve ön yargısızlığı temsil eden bir metafor bence. Siyah-beyaz filmde bile belli oluyor ve sadece beyaz takım giyen adam Fonda. Yönetmen Sidney Lunet'in ilk filmi ama çok başarıılı olmuş .Mutlaka izlemelisiniz.
Muhammed aydın
Muhammed aydın

43 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
20 Eylül 2025 tarihinde eklendi
Performans,Konu,Filmin İlerleyiş Şekli Son Derece İyiydi Daha Kaliteli Olabilirdi Ama Yine Kalitesi Yerinde Bir Film Ve Biraz Daha Gizemli Ve Şaşırtıcı Olaylar Yaşanabilirdi Ve Bunlar Dışında Film Gerçekten Harikaydı Daha Yüksek Bir Puan Verirdim Ama Zevkime Daha Uygun Olan Filmlerde Var.
beryl
beryl

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
30 Mayıs 2025 tarihinde eklendi
Öncelikle bu filmi çok beğendiğimi söylemeliyim.
Hani insanlar az fiyatına rağmen verimli iş gören ürünlere fiyat-performans ürünü diyorlar ya. İşte bu da tam olarak tarih-performans ürünü bir film bence. 1957 yılında bu kadar iyi senaryoya sahip bir film... Bu tarihte çekilmiş olup hala bu kadar güçlü duran bir senaryo görmek etkileyiciydi. Müthiş ya...

Film siyah beyazdı. Hayatımda ilk defa siyah beyaz bir film izledim. Ama bu durum canımı sıkmadı. Olayların akışına o kadar kapıldım ki bu farklılığı sadece 1-2 kez fark ettim.

Ayrıca edindiğim bilgilere göre film sadece 21 günde çekilmiş. Gerçekten çok takdir edilesi bir yapıt.

Filmde jüri odasında klima olmaması, havanın nemi ve odadaki kişi sayısının fazla olması odadaki atmosferi bunaltıcı bir hale getiriyor. Bu yüzden jüri üyelerinin terlemesi çok iyi olmuş. 8 numaralı jüri baştan beri terliydi zaten, yüzü parlıyordu. 8 numaralı jüri üyesinin karşısında oturan gözlüklü bir jüri, filmin bir sahnesinde hiç terlemediğini belirtmişti. Fakat kendi düşüncesinin hatalı olduğunu anlayıp 8 numaralı jürinin fikrini mantıklı bulurken kafasından akan ter damlası inanılmaz bir detaydı. Filmdeki bu ve buna benzer detayları da bayağı beğendim gerçekten.

Filmin içeriği de çok akıllıca işlenmiş. 8 numaralı jürinin başta on bire bir tek olması daha sonra diğer jüri üyelerini de ikna edip sanığı suçsuz bulmaları çok etkileyiciydi. 8 numaralı jürideki soğukkanlılık, ikna kabiliyeti ve zeka olayların seyrini tamamen değiştirdi. Daha sonra ikna olan diğer jüri üyelerinin de bilgileriyle bütünleşince olayı mantığa yatar bir sonuca bağladılar. Ayrıca karakterlerin çoğunun birbirinden farklı hikayelerine de yer verilmiş filmde.

Ön yargılarımı kıran sade ama çarpıcı bir anlatıma sahip bu filmi izlemek hem sinema açısından hem de insan doğasını anlamak açısından büyük bir deneyimdi. spoiler:
Sırrı Cosar
Sırrı Cosar

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
25 Şubat 2025 tarihinde eklendi
1957 yapımı bence kusursuz .zaten eleştirma cüretinde bulunan cahil ve terbiyesizdir. hary fonda efsanesi
Ömer Faruk Çakır
Ömer Faruk Çakır

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
27 Ekim 2024 tarihinde eklendi
Tek bir sahnede böyle iş başarmak gerçekten büyük iş en başta ilk 15 20 dakikada ne izliyorum ben diyebilirsiniz fakat sonra çok seveceksiniz
Barış Erdoğan
Barış Erdoğan

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
10 Haziran 2024 tarihinde eklendi
Bu filmi izleyen her insanda film kültürü vardır
Film sadece bir odada geçip bu kadar sürükleyici ve sizi içine alan çok fazla film yoktur 20 yaşında filmi bu kadar erken iyiki izlemişim siyah beyaz demeden herkesin izlemesi gerek
Emirhan Yener
Emirhan Yener

11 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
31 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Gerçek ve işleyen bir demokrasinin "çoğulcu" olması gerektiğini kanıtlar nitelikle bir yapım olmuş. Senaryo gayet iyi yazılmış, oyunculuklar dozunda ve gerçekçi. Olaylara farklı pencereden bakmaya iten harika bir yapım!
Salih Uyar
Salih Uyar

2 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
25 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Çok fazla film izlemeyenlere biraz sıkıcı gelebilir.
Kendi şahsi yorumuma göre film kesinlikle izlenmeli 1957 yılında böyle bir konuyu ele alarak bizlere bu kadar güzel bir şekilde anlatılması beni gerçekten çok mutlu etti gerek oyuncularıyla gerekte bizlere verdiği o heyecan ile 10 üzerinden 10 luk bir film . Unutmayın ön yargı gerçeği görmemizi engeller ;iyi seyirler dilerim
Selim Kaan Kömürçü
Selim Kaan Kömürçü

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
6 Aralık 2023 tarihinde eklendi
Her hukukçunun izleyerek "Masumiyet Karinesine" bir örnek alması gerekir. Filmin sonunda çocuğun gerçekten katil olup olmadığına takılmayın. Bir suçlunun serbest kalması bir masumun öldürülmesinden iyidir.
Muhammet Karakoç
Muhammet Karakoç

Takipçi 9 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
27 Eylül 2022 tarihinde eklendi
İzlediğim en iyi filmlerden biriydi gerçekten insana çok şey katabilecek bir film sadece film diyip geçilmemesi gereken bir başyapıt
Oğuzhan Pektaş
Oğuzhan Pektaş

5 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
10 Eylül 2022 tarihinde eklendi
Önce filmin 30 dakikasını izleyip sonra bir sigara yakacaksınız, olanları düşünüp bir daha izleyeceksiniz 30 dakika sonra bir sigara daha. Sindire sindire izleyeceksiniz.
Eleştirilerimiçinhesap
Eleştirilerimiçinhesap

51 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
30 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
Renkli halini çıkarsalar çok daha güzel olabilirmiş ama ben siyah beyaz olmasına rağmen bu halini bile hiç takılmadan ve sıkılmadan izledim. Konu bakımından değerlendirmek gerekirse daha önceden böyle bir şey izlediğimi inanın hiç hatırlamıyorum. Filme gelirsek bir tarafta çocugun tamamen suçlu olduğunu düşünenler bir tarafta ise suçlu olmadığını düşünenler var. İlk başta suçlu olduğunu düşünenlere karşı şunları sormak istiyorum: Çoğunluk her zaman haklı mıdır? Ön yargılarımız bizi yanıltır mı? Tanıklar her zaman doğruyu mu söyler? Bu tarz suç vakalarında her türlü olasılığın en ince ayrıntısına kadar incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Filmde de görüyoruz ilk başta sanığın suçsuz olduğunu iddia eden adam her türlü olasılığı inceliyor ve değerlenidiriyor. Benim en sevdiğim olasılıklar bıçağı masaya saplaması ve krokiye dayanarak yataktan kapıya kadar olan süreyi kabataslak hesaplamasıydı. Ve son olarak şunu asla unutmayın: Suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur.
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.320 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
27 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, kendi yazdığı aynı isimli televizyon oyunundan (1954) uyarlayarak Reginald Rose'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Sidney Lumet'in oturduğu “12 Angry Men”:

Örneğin Türkiye'nin de dahil olduğu kıta Avrupa'sındaki uygulamayı eleştirenlerin ABD yargısındaki, kimilerince yere göğe sığdırılamayan "jüri sistemi" marifetiyle alınan kararların da; insanın içinde bulunduğu psikolojik durum ve sosyolojik kökenlerinden kaynaklanan zafiyetler nedeniyle malul olabileceğinin gözlerin derinliklerine sokulduğu "şahane" bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, daha önce de defalarca izlediğimiz, hikayesi kapalı tek mekan da geçen ve dönemin usta oyuncularının performanslarının damgasını vurduğu bu siyah - beyaz sinema klasiğine, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir "Criterion Collection" Blu - Ray kopyası aracılığı ile biraz daha yakından bakalım...

***

Tüm görüşmeleri tamamlanan dava süreci sonunda Yargıç (Rudy Bond), babasını bıçaklayarak öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki yoksul bir gencin davasını müzakere ederek karar vermeye hazırlanan Jüri Üyelerine hitaben:

"Bir adam öldü... Bir diğer adamın hayatı da, pamuk ipliğine bağlı...

Eğer aklınızın bir köşesinde, herhangi bir makul şüphe varsa; o zaman, sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz...

Ama eğer hiçbir şüphe duymuyorsanız ve bilinçli olarak karar verdiğinizden de eminseniz sanığı suçlu bulun...

Kararınız ne olursa olsun, oy birliği ile alınmalıdır...

Sanığı suçlu bulmanız halinde, sanığın affına asla karar verilemez...

Bu dava da idam cezası zorunludur...

Büyük bir sorumluluk ile yüz yüzesiniz...

Teşekkürler beyler..."

Şeklinde bir konuşma yapar...

Ve...

Cinayetle suçlanan çocuğu (John Savoca) süzen Jüri Üyeleri; bir karara varmak üzere, kapısının üstlerine kilitleneceği odalarına çekilirler...

***

Masanın etrafında, jüri numaralarına göre sıralanan üyeler, öncelikle bir oylama yaparlar ve sonuç; on bire karşı bir, "suçlu" çıkar...

Zira karşı oy kullanan 8 numaralı (Henry Fonda) jüri üyesi; babasının kalpazanlıktan hapiste olması sebebiyle, 9 yaşındayken annesini kaybettiğinde, bir buçuk yıl ıslah evinde kalmaya mecbur bırakılan delikanlıya dair konunun, geçirdiği zorlu yıllar da göz önünde bulundurulmak suretiyle biraz daha derinliğine tartışılması gerektiğini düşünmektedir...

Buna ilk itiraz, "Onlara asla güvenemezsiniz... Hepsi doğuştan yalancıdır..." diyen 10 numaradan (Ed Begley) gelir...

***

Derken...

Başkanlığını kendiliğinden 1 numaranın (Martin Balsam) üstlendiği oturumda; "suçlu" diyen üyelerin, sırayla söz alarak argümanlarını anlatmalarına karar verilir...

Ki, belki böylece ikna olan 8 numara da kendi saflarına katılacak ve çok uzatmadan da dağılacaklardır...

***

Lafı kısa kesen 2 numara (John Fiedler) sanığın, suçlu olduğunu "sanmaktadır"...

***

3 numaraya (Lee J. Cobb) göre ise, olayların yaşandığı odanın altında oturmakta olan yaşlı adam; cinayet gecesi saat 00:10'da, kavgayı andıran sesler duymuştu ve çocuk babasına, "Seni öldüreceğim" diyerek de bağırmaktaydı...

Birkaç saniye sonra da, birinin yere düştüğünü işitmişti...

Kapıya doğru koşup açtığında da, çocuğun merdivenlerden inerek dışarıya kaçtığını görmüş ve polisi aramıştı...

Gelen polisler de adamı, göğsünde bir bıçakla yerde yatarken bulmuşlardı...

Adli tıp uzmanları da ölümün, gece yarısı civarında gerçekleştiğini doğrulamışlardı...

Yani çocuğun suçlu olduğu apaçık ortadaydı ve yaptığının cezasını da çekmeliydi...

***

4 numara (E.G. Marshall), o saatte sinemada olduğunu iddia eden; ancak filmin ve oyuncuların isimlerini hatırlayamayan çocuğun, verdiği ifadeyi saçma bulmaktadır...

Üstelik sinemada onu gören de olmamıştır...

Sırayı bozan 10 (Ed Begley) ve 11 (George Voskovec) numaralar buna; caddenin karşısındaki, an itibarıyla geçmekte olan banliyö treninin son iki vagonunun arasından "Cinayeti gördüm" diyen ve sıcaktan bunaldığı için uyuyamayan kadının ifadesini de eklerler...

***

5 numara (Jack Klugman) pass geçer...

6 numara (Edward Binns), karşıki evde oturanların verdikleri ifadeyle elde edilen; aynı gece saat yedi de çocuk ile babası arasındaki tartışmadan söz ederken, 11 numara saati sekiz olarak düzeltir...

8 numara da, aynı komşuların; babanın oğluna iki kez yumruk attığını ve sonrasında da çocuğun sinirli bir biçimde evden koşarak çıktığını gördükleri hususunu ilave eder...

***

Akşamki maça yetişme telaşı içindeki 7 numara da (Jack Warden), çocuğun suçluluğundan ve büyüklerine karşı olan saygısızlığından son derece emindir...

Özellikle de bu büyüklere saygı konusunda, tavırlarından; iki yıldır yüzünü görmediği kendi oğlundan şikayetçi olduğunu anladığımız l3 numara da yeniden devreye girerek, 7 numaraya koltuk çıkar...

***

Bir ara gecekondu da yaşayan insanlar üstünden yapılan tartışma esnasında sinirler biraz gerilmiş olsa da, 8 numara; savunma avukatının yeterince savunma yapmamış olmasının yanı sıra savcının iddianamesini, biri sadece ses duymuş olan iki tanığın ifadesine dayandırmasına odaklanmakta ve "Ya yalan söylüyorlarsa" demektedir...

***

4 numara çocuğun, babasından yediği yumrukların ardından o gün satın aldığı ve her nasılsa cebindeki delikten düşürdüğünü belirttiği sapı özel işlemeli sustalı bıçak ile günün kronolojisi hakkındaki ayrıntılara değinirken kapıdaki güvenlik görevlisinden (James Kelly) suç delili bıçak istenir...

***

Bıçak gelir gelmez de, 8 numara kendi cebindeki; çocuğun yaşadığı mahalledeki bir rehinciden altı dolara satın aldığı birebir aynı olan bıçağı çıkartarak, masadaki asıl bıçağın yanına saplar...

Böylelikle de, cinayette kullanılan bıçağın tek bir örnek olmadığı kanıtlanmıştır...

***

Fakat durum yine de, on bire bir gibi görünmektedir...

Bunun üzerine 8 numara yeni bir oylama daha ister...

Yalnız bu kez oylama, açıkça el kaldırılarak değil de kağıtlara yazılarak gizlice yapılacaktır...

Şayet sonuç değişmezse kendisi de diğerlerine katılacak ve öylece de dağılarak evlerine gidebileceklerdir...

Yok içlerinden bir kişi dahi çocuğu "suçsuz" bulursa, müzakereye devam edilecektir...

Dakika 32...

Geride sizleri, yorumumuzun en başında da vurguladığımız, psikolojik ve sosyolojik hesaplaşmaların devreye gireceği 64 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
Burak Karana
Burak Karana

1 değerlendirme Takip Et!

5,0
29 Kasım 2021 tarihinde eklendi
Film o kadar mükemmeldi ki anlatamam. Şuanda okuyorsan ne yapıyorsan bırak ve izlemeye git. Toplumda çoğunluğun söylediği herşeyin doğru olmadığını anlatan çok ama çok iyi bir şaheser.
Sefa Gündüz
Sefa Gündüz

22 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
22 Kasım 2021 tarihinde eklendi
Filme 5 yıldız vermemin sebebi tek bir oda içinde çekilmiş olması ve tamamen diyaloglar üzerine kurulmuş olması. Filmi izlerken gerçekten mest oluyorsunuz. Filmi bir çok sosyal mesajı içinde barındırıyor. Filmin oyuncularını çok tanımıyorum ama gerçekten süper oyunculukları ile sanki film değilde gerçek bir olayı izliyormuşsunuz gibi oluyor. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film, siyah beyaz diye ön yargı ile yaklaşmayın çok şey kaybedersiniz yoksa.
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler